Jiang Mu'nun heyecandan elleri titriyordu. Ömrünün sonuna gelmişti, artık ömür uzatan haplar işe yaramıyordu ve Aziz İmparator Alemi Zirvesinde sıkışıp kalmıştı. Doğuştan gelen yeteneği kısıtlıydı, potansiyelini neredeyse tüketmişti.
Aziz Yıldız Tarikatının elbette onu Aziz Tanrı Yapacak kaynakları vardı lakin neden ömrünün sonuna gelmiş, bütün potansiyelini tüketmiş yaşlı bir adama bu kaynakları harcayacaklardı ki? Bunun yanında, bu kaynaklar üretile bilir değildi.
Nicolas Sagu İmparatorluğu Hazinelerinde bile, herhangi birisini Aziz Tanrı yapmaya yarıyacak formüller bulamamıştı. İşlenecek şifalı bitkiler ve malzemeler mevcuttu lakin formül olmadığı sürece bu malzemelerin hiç bir anlamı da yoktu. Aziz Yıldız Tarikatı da benzer bir durumdaydı, Aziz Tanrı Alemine, yeterli potansiyele sahip kişileri geçirmek için kaynaklar mevcuttu ama bunlardan hap oluşturacak formül mevcut değildi.
Diğer yandan Saf Düzen Arıtma Tekniği, Nicolasın Kıdemli Simyacının anılarından aldığı bir başka teknikti.
Aziz Tanrı hapının formülünden çok daha değerli olduğu açıktı. Diğer yandan Kıdemli Simyacı için, önemsiz bir arıtma tekniğiydi.
Bu arıtma tekniği ile yapılan hapların kalitesi %5 daha yüksek oluyordu. Düşük seviyeli, standart ve orta seviyeli haplarda bu ufak farkın çok anlamı olmasa da mükemmel ve kusursuz seviyeli haplarda%0.5lik saflık artışı bile daha az toksin, daha fazla şifalı etki anlamına geliyordu.
Kaldı ki %5 muazzam bir farktı.
Bu sebeple de Jiang Mu bir nefesin önemsiz olduğundan bahsederken en içten şekilde konuşmuştu. Bir Simyacı için bir ömür harcayıp yine de Aziz Tanrı Alemine geçmeyi sağlayacak bir formül icat etmek mümkün değildi. Arıtma Tekniği ise ondan daha da imkansızdı, sadece 1 nefesin karşılığında bu ikisini almasının karşılığı kesinlikle olamazdı.
Eğer bu iki tekniği Nicolastan aldığı bilinirse, Tarikat Zaten bu meseleyi tamamen görmezden gelebilirdi fakat bu formülü ve tekniği ortaya çıkartmakta sorular ortaya çıkartacaktı.
Jiang Mu heyecandan ilk anda gözden kaçırmıştı lakin, biraz sakinleşince Parşömenlerin hiçte eski olmadığını fark etti.
'Bunlar... yeni görünüyor.' dedi Jiang Mu. Nicolas gülümsedi, 'Elbette öyleler... Bu formül ve hap tekniğini bulduğum mağara da, orijinal parşömenler çok uzun zamandır duruyordu. Nem ve diğer faktörlerden dolayı kağıtlar çok hassastı. Dokunduğum anda, temas ettiğim nokta toza dönüştü. En ufak temas bile, parşömenleri yok edebilirdi bu sebeple hızlıca not aldım ama anlamadığım bir dildeydi bu sebeple biraz araştırma yaptım.
Aslında zorda olmadı, eski uygarlıkların kitaplarını incelerken Avşar İmparatorluğuna denk geldim, kitapta Avşar İmparatorluğunun, o dönem ki isminin yazılışı vardı ve parşömendekilerle aynı dildeydi.
Sonra kütüphanede bazı kitapları aradım ve o dönemden kalma antik bir metne, Fei Klanı kütüphanesinde ulaştım. Sıradan bir kahramanlık hikayesi olsa da, dili Avşarcaydı. Bende kelimeleri belirlemeye çalıştım.
İki ay uğraştıktan sonra da tamamını çözmeyi başardım. Simya Bilgimin, dillerini çözmem de büyük etkisi oldu, şifalı bitkilerin ismi neredeyse aynı. Sadece sesleri öğrenmem, dili anlamamı kolaylaştırdı.' dedi Nicolas.
Avşar İmparatorluğu Sagu İmparatorluğundan bile çok daha eski bir İmparatorluktu. Sagu İmparatorluğunun kütüphanesinde, bu imparatorluğun geçmişini anlatan kaynaklar mevcuttu. Dil konusunda ise yalan söylememişti, gerçekten de Avşar İmparatorluğu dilini öğrenmişti lakin bunun formülle ilgisi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasía'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...