"Çok umursamazsın Nicolas... Dostum gerçekten On milyar insanın hayatı tehlikede ve sen sadece gülüyorsun." Akhan sitem etti fakat çaresizce gülmekten kendisini alamadı. Nicolasın bunu isteyerek yapmadığını biliyordu.
"Yapabileceğim bir şey yok, zamanı tersine çeviremem... Olayı bilenlerin anlatmasını engelleyemem bu yüzden sadece sonuca gel. "
"Tarikat seni destekleme kararı aldı, şuan dış dünyada savaş tamamen Tarikatın baskısıyla sona erdi. Tarikat senin Akademiden ayrılıp, Tarikatın gizli gücüne katılmanı istiyor ve işgalde sende savaşacaksın! " Akhan bir elçi gibi Tarikatın isteklerini aktardı ve Nicolası gözlemledi. Nicolasın kaşları çatıldı ve "Neden böyle bir zahmete girmeliyim? Kıtanın yaşamı veya ölümü beni ilgilendirmiyor..." dedi Nicolas. Eğer bir savaş olursa ve savaş kaybedilirse, tarikat ilk onu düşmanların kucağına atacaktı ayrıca tarikata hala güvenmiyordu.
"Bunu söyleyeceğini biliyordum ve onlara da söyledim." Akhan hızlıca karşılık verdi. Nicolasın kararı onu hayal kırıklığına uğratmadı, Nicolas gerçekten kıtaya veya tarikata bağlılık hissetmiyordu. Yetiştirici dünyasında her saniye milyonlarca kişi ölüyordu ve bir günde ölen kişi sayısı sayılamazdı. Yine de hayat devam ediyordu.
Akhan'nın anlattıkları sadece Nicolası ilgilendiren kısımdı fakat işgalcilerin hepsi, belirsiz bir efsanenin arkasını kovalayacak kadar aptal değildi. Açıkça Tarikatın başka gizli bir gündemi vardı ve Akhan bile bunu bilmiyordu. Bilse zaten Nicolasa açıklamış olmalıydı.
"O zaman tarikat bunları söylemem durumunda ne yapmak istiyor?" dedi.
"Seni kıta dan çıkartmayı istiyorlar fakat klanının güvenliğini garanti edecekler."
Nicolas biraz gerildi, tarikatın en ufak sözüne güvenmediği için söylenenler onun için anlamsızdı fakat Akhana güveniyordu ve o bunu söylüyorsa, klanının ve ailesinin güvenliğinden emin olmalıydı.
"Şartlar ne?"
"Kıta dan ayrılacaksın, nereye gittiğini sadece bir kaç kişi bilecek. Fei Klanın ise tarikat tarafından korunacak. Aile üyelerine tarikat güçlü birer uzman verecek ve güvenliğini sağlayacak." Akhan Nicolasın davranışlarını gözlemledi ve başını sallayıp konuşmaya devam etti.
"Bunun karşılığında sen, tarikatın başı dertte olduğunda ölüm pahasına yardıma geleceksin " dedi Akhan. Nicolas bu sefer gerçekten şaşırmıştı. Tarikat bütün bunlar karşılığında ondan sadece bir söz mü istiyordu? Bu gerçek olamayacak kadar iyi bir rüya gibiydi. Aynı derecede saçmaydı.
"Gerçek niyetleri ne?"
Nicolas bu saçmalığa biraz bile inanmadı.
"Gerçek niyetleri yok... Her şey duyduğun gibi, neden bu kararı verdiklerini merak ediyorsan... Bunun cevabı Akademi Müdürünün senden hoşlanmış olması... Tarikat sırf bu yüzden seninle dost olabilmek istiyor ve bunun için işgalde bütün gücüyle savaşıp, sevdiğin herkesi korumaya istekli. Tek istedikleri ise onlara bir gün yardım elini uzatacağına söz vermen.
Tarikat için sözler anlamsız olsa da ben senin sözüne sadık olduğunu biliyorum."
Nicolas sessiz kaldı, bu kelimeleri Elçi veya bir başkası getirmiş olsa Nicolas kahkahalara boğulur ve onlarla alay ederdi fakat getiren kişi Akhandı ve Akhan Nicolasın arkadaşıydı. Ona zarar verecek bir şey yapacağına inanmadı.
"Senin düşüncen ne?" Nicolas bir süre sessiz kalıp düşündükten sonra Akhana sordu.
Akhan etrafına bakınıp, ruhsal algısı ile çevreyi inceledi. Eğilip dikkatli bir şekilde Nicolasa söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantastik'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...