Güzel bir yemekten sonra Nicolas her şeyi depolama yüzüğüne attı ve karnını tutarak arkasına yaslandı. Çok yemiş ve uzun zaman sonra gerçekten ölümlüler gibi yemek yiyerek doymuştu.
Mutluydu çünkü bu yemekten sonra fiziksel gücü 250 kilo luk artış yaşadı. Yemekten önce maksimum tek el gücü 10.000 kilo idi fakat sadece tek yemekte 10.250 kiloya çıktı Nicolas çok memnundu.
Diğer yandan Kızıl Ok Böcekleri çok daha iyi durumdaydı, onların sadece güçleri değil aynı zamanda potansiyelleri de arttı. Yemeğin etkisi olağan üstüydü saydam element kristali ile hazırlanan yemek onlar için çok faydalıydı çünkü yemekte Kızıl Ok Böceklerinin eti ve kanı ayrıca çok faydalı olan şifalı bitkiler ve saydam element kristali vardı.
1 Numara'nın boyu %5 oranında büyürken 2 numara ve 3 numara'nın boyları %10 büyüdü. Hızları ve güçleri dikkat çekici oranda yükseldi.
Bu yemekten en az fayda elde eden ise Kızıl Şeytan oldu buna rağmen devasa bir potansiyeli vardı sadece %1 gelişme gösterse bile toplama bakılırsa aslında artan güç diğerlerinden daha fazlaydı.
Nicolas derin bir nefes alıp taş meşe ağacına yaslandı genç taş faresinin ön dişlerinden bir tanesini çıkarttı ve ıslık çalarken bir yandan da yüksek ölümsüz hazine olan ruh hançeri ile 6 santim uzunluğunda ki inci gibi parlayan beyaz dişi traşlamaya başladı.
Dökülen toz parçaları önünde ki ufak bir kabın içinde birikiyordu süreç çok pürüzsüzdü Nicolas sadece dinlenirken bazı işleri halletti. Beş yaratığa gelince hepsi yarı uykulu görünüyordu. Özellikle Kanlı Şahin'nin potansiyelinde bir artış yaşandı çok yaşlıydı ve gelecekte güçlenmesi çok zordu ama şimdi güçlenmesi için tekrar bir kapı belirdi.
Gözlerini güçlükle açık tutuyordu, Nicolasa bir emir bekliyormuş gibi baktı. Nicolas elbette bunun farkındaydı," Geri dön..." dedi yavaşça elini kaldırdı. Kanlı Şahin zevkle kanat çırptı ve minnetle başını salladıktan sonra kırmızı bir sis bulutuna dönüşüp Nicolasın bileğinde ki eski yerini aldı.
"Hepiniz dinlene bilirsiniz." dedi Nicolas. Üç Kızıl Ok Böceği hemen çırpındı onlarda uyumak ve emdikleri enerjiyi sindirmek istiyordu. Nicolas emir verdiği anda üçü titreşip sis bulutuna dönüştü ve Nicolasın yeşil cübbesinin yakasında oka benzeyen üç yakut belirdi.
Biri büyük diğer ikisi küçüktü ama bu aksesuar hoş görünüyordu. Nicolas Kızıl Şeytana baktı, Kızıl Şeytan uyanıktı uyuşukluk belirtisi göstermedi hala etrafta dolaşmak istiyordu.
"Usta... keşif yapmak istiyorum." dedi saygıyla izin istedi. Nicolas başını salladı ve "Dikkatli ol." dedi sadece. Kızıl Şeytan hızla uzaklaşırken Nicolas el işçiliğine devam etti.
Bir kaç dakika içinde 6 santim uzunluğunda ki Taş Fare'nin bir ön dişi tamamen traşlanmış ve zeminde ufak bir inci gibi parlayan toza dönüşmüştü.
Taş Fare son derece saldırgan ve oldukça agresif yaratıklardı sadece derileri taş kadar sert değildi ayrıca ön dişleri ile her şeyi parçalayıp üstün metobolizmaları sayesinde her şeyi tükete bilirlerdi.
Demir, Taş ot veya hayvan ne olduğu önemli değil her şeyi yiyip enerjisini tüketirlerdi. Bu sebeple ön dişleri çok değerliydi,. Taş Meşe Ağacının kabuğunu bile yiyebilirlerdi bu da dişlerinin gücünü göstermek için zaten yeterliydi.
Kızıl Şeytan bir yılandı haliyle Taş Farelerin doğal düşmanıydı ve Taş Fareleri öldürmek Kızıl Şeytan için çok kolaydı zehri Taş Fareler üstünde muazzam etkiye sahipti en ufak direnç gösteremedikleri için öldürülmeleri çok kolaydı. Nicolas bile bu kadar kısa sürede Taş Fareyi öldürmeye bilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasía'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...