Gözler bir anda klan liderine kitlendi, herkesin ifadesi batık, kaşları çatıktı. "Lanet piç! Lanet olası!!!" Klan Lideri öfkeyle bir kaç tur atıp küfürler savururken sakinliğini geri kazanması kolay değildi.
Herkes klan liderini tanıyordu, Dong Ming bile herkesten daha cürretkar olmasına rağmen klan liderine soru sormaya cesaret edemedi. Klan Lideri, odanın içinde bir kaç tur attı, antika vazoları ve bazı antika masaları tekmeleyip parçalara ayırdı.
10 Dakika sonra nihayet durdu gözleri kan kırmızısıydı ve ancak biraz sakinleştiğinde herkes soru sormak için birinin öne çıkmasını bekledi. Klan Liderini bu kadar öfkelendiren meselenin ne olduğunu hepsi merak ediyordu. Klan Lideri 250 yıla yakın zamandır klan liderliği yapıyordu. Pek çok zor durumda bile sakinliğini korumuş ve bir şekilde iyi veya kötü her konunun üstesinden gelmişti.
İlk defa bu kadar öfkeli görünüyordu ve sadece bir kaç dakika içinde saçının bir kısmı bile beyazlamıştı, bir anda onlarca yıl yaşlanmış gibiydi. Dong Pao şaşkındı fakat neler olduğunu ilk defa anlayamıyordu.
Kendisini çok yetersiz hissetti, şuan hiç bir faydası yok gibiydi. En nihayetinde Klan Lideri konuşmak için inisiyatif aldı.
"Ruh Taşı kökü! Lanet piç Ruh Taşı kökü bulmuş olmalı!" diye mırıldandı klan lideri. Bir anda herkes ayağa fırladı, Dong Pao'nun bile ifadesi karardı. Ruh Taşı Kökü, bu son derece değerli bir kaynaktı, eğer Ruh Taşı Kökünün olduğu noktaya bir tarikat veya herhangi bir yerleştirilirse, bu organizasyonun gücü çok daha hızlı artar ayrıca sürekli bir ruh taşı geliri elde ederlerdi.
2 yıldızlı klanlar için bile bu son derece değerli bir kaynaktı, Dong Klanının iki ruh taşı kökü kaynağı vardı, bunların ikisi de orta seviyeli ruh taşı üretimi ve klanın gelişimi için çok değerliydi ve şimdi 3. ruh taşı kaynağını elde etme şansları bir anda yok olmuştu.
Kuzgun İmparatoru ruh taşı kökünü tam anlamıyla avuçlarının arasından söküp almıştı, daha da kötüsü bunu onları kandırarak yapmıştı. Sözde meydan okuma sadece bir kafa karıştırma planıydı, asıl olay her zaman ruh taşı köküydi.
Eğer Dong Klanı bu köke sahip olsa, 2 buçuk yıldızlı bir güç olması için önünde sadece bir kaç on yıl kalırdı ve o zaman bütün insan ırkının en büyük gücü olurdu fakat Siyah Nilüfer Organizasyonu çoktan bu yere el koymuşken savaşmak intihar etmek gibiydi. Klan Lideri, ellerinin arasından sonsuza kadar ruh taşı kökünün gittiğinin farkındaydı.
Çok değerli bir kaynaktı fakat Siyah Nilüfer Organizasyonu ile düşman olmak için yeterli değildi.
"Ruh taşı kökü mü?" Dong Pao mırıldandı, Ölümsüz Uygulayıcılar hakkında fazla bilgisi yoktu fakat ruh taşı kökünün değerini biliyordu, klan liderinin öfkesini anında anlamıştı çünkü ruh taşı kökü klan için önemliydi fakat Organizasyonu karşısına alacak kadar önemli değildi. Bu durumda Ruh Taşı Kökü sonsuza kadar gitmişti, klan lideri kaybın ve kandırılmanın öfkesiyle çıldırmıştı ve ancak şimdi neden bir rahatsızlık hissettiğini anladı.
İtiraf etmek zorundaydı ki, Kuzgun İmparatoru herkesi oyuna getirmişti, eğer o bazı şüphelerinden bahsetmese, Klan Lideri bile Kuzgun İmparatorunun davranışlarını Ölümsüz Mağarası ve ruh taşı kökü ile bağlayamazdı. Bu durumda diğer klanların durumu fark etmesi daha uzun sürecekti.
İkisinin de bilmediği şey ise, Nicolasın ikinci tuzağına düşmüş olmalarıydı. Nicolas bir çok farklı dilde on binlerce kitap okumuştu ve neredeyse her kitabı yalayıp yutmuştu haliyle Ölümsüzler hakkında bilgisi daha derindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...