Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)

196.Bölüm: 1 vs 7 (2.)

Yaşlı adam ürperdi yer yüzünde kaç kişi "İblis" olarak anılmaktan gurur duyuyordu. Büyük bir belaya bulaştığını fark etmişti çok fazla kayıp verdi toplam 7 kişi öldü ve geriye yarı ölü olan bir genç ve kendisi kaldı. Köye geri döndüğünde bunun için cezalandırılacaktı ve hayatını kurtarmanın tek yolu katili öldürmek yada yakalamaktı.

"SENİ ÖLDÜRECEĞİM!" Yaşlı adam hızlı düşündü ve hemen tepki verdi sahte ölümsüz eser olan gümüş kılıcı kaldırmasıyla birlikte bir anda yok oldu. Nicolas hemen bütün dikkatini topladı ve aynı anda kayboldu. Tomwa yarı sakat bir şekilde savaşı izlemeye çalıştı ama ne yaşlı adamı ne de Nicolası göremedi. Çok hızlı hareket ediyorlardı.

Boşlukta bir kılıç sesi duyuldu hemen dikkatini o noktaya çevirdi ve aynı anda hiçlikten kıvılcımlar fırladı ve hemen sonra onlarca metre uzakta başka bir çarpışma daha yaşandı. Gözleri ikisinin hızını yakalayamıyordu Nicolas son derece ciddi bir ifade takındı. "Zayıf değil... Bu güne kadar savaştığım en güçlü insan olabilir." dedi lakin hiç korku hissetmediği gibi heyecanlıydı sonunda gücünün sınırlarını test edebileceği bir rakip karşısına çıktı.

Yaşlı adam şok oldu," Kaç yaşında ?" diye sordu kendi kendisine gördüklerine inanamadı onunla denk güçte savaşan genç bir insan yavrusu vardı bu şok ediciydi bilineli ki burada ki köyler arasında bile gücü saygı duyulan düzeydeydi ve şimdi genç bir adamla zar zor denkleşe biliyordu.

Kaşlarını çattı işler iyi değildi Nicolas kaçarsa hayatını koruyamazdı ama dikkatsiz hareket edemedi bu turlar sadece birbirlerini sınamak için olsa da bir an önce Nicolasın dövüş stiline alışmak için acele etti.

Hızla Nicolasa atıldı sağdan ve soldan neredeyse her yönden saldırdı boşlukta uçan bir ok gibiydi her yönden Nicolasın üstüne kılıcını savururken Nicolas pasif bir savunma durumuna zorlandı fakat gözleri ışık saçıyordu.

"Muhteşem... Sonunda bir rakip." dedi heyecanla. Kanı bedeninin içinde adeta çalkalanıyordu gözlerinde delilik ortaya çıkarken heyecandan karnında garip bir karıncalanma oluşuyordu. Adrenalik giderek yükseldi yaşlı adam her saldırısında gücünü kademeli olarak artırıp Nicolası denedi ama her darbe boşluğa yayılan bir çekiç ile örse vurduğunda çıkan darbe gibiydi orman seslerle doldu. 

Dang Dang...

Fakat Nicolas bir adım bile kımıldamadığı gibi kılıcını tutan eli bile hiç hareket etmedi. "Ne canavar..." diye geçirdi aklından Yaşlı adam... Ne kadar güç kullanırsa Nicolas her seferinde onunla denk düştü.

"ÖL!" diye bağırmasıyla kılıcını kaldırdı ve fiziksel kuvvetiyle birlikte enerjisini kullanarak havayı yaran bir darbe indirdi. Kılıç gökyüzünden adeta bir giyotin gibi düşerken Nicolas tehlike hissiyle doldu hemen enerjisini kılıcına aktardıktan sonra kılıcı daha sıkı kavradı ve karşı koydu.

Bir anda hafif ölümsüz kılıcın üstüne adeta dağ binmiş gibiydi, avucunun içi saldırının ağırlığı ile anında patladı ve kan kılıcın kabzasına aktı. Nicolas kaşlarını çattı," Güçlü..." dedi ama korkmadı fakat hafife almaya da cesaret edemedi.

"SIRA BENİM!" bir dağ gibi olan saldırının ağırlığını kaldırırken kan enerjisini, ölümsüz enerjiyi ve fiziksel gücünü topladı ve bir saldırı başlattı. Aynı anda kılıcı boşlukta hafif bir tüy gibi süzüldü lakin aynı bir çarşafı yırtarmış gibi kulak tırmalayan bir ses çıkartarak boşluğu kesti.

Çarpıtılan hava acıyla gürleyen bir hayvanın sesiyle inlerken korkunç bir kanlı çizgi muazzam bir hızla yaşlı adama atıldı.

Yaşlı adamın tüyleri diken diken oldu hemen kaçınmak için manevra yaptı ama hemen anlamı olmadığını anladı. "LANET OLSUN!"diye kükredi ve gümüş kılıcı kaldırıp karşı koymak için bütün gücünü topladı.