Nicolas kendisinden başka kimseyi suçlamadı, sadece zayıf olduğu için bunlar başına geliyordu. Sebebini bilmese bile, zayıf olduğu sürece her zaman sevdiklerinden uzak kalmak zorundaydı. Onlara zarar veremezdi.
"Teşekkür ederim kıdemli... Size büyük bir iyilik borçluyum." dedi Nicolas ardından duraksadı, "Kıdemli, sizden başka bir şey istemeye yüzüm yok ama arkadaşım Akhan..." dedi fakat lafını bitirmeden yaşlı adam araya girdi.
"Endişelenme... Yaşlı piç akıllıdır, her şeyi arkanda bıraktığın için bir gün buraya geleceğini biliyor ve geleceğin güne kadar her şeyin istediğin gibi iyi gitmesine izin verecek. Akhan isimli velede gelince, o yaşlı piçten talep ettiklerini istediğinde, sen olsan veya olmasan bile ona istediklerini verecek. Bunu yaparsa, ailenin daha güvende ve kendisinin gizli kalabileceğini biliyor." dedi Yaşlı Fei.
"Kıdemli... Sizin soy isminiz Fei mi?" Nicolas istemeden sordu. "Hehehe... Fei, bu bir soy isim değil... Bu bizim unvanımızdır... Bir Fei olmak, bunun ne anlama geldiğini anlayamazsın fakat şundan emin ol..." fakat daha lafını bile bitirmeden Avluyu koruyan bariyere muazzam bir gücün çarptığını hissetti. Yaşlı Fei'nin yüzü anında kırıştı ve "Git... Fazla zaman yok, sadece iki saat daha fazla yaşlı piçi tutamam!" dedi Yaşlı Fei ve hemen lotus pozisyonu alıp bariyeri desteklemeye başladı.
Nicolas çaresizce konağa girdi, yapabileceği hiç bir şey yoktu. Yaşlı Fei ye yardım etmesi söz konusu bile değildi.
Nicolas hızla konağa girdi ve odaya çıktı, konağın içinde dışarıdan yaşanan kavganın sesi bile duyulmuyordu, normalden bile daha huzurluydu. Nicolas yatakta ki Lea ya baktı, peri kızı gibiydi. Güzel ve narin, aşkla doluydu sadece ona bakmak bile içinin huzurla dolmasını sağlıyordu. Önce yaklaşıp onu uyandırmak istedi fakat onun gözlerine bakarak ayrılmayı zor buldu. Sessizce çalışma masasına geçip bir mektup yazdı ve onu yanına bırakıp Lea ya dokunmadan odadan çıktı.
Sonra dört kişiyi topladı ve çalışma odasında oturdu. "Ben ayrılıyorum... Ne zaman geri dönerim bilmiyorum fakat sizden çok büyük beklentilerim var." Nicolas zaman kaybetmeden konuya girdi. Dördü de bu kadar hızlı Nicolasın ayrılmasını beklemiyordu, şaşkınlıkları hızla endişeye dönüştü.
"Patron... Bizde gelelim..." dedi Dean hemen ayağa fırladı.
"Olmaz... Sizden başka kime ailemi emanet edebilirim ?" dedi Nicolas. Dean sessiz kaldı, Axel itiraz etmek istese bile söyleyecek bir şeyi yoktu. Hepsi masanın altından yumruklarını sıkıyordu. Nicolasla gitmek istiyorlarlardı fakat zayıflardı, o kadar zayıflardı ki, hayatta kalmaları mümkün değildi.
Nicolas ise hızlıca depolama yüzüğünden bazı haplar, teknikler ve başka bir çok kıymetli kaynak çıkarttı. "Bunlar sizin güçlenmek için kullanın." dedikten sonra iki depolama yüzüğü çıkartıp onları Lamara verdi. "Bunları anneme ve babama ver" dedi. Nicolas kimsenin konuşmasına ve duygusal bir sahne yaşanmasına izin vermedi.
Oturdu ve emirler verip, ne yapılmasını istediğini söyledi. Her şeyin kontrolü altında olduğunu göstermek istiyor gibiydi. Lamara bazı kıymetli kitaplar ve şifalı bitkiler verdi, bunun dışında Albert içinde bazı kaynaklar ayarladı ve ondan yapmasını istediklerini söyledi. Annesine ve Babasına veda edemediği için üzgündü, bu kıta da hala çok düşmanı vardı fakat işler planlandığı gibi gitse, o zaman bütün dünya herkesin istediği gibi bir yer olurdu.
Önce dış dünyadan ayrılıp, Akademiye katılmak zorunda kalmıştı ve şimdi kıta dan ayrılıp bilmediği bir yere gitmek zorundaydı. Yaşlı Fei gelmese ve ona her şeyi anlatmasa, belki de kesilmeyi bekleyen bir koyun olacaktı. Her şeyden habersiz kendince çabalıyor olacaktı fakat şimdi bir fırsatı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...