Gri saçlı adam bir saat daha konuştu ve anlatacak daha fazla şeyi kalmadığı anda, her şeyin bitmek üzere olduğunu biliyordu. Ya kaçacaklar yada öleceklerdi, bu mücadele de çok şey kaybetmişlerdi.
Bu görevi aldıklarında her şeyin çok basit olacağına inanıyorlardı, onlar Kör Kayalar Kıtasında iki tanrı gibiydi. Kendi güç sistemlerine göre burada onlara rakip olacak bir avuç insan vardı ve hepsi çok yaşlı olmalıydı. Karşılaşmaları mümkün değildi, olsa bile ne yaparsa yapsınlar görmezden gelmeleri gerekiyordu.
Çok kolay bir avdı ve ödülü çok yüksekti fakat kim hedeflerinin bir İblis olduğunu düşünürdü ? Başından sonuna kadar en ufak üstünlük bile kazanamadılar, kazanç bir yana ruh canavarlarını kaybettiler hiç üstünlükleri yoktu ve ölümle her saniye burun burunaydılar.
Eğer kurtulursalar destek kuvvetle birlikte geri döneceklerine ikisi de kalbinde yemin etmişti. Nicolas onların gururlarını ayaklar altına almıştı, kalp şeytanları olmuştu, ölmeşse ikisi ölümden beter olacaktı. Bununla birlikte Nicolas çok zengindi, eğer depolama yüzüğünü ele geçirirseler klanları ihya olurdu. Ayrıca Chu kolunun görevi vardı, Nicolası teslim ettikleri anda Chu Kolunun desteğini kazanacaklardı.
Nicolas bir şeytan gibiydi, çok korkunçtu fakat ödüller o kadar muazzamdı ki hayatta kaldıkları sürece geri dönmemeleri kaçınılmazdı.
Kaçış planları %100 garantiye sahip olmasa bile Gri saçlı adam %50 garantide olduğunu düşünüyordu, kutsal ruh canavarları özeldi. En güçlü ruh canavarlarıydı ve Nicolası mutlaka bir düzine dakika tuta bilmeleri gerekiyordu.
Nicolas ise gri saçlı adam düşünürken yavaşça kalktı ve "O zaman bitirme zamanı geldi, beklediğim kadar uzun olmasa da hala çok şey öğrendim, size acısız bir ölüm vereceğim." dedi Nicolas.
Gri Saçlı adam ayağa kalktı ve geri çekildi, genç erkek çoktan gözlerini açmıştı. Son derece sağlıklı görünüyordu, kazandığı saatler ona çok iyi gelmiş gibiydi.
Gri saçlı adam iç çekti, "Gitmemize izin versen olmaz mı? " dedi. Eğer Nicolas onları serbest bırakırsa bu en iyi yol olurdu fakat bunun ihtimali neredeyse sıfırdı.
Nicolas gülümsedi," Gözlerinde ki bakışı görüyorum, benden kurtulduğun anda güç toplayıp geri geleceksin. Hırsınız ve aç gözlülüğünüz düşünülürse benimle işinizi bitirdikten sonra daha fazlası için araştırma yapacaksınız. Kısa sürede aileme ulaşacaksınız ve onları yok edeceksiniz... Bunun yaşanma ihtimali milyarda bir bile olsa böyle bir ihtimal yerine ölümünüzü tercih ederim." Nicolas Gri Saçlı adama sebebini söyledi. En başından beri niyeti belliydi, ödül fazlaydı iki kişi aç gözlüydü ve zenginliğe ihtiyaçları vardı.
"Sadece denedim, eğer istersen gökler adına bir daha gelmeyeceğimize dair yemin edebiliriz." dedi Gri Saçlı adam. Nicolasın zekasını hafife almıştı onun kelime oyunlarının Nicolas üstünde en ufak bir etkisi olmadığını anlamamıştı. Sadece geri gelmeyeceklerine yemin edeceklerdi, kimseye anlatmayacaklarına, kimseyi yollamayacaklarına dair hiç bir şey söylemedi. Nicolas gülümsedi ve "Uzatmanın anlamı yok, ölmeniz en kesin sonuç" dedi Nicolas.
"Eğer ölürsek klanımız anında bunu fark eder, bildiğin gibi yeşim oyma bizim gibi klanlar için elde etmesi zor eşyalar değildir. Bizi öldürürsen yeşim oyma seni işaretleyecek ve yüzünle konumun klanımıza bildirilecek." dedi fakat kalbinde bunun olmayacağını biliyordu ama yüzü hiç yalanını ele vermedi.
Nicolas ise gülümsedi," Bundan eminim ama kimse intikamınızı almaya gelmeyecek zira buraya geldiğinizi ve görevinizi klanınız da ki hiç kimse bilmiyor. Son görüntüm de görecekleri cübbem de ki Fei Klanı sembolü olacak. Bin kat cesur olsalar bile takip etmeye cesaret edemezler." dedi Nicolas.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...