Dört gün sonra Kırık Lotus Grubu bir yangın gibi yayılan bir haber yayınladı. Kırık Lotus Grubu bir Ölümsüz Mağarası buldu ve bütün alanı Lao Krallığından satın aldı, Siyah Nilüfer Organizasyonu bu alanı tamamen korumak için görevlendirildi.
Hepsinden önemlisi fısıltılarla dolaşan başka bir bilgiydi, bu satın almayı isteyen Kuzgun İmparatoruydu ve bunun ilan edilmesini yine o istemişti. En büyüğünden en küçüğüne kadar iktidar sahibi herkes güçlü bir meydan okuma hissetti.
Zayıf olanlar sadece iç çekip heyecanını bastırdı fakat güçlü olanlar açıkça kışkırtılmış hissediyordu.
Büyük bir dağın üstüne kurulmuş, devasa bir yapıda ki geniş bir odada orta yaşlı bir adam, elinde tuttuğu belgeyi okuyordu. Kaşları çatık, ara sıra dişlerini gıcırdatıyordu.
Onun hemen altında bir grup yaşlı adam, gözlerini klan liderine sabitlemişti, herkes ağzından çıkacak tek bir kelimeyi bekliyordu. Bir süre geçti ve klan lideri başını kaldırdı, gözlerinde soğuk bir ışık parladı.
"Bir meydan okuma..." dedi tıslayan bir sesle, öfkeliydi. Uzun yıllar geçmişti, neredeyse binlerce yıldır kimse Dang Klanına meydan okumaya cesaret edememişti. Kıtanın dört büyük klanından birisiydiler, ayrıca Kulan İmparatorluğunu gölgelerden destekleyen büyük güçtü ve şimdi muazzam bir rahatsızlık ve öfke hissediyordu.
Yüce şahsına okunan bu meydan okuma bir hakaret gibiydi. Siyah Nilüfer Organizasyonunun basit olmadığını biliyordu fakat yolları hiç çakışmamıştı, bazen bu güçlü organizasyonu para karşılığı kullanırlardı lakin bu sadece iş ilişkisiydi, liderler arası bir görüşme hiç olmadı.
Fakat şimdi Kuzgun İmparator meydan okumak için onun arka bahçesini seçmişti, bu onu diğer üç klana göre daha rahatsız etti.
Ondan biraz uzakta olan yaşlıların ifadesi oldukça soğuktu, çoğu öldürme niyetiyle doluydu. Hangi cür'etle Siyah Nilüfer Organizasyonunun yeni lideri onlara meydan okuyordu? Organizasyon güçlüydü fakat onlarda zayıf değildi.
"Klan Liderim... Bu meydan okumaya karşılık vermeliyiz." Kırk yaşlarında görünen bir Elder öfkeyle söyledi. Birileri kapısının önüne gelmiş onların otoritesine meydan okumuştu, bu nasıl bir cesaretti? Sadece bu kişiye haddini bildirmek istedi.
"Katılıyorum." hemen bir başkası öfkeyle söyledi, salonun arkasında 22 veya 23 yaşlarında genç bir adam düşünceli bir ifadeyle oturuyordu. Bu toplantıya katılmak için statüsü ucu ucuna yeterliydi, çok gençti ve çok zekiydi bu sebeple Dang Klanı ona her zaman değer verdi. Bir çok strateji yapmıştı, bir çok sorundan klanı kurtarmış ve faydalar elde etmesini sağlamıştı fakat Kuzgun İmparatorun ne yapmak istediğini anlayamıyordu.
Adeta görünmez, son derece zeki şeytani zekaya sahip bir düşmanla karşı karşıyaydı. Bu haberde bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyordu fakat bütün kanıtlar bir meydan okumayı işaret ediyordu.
Neden o zaman huzursuzdu ? Bunu çözemedi fakat düşünmeye devam etti ve konuşmaya katılmadı.
Klan Lideri bilge bir adamdı, bu yıl 299 yaşındaydı ve yakın zamanda klan liderliğini bırakıp, ataları gibi inzivaya çekilip klanı geriden destekleyecekti. Bu sebeple klan içinde bir çok çekişme vardı ve bütün adayların aileleri kendisini kanıtlamak istiyordu. Bu sebeple normalden daha agrasiflerdi fakat kimseyi bölmeden, herkesin fikirlerini dinledi.
Çoğunluğun niyeti açıktı, bu bir meydan okumaydı ve Kuzgun İmparatoru ders almalıydı fakat Klan Lideri bu meselenin bu kadar basit olmadığını düşündü. Bu bir meydan okumaysa bile, kim kaybedeceğini bildiği bir meydan okumaya cesaret ederdi? Kuzgun İmparatoru ismi yeni ortaya çıkmıştı fakat son derece gizemli ayrıca bir o kadar baskın bir isimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...