Nicolas yavaşça ayağa kalktı, üstünde ki cübbe siyah kir katmanıyla kaplanmıştı, saçı tamamen karışıktı fakat buna rağmen yüzü son derece çekiciydi.
Vahşinin ayrılmadan önce gösterdiği güç onu şok etmişti, ayrıca kelimeleri kalbine işlenmiş nakış gibiydi. Biraz düşünceli halde yürümeye başladı. Bir süre sonra, kalabalık bir sokağa girdi ve aynı anda sokak sessizleşti.
Kılıç Birliği Bölgesinde artık çok sık yaşanan bu durum hala insanları etkilemeye devam ediyordu. Göz ucuyla Nicolasa bakan öğrencilerin hepsi bir an önce Nicolasın ayrılmasını istiyor gibiydi.
Buna karşın kız öğrencilerin hepsinin gözleri parlıyordu. Uzun boylu yakışıklı bir öğrencinin yanında duran güzel kız öğrenci de istisna değildi.
Uzun boylu yakışıklı adam, Akademi uzun zamandır bulunuyordu. Bu yıl 24 yaşındaydı ve bir kaç ay sonra Akademiden resmi olarak ayrılacaktı. Küçük ölçekli bir birliğin liderliğini yapıyordu, oldukça güçlüydü ve saygındı.
Karşısında duran sevimli kızı uzun zamandır takip ediyordu ve Akademi den ayrılmadan önce bir ilişki kurup, iki klan arasında evlilik bağı oluşturma niyetindeydi böylece Kralsız topraklarda ki büyük güçlerden birisi haline gele bilirlerdi.
Tarikatta mürit olamayacağını bildiği için statüsünü artırmanın en iyi yolu buydu. Şuana kadar kız ona dikkat ediyordu ve her şakasına gülüyor anlattığı her kelimeye kulak kabartıyordu. Sevimli kızın kendisinden etkilendiğine emindi fakat bir anda kız büyülenmiş gibi bir noktaya sabitlenmiş ve parlayan gözler, kızarmış yüz ile Nicolası izliyordu.
"Alexia beni dinliyor musun?" dedi yakışıklı adam kaşlarını çatıp sordu fakat sorusu asla Alexiaya ulaşmamış gibiydi. Elini kaldırıp kızın koluna dokunduğunda bile Alexia tepki vermedi.
Gözleri öfkeyle parladı, 24 yaşındaydı ve yaşına bakınca Akademide çok az rakibi vardı. Daha bir kaç gün önce Cennet Aziz Zirvesine ulaştığı için kibri daha da yükselmişti. Kralsız topraklarda bile gücü saygın konumdaydı fakat Alexia onun varlığını bile unutmuş gibiydi.
Hızla yolda yürüyen Nicolasa baktı, Nicolas çevresiyle bütün bağlarını kesmiş gibiydi, düşünceli bir şekilde yürümeye devam ediyordu.
Fakat onu gördüğü anda yakışıklı olduğunu fark etti, pespaye görüntüsüne rağmen asaletinden hiç bir şey eksik değildi. Yüzü parlak, erkeksi bir çekicilikle tamamen sarılmıştı. Fiziği düzgün ayrıca adımları istikrarlı ve güçle doluydu.
Böyle bir adamın herhangi bir kadının kalbini titreteceğini o da biliyordu ve görünüş bakımından onunla rekabet edemeyeceğin inde farkındaydı fakat burası yasaların değil, gücün hakim olduğu orman kanunlarının hüküm sürdüğü topraklardı.
Kişinin yakışıklı veya güzel olması onun kaderini daha kötü hale getirmekten başka bir işe yaramazdı. Ancak görünüş güçle desteklendiğinde bir anlam ifade ederdi, yoksa nice güzel kızlar bir çirkinin elinde heba olup gitmişti.
Yakışıklı genç için ise, Nicolas tamamen böcek gibiydi, iyi görünen bir böcekten hiç bir farkı yoktu. Görünüşünden Nicolasın yaşının 17 veya 18 olduğunu tahmin etti. Aralarında 6 veya 7 yaş fark vardı ki 25 yaşının altında yetiştiriciler için bir kaç aylık fark bile ölümle yaşam arasında ki farktan farklı değildi.
Bu altın çağda yaşanan her saniye önemliydi, 6 yıllık farkla Yakışıklı adamın Nicolası ezip geçeceğinden en ufak bir şüphesi yoktu.
Alexia'nın ona bakışından dolayı olan öfkesi, hızla bunu bir fırsat olarak değerlendirmeye doğru evrildi. Bu dünyada her şeyin güçle elde edile bileceğini kanıtlamak için yakışıklı bir adamı dövmekten daha iyi hangi kanıt vardı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...