Nicolas arkasında bir ceset, gözü yaşlı bir kız ve şaşkın bir kalabalık bırakıp ayrıldı. Ruh hali çok hızlı değişmiş ve bir defa daha düşünceli hale gelmişti. Vahşinin sözlerini düşünüp, yürümeye devam etti. Hayatına büyük katkı sağlayan Vahşi onun için çok değerliydi.
Simya Birliğine girdi ve konağa yaklaştı. Lea her zaman ki gibi merdivenlerde oturmuş Nicolası bekliyordu. Simya Birliğinde ki bir çok öğrenci bu krallıkları yıkacak kadar güzel olan kızın haline acıyordu fakat geçmiş acı tecrübelerle doluydu.
Lea dışarıdan narin, kırılgan ve hassas bir peri kızı gibi görünse de yaklaştıktan sonra vahşi bir kaplandan farklı değildi. Çok kişi onun için ölmüştü ve hala ona aşık olmuş yüzlerce öğrenci vardı fakat bir tanesi bile ona yaklaşmaya cesaret edemedi.
Aradan geçen yedi ayda, Lea'nın gücü de muazzam miktarda artmıştı, o şimdi Zirve Dünya Azizdi.
Fakat Nicolası gördüğünde yüzlerce defa olduğu gibi ayağa fırlayıp kapıdan çıktı ve Nicolasa sarıldı. Nicolas ellerini kaldırıp, Lea ya sarılmak istedi fakat kolları yarı yolda durdu. Gözlerinde bir ışık parladı, yedi ayda Lea çok şey çekmişti ve onun için çok göz yaşı dökmüştü.
Böyle basit bir karşılık vermek istemedi, Lea yedi ayda onu bütün kalbiyle sevdiğini kanıtlamıştı. Adeta bitkisel hayata girmiş bir adama çocuk gibi davranmış onu sarıp sarmalamış ve şikayet etmeden bütün ihtiyaçlarını karşılamış her gece ona banyo yaptırıp yatağına yatırmıştı.
Bu onun gibi güzel bir kız için beklenmedikti, Lea gibi kızlar bütün kıta da nadirdi ve çoğu Lea gibi eşine yaklaşmazdı. Gücün hakim olduğu bu dünyada, güçten düşen kişi en beter kaderi yaşayan kişiydi. Çok nadir bir kadın veya erkek her şeye rağmen sevdiği kişiye sahip çıkar ve karşılık beklemeden ona ömrünü adardı.
Bu erdemlilik Nicolas bir yana bütün dünyayı etkilerdi hele ki, yetiştirici dünyasında ikinci planda kalan kadınlar için bile bu nadirdi. Kadınlardan her ne kadar bu tür bir davranış beklense de her zaman bir kar, zarar ilişkisi vardı.
Güçlü bir klana mensup Nicolasın eğer anne ve babası olağan dışı kişiler olmasa Lea ile evlenmesine izin vermek bir yana onu cariye olarak almasına bile izin vermezlerdi ve Lea eğer asil güçlü bir klana mensup olsa, Lea gibi yedi ayını neredeyse bitkisel hayatta geçirmiş birisinin yanında asla kalamazdı. O istese bile böyle bir güzelliği klanı asla düşmüş bir adamın yanında tutmazdı. Yeni bir evlilik ve klana daha fazla fayda getire bileceği bir yola sokarlardı.
Bu yetiştirici dünyası bir yana, ölümlülerin bile gerçeğiydi. Kadınlar birer araç gibiydi. Eğer güçleri ailelerini aşıyorsa kendi hayatlarına karar verebilirlerdi fakat eğer güçleri veya kişisel destekleri kendi ailelerini aşmıyorlarsa kaderleri belliydi. Bir güç evliliğinde araç olmak, belki de hiç sevmediği birisiyle evlenmek, onun için çocuk doğurup hayatını ona adamaktı. Buna rağmen hala bu erkek başka eşler alabilir, cariyeler alabilir ve çocuklar yapabilirdi. Kadın, kendi klanına fayda sağladığı sürece üstüne gelen eşlere ses çıkartamazdı, çıkartsa bile kendi klanı çok nadir arkasında olurdu.
Bu şartlar altında ufak yaştan beri büyüyen kadınların zihniyeti farklıydı, bir erkeğin gücü ölçüsünde kadını olması garip değildi hatta sadece bir eşi olanlar özellikle aristokrat çevrede hor görülürdü zira onların erkekliklerinin daha fazlasına yetmediği ile dalga geçilirdi.
Erkekler için ise durum daha farklıydı, eğer kadınlar birer araç gibi kullanılıyorsa erkekler birer yarış atıydı ve bu yarışta kaybeden çok nadir hayatta kalıyordu. Birden fazla eşe sahip olan bir adamın çocukları arasına mutlak bir rekabet vardı, aralarında yetiştirici olmayanlar çöp olarak değerlendirilir ve kendi öz kardeşleri tarafından zorbalığa maruz kalırdı. Kendi babaları bile onlara merhamet göstermezdi. Güçlü olanlar ise rekabet ederdi, entrika, ihanet, savaşlar ve ölüm kardeşler arasında yaygındı ve hepsi bir gün iktidara gelmek içindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...