63.Bölüm: Ölüm ve Şefkat

5.2K 545 43
                                    

 Uzun ağaçların, geniş yaprakları arasından süzülen güneş ışığı gölgeli orman zeminini hafif aydınlatıyordu. Yerde, yakışıklı genç bir adam öylece bilinçsiz bir halde yatıyordu. 

Güneş ışığı yüzüne vurduğunda, gözlerini biraz sıktı ve yavaşça gözlerini açtı. Yavaşça doğrulup, oturur pozisyonda etrafına baktı. Şuan bilmediği bir dünya da gibiydi. Zihninde sadece bir kaç bilgi kırıntısı ve aşina olmadığı bir ekim tekniği bulunuyordu.

"En geç, 200 yıl içinde Aziz Yıldız Kıtasına geri dönmelisin... Geri dönmezsen ömrün boyunca pişman olacaksın! Adın Nicolas Fei, sen güçlenmek zorundasın!!!"

Bu genç adam Nicolastı, boş gözlerle etrafa bakarken bu kelimelerin ne anlama geldiğini bile anlamakta zorlanıyordu. Fakat bir şekilde, ruhuna yazılmış gibiydi ve önemli olduklarını hissediyordu. 

Elini kaldırıp, yüzüne koydu, burnundan çıkan sıcak havanın tenine değdiğini hissetti, kulaklarında rüzgarın sesini, bedeninde kalbinin atışını hissetti. Nerede olduğunu bilmiyordu, adı dışında hiç bir şey bilmiyordu. 

"Nic..olas... Fei..." dedi yarım kelimeler ağzından çıktı ve kendi sesini duyduğunda biraz ürktü. Bu yabancı dünya hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. İçi huzursuzlukla doldu, garip bir korku ve tüyler ürpertici bir şey hissetti. Sanki bir çift kanlı göz ona odaklanmış gibiydi.

İç güdüsel olarak yerinden sıçradı ve iç güdülerini takip ederek başını çevirdi. O anda, uzak iki ağacın arkasında ki büyük iki kanlı gözü gördü. Uzun kırmızı bir kürk, her biri hançer gibi olan uzun beyaz dişlerle bir kurt ona bakıyordu. Kanlı gözlerinde ki o bakış vahşilik doluydu ve Nicolas neler olduğunu anlamasa bile tehlike hissediyordu. Tehlike hissinin ne olduğunu tam olarak bilmese bile, yine de bu yaratığın ona zarar vermek istediğini biliyordu.

Fakat çaresizdi, eğer anılarına sahip olsa bunun " KANLI KÜRKLÜ KURT!" olduğunu anında anlardı, büyülü yaratıklar arasında en azılı katillerden birisiydi ve kurtlar arasında sürü ile dolaşmayan nadir türlerdendi. Fakat bir aptal olduğu için değil, bir sürü olmadan bile çok güçlü olduğu için bu tarz bir hayat yaşıyordu. Her Kanlı Kürklü Kurt bir alfa kurt olarak doğardı bu sebeple aynı türden olan büyü yaratıklarıyla sürüler kurmazdı. 

Eğer bir sürüleri olursa, bu genelde sürü halinde dolaşma eyli mi olan kurtlardan inşa edilirdi ve Kanlı Kürklü Kurt ölene kadar bu sürünün Alfası olarak kalırdı. 

Fakat şuan için Nicolas Kanlı kürklü Kurttan haberdar değildi, sadece iç güdüsel olarak tehlike hissediyordu ve kendisini nasıl savunacağını bile bilmiyordu.

Kanlı Kürklü Kurt hırlayarak Nicolasa adım adım yaklaştı, Nicolasın bedeninden algıladığı güç karışıktı bu da onu Nicolasın zayıf olduğu düşüncesine yönlendirdi fakat hala temkinli hareket ediyordu. Eğer Nicolasın zayıf olduğuna emin olsa, onu bilinçsiz haldeyken çoktan parçalara ayrılırdı.

Kanlı Kürklü Kurda göre, insanlar kısır ve plancı yaratıklardı, yerde yatan bir insan aynı zamanda bir tuzak olabilirdi, eğer bu kadar zeki olmasa zaten tek başına uzun yıllar bu ormanda hayatta kalamazdı ve Nicolasın birden ayaklandığını görünce, düşüncesinin yanlış olmadığından emin oldu.

Nihayetinde Nicolasın bedeninden kan kokusu hissetmedi, yaralanması yoktu ve sağlıklı nefes alıp veriyordu. Bu da onu beklemeye itmişti, sadece uyandığında gücünün ne boyutta olduğunu anlaya bilirdi.

Eğer Nicolas ondan güçlüyse, tereddüt bile etmeden kaçardı fakat değilse, iyi bir yemek ona sunulmuş olacaktı. Nicolas hafızasını kaybetmemiş olsa, bütün bunları tek bir bakışta çözebilirdi fakat şuan boş bir kap, yeni doğmuş bir bebekten farklı değildi.

Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin