Kulan İmparatorluğu şehri tarihinde çok nadir korkunç olaylar görmüştü fakat bugün yaşanan bütün İmparatorluğu titreten bir olaydı.
İmparatorluk Şehrinin dört bir yanını sarmış uzmanlar, Şehrin dışından gelen korkunç aura karşısında şok oldu. Herkes bu gizemli uzmanı merak etti, elbette tanışmak için inisiyatif alanlar vardı.
Kısa süre içinde İmparatorluğun bazı uzmanları, Şehrin kapılarında bir bir ortaya çıkmaya başladı. İlk gelen atmış yaşlarında görünen bordo bir cübbe giymiş olan yaşlı bir adamdı. Arkasında iki orta yaşlı adam vardı, ikisinin görünüşü de birbirine benzerdi. Cübbelerin de ki şahin kanatları onların bağlı olduğu klanı gösteriyordu.
Yaşlı adam etrafa gelişi güzel baktı ve gözleri hafif kısıldı. Uzakta ki kalabalığı görmüştü hepsi hala bilinçsizdi ve havada hafif bir kan kokusu vardı. Yaşlı adam kokuyu içine çektikten sonra gözleri biraz büyüdü fakat hala sakindi.
"İlginç..." diye mırıldandı. Kan kokusuyla karışık sarhoş edici erkeksi bir koku vardı. Kokunun kaynağını belirleyemese bile sarhoş edici kokunun çok saf bir bedenden çıktığını anlamıştı. Bu aynı zamanda nadir bir fiziğe sahip birisini işaret ediyordu.
Yaşlı adamın ilgisini çekmişti. "Klan Liderim bunu yapanlar kim." dedi orta yaşlı adamlardan birisi saygıyla sordu. Yaşlı adam sessiz kaldı, etrafı incelemeye devam ederken kaşları hafif kalktı ve aynı anda yaşlı adamdan bir kaç metre uzakta üç kişi belirdi.
Altın bir bastona dayanmış seksen yaşlarında görünen adamın cübbesin de bir mor bir nilüfer sembolü vardı. Arkasında ki iki orta yaşlı adam birbirlerine pek benzemese bile ikisinin bakışları da güçle doluydu.
"Shan Lan, yaşlı kurt ilk sen geldin demek." Yaşlı adam bastona dayanırken, Bordo cübbeli adama sordu. Yaşlı adam gülümseyerek baktı. "Kıdemli Jao Ling, sizi konağınızın dışında görmek çok nadir." diye karşılık verdi. İki yaşlı adamda gülümsese de birbirlerini tarttıkları belliydi.
"Yaşlı kemiklerimi güneşe çıkartmak zorundayım. Hehe..." Yaşlı Jao Ling gülümseyerek karşılık verdi. Shan Lan gülümsedi lakin Jao Ling'in ölmek üzere olan birisi olmadığına adı kadar emindi.
"Yaşlı nesli bir arada görmek ne kadar nadir." Bu sırada kırk yaşlarında görünen uzun boylu bir adam kırmızı renkli cübbesi ile ortaya çıktı. İki yaşlı adamın kaşları hafif çatıldı, ikisi de onlardan yirmi metre uzakta çıkan orta yaşlı adamı görmemişlerdi. "Xin Ning seni en son gördüğümde küçük bir çocuktun, ne kadar büyümüşsün." Jao Ling gülümseyerek konuştu. Xin Ning Xin Klanının lideriydi, aynı zamanda 1 buçuk yıldızlı klan olmaya çalışan Xin Klanının Lideriydi. Xin Klanı, Jao ve Shan Klanı gibi dört büyük klandan birisi değildi fakat Xin Klanı onunla 5. büyük klan olabilirdi. Xin Ning Kırk yaşlarında görünse bile çoktan 200 yıldır hayattaydı. Yaşının küçük görünmesinin sebebi kırk yaşlarında Aziz İmparator Alemi Orta Aşamasına girmesiydi ve şimdi Zirvede olan güçlü bir adamdı.
Söylentilere göre Aziz Tanrı olmak için biraz zamana ihtiyacı vardı ve Aziz Tanrı olduğunda Xin Klanı resmen 1 buçuk yıldızlı bir klan haline gelecekti.
180 Yıl önce Kulan İmparatorluğunun dahisiydi ve şimdi yüksek bir otoriteye sahipti.
"Haha...Kıdemli Yaşlı Jao Ling, doğan büyüyor, büyüyen ölüyor." Xin Ning'in cevabı bilgelik dolu gibi görünse de Jao Ling bir aptal değildi. Xin Ning onun ölmesi gerektiğini ima ediyordu ki bu yaşlı adamın öyle bir niyeti yoktu.
Fakat siyaset denilen şey garipti, herkes yüz yüze bakarken gülümsüyor hatta sıcak bir sohbet ediyor gibiydi fakat gerçekte herkes birbirinin etrafında dolaşan yılanlar gibiydi. Sinsi kelimeler aynı zamanda birbirlerinin hassas noktalarına saldırıyordu, ilk öfkelenen aynı zamanda bir açık vermiş olacaktı ve diğer taraf zamanı gelince bu açığı kullanmak için aklında tutacak hatta planlar yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...