Si Tang ve Tang Song şok olmuştu, Nicolasın onlara fark ettirmeden üç metre yaklaştığına inanamadılar. Kuzgun İmparatoru önemsedikleri bir isim değildi, pek çok ukala yetiştirici kibrinden kendisine unvan verirdi. Bu kişilerin çoğu asla ismini hak etmezdi fakat iki yaşlı adam Nicolası görünce çaresizce titredi.
"Hehe..." ilk tepki veren Si Tang oldu, eski yaşlı kurnaz adamın ifadesi çok hızlı değişti fakat içinde fırtınalar kopuyordu. Nicolas eğer onları öldürmek istese bunları yüzlerce defa yapabilirdi. O zaman buraya onları öldürmeye gelmemişti fakat onu kışkırtmak hala akıllıca gelmedi.
Siyah Nilüfer Organizasyonunu ciddiye alıyordu fakat hala gözlerinde küçümseme vardı, Si ve Tang Klanlarına rakip olamayacağını düşünüyorlardı fakat onlar sadece bir kişiydi, klan burada değildi.
"... Kuzgun İmparatoru...Bu ne güzel tesadüf" dedi Si Tang hızlıca, Nicolasın gerçek yüzünü görmek için ruhsal algısını kullanmak istedi fakat hemen bu dürtüsünü bastırıp fikri reddetti. Eğer yüzünü göstermek istese zaten maske takmazdı ve zorla yüzünü araştırmak ölüm aramaktan farklı değildi.
"Yaşlı adam, bu gerçekten tesadüf mü?" dedi. Nicolasın bakışları iki yaşlının elinde ki merceğe hafifçe kaydığında. İkisi sadece sahte bir gülümseme yapabildi.
Siyah Nilüfer Organizasyonunun iki büyük klana saldıracağını düşünmeseler bile, %10 ihtimal bile olsa hala vardı. Bu sebeple kibirli doğaları, zaten sessizce arkalarından yaklaşan birisinin yanında anlamsızdı. Bu onları içten içe rahatsız etse bile, yetiştirici dünyasında mutlak olan şey güçtü.
Tang, Si, Dong ve Sun klanların da birer tane ruh bölme alemi uzman vardı. Bu kişiler zaten çok yaşlı ve eski nesle ait, sürekli inzivada yaşayan uzmanlardı. Dördü, klanları yok olmak üzere değilse, dünyevi meseleler için dışarı çıkmazdı.
"Sadece bazı şeyleri kontrol etmeye geldik." Tang Song gülümsedi lakin düz bir sesle söyledi. Nicolas iç çekti ve "Sizce Siyah Nilüfer Organizasyonum istediğiniz anda gelip, istediğiniz zaman gidebileceğiniz bir genelev mi?" Nicolasın cümlesi tamamlandığında gözlerinde bir öldürme isteği parladı, hükümdar aurası aynı anda iki yaşlıyı sardı.
İki yaşlının ifadesi bir anda değişti, Nicolasın birden şiddetli birisine dönüşeceğini hayal etmemişlerdi. "Aklında ne varsa evlat dikkatli düşünsen iyi olur. Biz ölsek bile, arkamızdan çok fazlası intikam için gelecek!" Si Tang sert bir şekilde söyledi. İkisinin Nicolasın dengi olmadığı açıktı, şuan tek üstün kartları klanlarıydı.
Nicolas küçümseyerek Si Tang'a baktı ve elini hafifçe savurduğu anda güçlü bir basınç dalgası Si Tang'ın göğsüne çarptı ve aynı anda onu muazzam bir hızla geriye fırlattı. Tang Song öfkeyle adım attığı anda durdu.
O anda Nicolasın nasıl bir canavar olduğunu anladı. " Düşünmek istemiyorum... Sadece merak ediyorum, Si ve Tang Klanında kaç tane Ruh Bölme Aleminde uzman var?" dedi Nicolas alaycı bir sesle sorduğunda Tang Song sarsıldı, onlar isimlerini söylememişti, cübbelerin de klanlarının sembolü yoktu. Bu gizli bir görevdi, fark edilmemeleri gerekiyordu ve edilseler bile klanlarının adını vermemeleri lazımdı fakat Nicolas yine de onların kimliklerini tanımıştı.
"Sen kim olduğumuzu biliyorsun ve hala bize saldıracak kadar cesursun!!!" dedi Tang Song dişlerini sıktı, Nicolas açıkça güçlüydü, Si Tang'ın gücünü en iyi o biliyordu ve sadece elini savurup onu yüzlerce metre fırlatan birisi açıkça rakip olamayacağı birisiydi ama yine de klanının gücüne sırtını dayadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...