Kılıç Dağı Villasının evlilik turnuvası on binlerce yıl sonra ilk defa es geçildi ve direkt olarak Antik Kılıç Dağı Bölgesi açıldı.
Derin vadinin yanında yükselen iki büyük dağ gibi görünen uçurumlar arasında ki engin boşlukta on uzman bir çember oluşturup lotus pozisyonunu almıştı. Garip kelimeler mırıldanırken hepsinin önünde ki eski hayvan kemikleri büyülü sembollerle aydınlanıyor gizemli ve mistik ışıklar yayıyordu.
Ara sıra esen sert rüzgarlar hepsinin tenini yalayıp geçerken ortalarında kalan alanda bir çarpıklaşma yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.
Her çarpıklaşmayla birlikte gökyüzüne uzanan gizemli ve güçlü bir enerji akışı oluşuyordu. Nicolas ve diğer genç nesil uzmanları sessizce bu sahneyi izlerken hepsinin ifadesi yeni bir şey keşfetmiş gibi şaşkınlık doluydu.
Nicolas bile ilk defa böyle bir sahneye şahit oluyordu bütün dikkatiyle izlerken gizemli rünler yavaşça yükseldi ve on kemik parçası bir anda havalandı.
Korkunç bir güç aynı anda patladı ve on kişinin yüzü bir anda soluklaştı, hemen kükreyerek az önce mırıldandıkları kelimeleri söylemeye başladılar. On gizemli kemik parçası birer pervane gibi dönerken rünlerden yayılan ışıklar daha göz kamaştırıcı hale geldi ve bir anda gökyüzüne fırlayan on ok gibi uçup gitti.
Gürleyen bir ses aynı anda merkezlerinden geldi, on kemik parçası adeta çekilmiş gibi çarpıklığa doğru uçarken gökyüzüne uzanan on ışık sütunu kademeli olarak birleşiyor gibiydi.
Göz kamaştırıcı, oldukça ilgi çekici bu sahne herkesi nefessiz bıraktı enerji deli gibi yükselirken Nicolas hafif baskı hissetti ve on kemik parçasıyla senkronize olan on ışık sütunu çemberin merkezinde birleşti.
On kemik parçası tek bir ayak kemiğine dönüşürken on farklı rün bütünleşerek havada durdu ve korkunç bir güç aynı anda patladı.
On kişi çakıl taşları gibi fırlatılıp atılırken Nicolas derin bir nefes aldı bu güç çok aşırıydı bu sadece eski bir kemik parçasıydı ama hangi yaratığa aitse akıl sınırlarının ötesinde muazzam bir güce sahipti.
Sayısız yıl sonra bile hala böyle eşsiz bir güç sergilemek kolay değildi. On ışığın birleşmesiyle gökyüzüne bir sütun gibi yükselen gök kulağı yavaşça titreşti ve gri renkli etrafı çok renkli katmanlarla kaplı bir portal yırtıcı bir sesle açıldı.
"Fazla açık kalamaz... Hemen girin." aynı anda Lanana hemen söyledi. Genç nesil bir anda atıldı ön önde elbette Nicolas vardı.
Nicolas tereddütsüz bir şekilde portalın içine daldı bedenini ezen korkunç bir baskı hissetti sadece bir anlıktı ama kalbi o anda yerinden çıkacakmış gibi attı, sanki bütün bedeni o anda atomlarına ayrılmış ama hemen sonra eski haline dönmüştü.
Bu çok korkutucu bir duyguydu, Nicolas portalı geçtiğinde yüzüne çarpan tatlı bir esintiyi hissetti.
Gökyüzünde parlayan güneş, beyaz bulutlar toprağın hoş kokusu ve güçlü bir enerji akışını anında fark etti.
Hafif gözlerini kısarak etrafına baktı, arkasında devasa bir uçurumun duvarı vardı önünde ise yeşil bitki örtüsü, uzaklarda sık uzun ağaçlardan oluşan bir orman ve adeta onu koruyan devasa dağ silsilesi.
En dikkat çekici olan ise zirvesi bile görünmeyen bulutlarla kaplı merkezde ki devasa dağdı, aynı yere saplanmış bir kılıç gibi engin, güçlü ve hakim görünüyordu.
Nicolas derin bir nefes aldı devasa bir kılıç gibi olan dağ nefes kesiciydi. Nicolas etrafına bir süre baktı ve hemen enerjisini kullanarak muazzam bir hızla gökyüzüne uçtu ama bir kaç metre yükseldiği anda baskının arttığını hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...