178.Bölüm: Yıkım Yolunda ki Güzel (5.)

4.4K 495 47
                                    

Nicolas hiç birisini umursamadı. Güzel bir yüz uğruna hayatını riske atmak isteyen yüzlerce aptal ile savaşma isteği yoktu. Prenses Pia veya başka bir kadın temelde onun için hepsi aynıydı, yeterince fayda verildiği sürece bir Prenses bile Fahişe olabilirdi.

Bunun örneğini çok defa görmüştü şuan bir kaç hap çıkartıp etkilerini kanıtlasa adı kadar emindi ki Prenses Pia yatağını ısıtmak için gönüllü olacaktı. 

Güç ve statü için yapılmayacak bir şey yoktu. Prenses Pia için savaşmak isteyenlerin çoğu aptaldı, hepsi bir umut Prenses Pia'nın dikkatini çekmeyi hayal ediyordu. Eğer dikkatini çekerlerse ve bir ihtimal evlenirlerse İmparatorluk Klanına gireceklerdi hem güzel bir kadın hem büyük bir statü hemde güçlenmek için kaynaklara sahip olacaklardı.

Elbette yeterince zeki olanlar ilk olarak Nicolası tartmayı tercih etti. Öldürmek için önce ölmeye hazır olmak gerekir, bunu bilenler düşmanlarını önce tartmayı ve ilk izlenim edinmeyi düşünür bu sebeple biraz geri çekilip aptallara yol vermek isteyenler sessiz kalmayı tercih etti.

Nicolas eğer aşırı güçlüyse öne çıkmaz ve hiç bir şey kaybetmezlerdi, eğer onlardan zayıfsa Prensesin kalbini çalmak için bu fırsatı değerlendirirlerdi. Eğer aşırı zayıfsa ve aptallar tarafından ezilirse o zaman Prenses zaten buna değmediğini düşünürdü.

Kulağa muhteşem bir plan gibi geliyordu, temelde öyle bile sayılırdı, tek sorun Nicolasın oynamak için fazla tembel olmasıydı. Böceklerle hiç ilgilenmiyordu, 

İnsanlar ile büyülü yaratıklar arasında ki fark dürüstlüktü. İnsanlar dürüst canlılar değildi, hile ve yalanla saldırmaya,siyahı beyaza çevirmeye alışıktı. Bir kadını elde etmek için güçlerine değil statülerine güvenmek çoğunlukla doğru olandı.

Büyülü Yaratıklar ise savaşırdı, güçlü olan dişiyi elde ederdi ve zayıf olan çekilir ve başka bir gün savaşmak için güç toplar ve geri dönüp kendilerince adil bir mücadeleye girerdi.

Nicolas büyülü yaratıkların her zaman insanlardan daha iyi olduğunu düşündü. Kalbinde büyülü yaratıkların insanlardan daha onurlu varlıklar olduğuna bile inandı. Haksız sayılmazdı onun oturduğu o yüksek koltuktan insanlar çok daha net görünüyordu.

Kaç kişi güçsüz olduğunu düşündüğü için ona saldırmış fakat gücünü öğrendikten sonra adeta ona tanrı gibi davranmıştı ? Böyle kişiler kendilerine yetiştirici demeye layıklarmıyı? Nicolas için ölümlülerin hayatı, yetiştiricilerin hayatından büyülü yaratıkların hayatı ise hepsinden çok daha iyiydi.

Bu sebeple ona dönen kötü niyetli gözleri tamamen görmezden geldi. Gücünü biraz açığa çıkarttıkları anda şimdi bir prensesi şövalye gibi koruyan kalabalık çil yavrusu gibi kaçacak bir kişi bile prensesi korumak için önüne atılmayacaktı.

Ne trajikti değil mi?

Nicolas sessizce beklerken bazıları çoktan harekete geçti, bir kısmı Nicolasa doğru yürüdü, gözlerinde kıskançlık vardı. Sadece Nicolas Prensesi rahatsız ettiği için değil ayrıca çok yakışıklı olduğu için kalpleri nefret ve kıskançlıkla doluydu.

Kim Nicolasa onlar gibi asillerden daha yakışıklı olmasını söylemişti ? Yakışıklı olmak onun suçuydu ve bunun için ölmeyi kabul etmeliydi. Zihniyetleri tam olarak buydu, elbette Prensesin ondan hoşlanmaması da tamamen onun suçuydu.

Bazı kısır kişiler şeytani gülümsemeleri ve küçümseyen ifadeleriyle Nicolasa yaklaştı ve birisi Nicolası işaret ederek azarladı.

"Hey ucube! Prensesi gördüğünde neden ayağa kalkmadın? Sen Kulan İmparatorluğuna asi misin?" diye sordu. İlk hamle elbette kötü bir tablo oluşturup Nicolasın ölümü hak ettiğini kanıtlamaktı. Nicolas ise duymamış gibi yaparken Di Fan hiç oralı olmadı.

Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin