Nicolas derin bir nefes alıp, ne kadar can yaksa da katkı puanlarını unutmayı seçti. Yapabileceği bir şey olmadığını, daha Elçinin ilk kelimesinde anlamıştı. Müdürün karşısına çıkıp, katkı puanlarını istemek, yüzsüzlük ve saygısızlıktı. Müdür iyi huylu biriyse, canlı kurtula bilirdi fakat kötü anına denk gelirse, en iyi ihtimalle sadece o ölürdü. En kötüsü ise bütün klanı bir yana, klanın topraklarında yaşayan herkes ölebilirdi.
Böyle uzmanları kızdırmamak her zaman en mantıklısıydı bu sebeple katkı puanlarını görmezden gelmek doğru seçimdi.
Yine de Nicolas acısını içinde yaşıyordu, 91.010 katkı puanı, Akademide büyük bir servet değerindeydi. Bu katkı puanı ile alına bileceklerin altın olarak değeri ise, bir kaç krallığı satın alacak kadar fazlaydı.
Nicolasın durgunlaştığını görünce, Elçi iç çekti ve depolama yüzüğünden farklı renklerde bir kaç taş parçası çıkartıp Nicolasa attı.
Nicolas yatağına düşen taşların çarpmasıyla kendisine geldi ve taşlara baktı. Hemen ardından, taşların neden yatağında olduğunu anladı.
'Elçi... Yoksa...' dedi.
'Evet... Muhafız Fei Klanından giriş taşlarını aldım. Bu taşların her birisinin değeri 100.000 katkı puanı hatta daha da fazladır.
Ölüm Nehrinde bir hafta son derece önemlidir. Muhafız Klanları üç ayda bir, sadece bir adet geçiş taşı alabilir. Bunun için ödedikleri bedeli hayal bile edemezsin...' Elçi eliyle diğer taşı işaret etti. Rengi koyu siyah olan, üçgen şeklinde ki taşa Nicolas heyecanla baktı.
'Şeytan Çukurunda 1 hafta, sadece 1 saatin değeri bile 1.000 Katkı Puanıdır. Bu küçük taş parçası ise, 168.000 Katkı Puanı değerinde...' Elçinin cümlesi sonlandığında Nicolas ağzı açık bir şekilde Elçiye bakmıştı.
'Şaka yapıyorsunuz değil mi?' dedi Nicolas inanamadı. O basit savaşta kazandığı şeylerin bu kadar yüksek değere sahip olduğunu asla düşünmemişti.
Akademide toplam dokuz kule vardı ve bunun yanında ekim için bir çok faydalı alan mevcuttu.
Elçi iç çekti, 'Elbette şaka değil... Muhafız Klanın seni ne kadar istediğini anlamak için kaybettiklerine bakman yeterli. Bu taşları almam benim için bile kolay olmadı... İşleri çok zorladılar ve ancak Akademiden yeni taşlar gelince, bunları vermeyi kabul ettiler.'
'Size zahmet verdim kıdemli.' Nicolas minnetle söyledi.
'Sorun değil, taşları teslim ederken hala yüzlerinin aldığı şekli görmek keyiflenmeme sebep oluyor.' dedi Elçi ve gülümsedi. Nicolasın kalbi elçiye ısınmıştı, bu samimiyetin tek sebebinin Nicolasın gücü olduğu açıktı. Nicolasta bunun farkındaydı fakat yine de minnet hissetmişti.
'Elçi... Bu arada neden Ölüm Nehri ve Şeytan Çukuruna girmek için Muhafız Klanı taşlar alıyor ?' dedi Nicolas. Elçi gülümsedi, 'Bunu soracağını tahmin etmiştim...' dedi taktirle başını sallayıp, gururlu bir şekilde Nicolasa baktı.
'Muhafız Fei Klanının, Klan Liderinin torunu bir Şeytani ve Ölüm Enerjisi ekicisidir... Klan bu sebeple büyük miktarda masraf yaparak onun için kaynak satın alıyor. Aynı zamanda o Akademide bir öğrencidir. ' Nicolasın yüzü hızla değişti, ağrıları olmasa yataktan şaşkınlıkla fırlaya bilirdi.
'AMA...' dedi inanamayarak...
'Şaşıracak bir şey yok, sadece sen iki enerjiyi kontrol etmiyorsun... Bunu yapan başkaları da var fakat senin durumun daha özel... Bu kıta da kalpa enerjisi ile bedeni arındırılmış sadece 1 kişi yaşıyor... Geçmişten bu güne de iki elin parmaklarını geçmemiştir bu sayı.' Elçi hızlıca açıkladığında. Nicolas sarsıldı, yüzü hızlıca kasıldı ve 'Siz...' dedi inanamayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...