Nicolas durgun bir ifadeyle Lanak Fei'nin cesedine baktı ve bir defa daha ellerini birleştirip eğildi. " Benim için şereftir." dedikten sonra kalktı ve ilk olarak Lanar Fei'nin cesedini yakmak için Kan Alevini kullandı.
Kan Alevi avucunda belirdikten hemen sonra Lanak Fei'nin cesedine atıldı fakat hemen sonra Kan Alevi itici bir güçle geri atıldı. Nicolas Lanak Fei'nin parlayan yeşil cübbesine baktı ve iç çekti. "Bu cübbe de bir hazine..." dedi. Bu cübbeyi almak istemedi fakat cübbe Lanak Fei'nin cesedinin yakılmasını engelliyordu.
Nicolas hızlıca Lanak Fei'nin cübbesini çıkarttı ve bir deva daha Kan Alevini kullandı, bu sefer Lanak Fei'nin bedeni kan aleviyle sarıldı ve bir kaç saniye içinde geriye sadece külleri kaldı.
Nicolas külleri dikkatlice toplayıp bir yeşim kavanoza koydu ve depolama halkasına sakladı. Bu ölümsüzlerin defin yoluydu, toprak altında Ölümsüz Uygulayıcıların cesetleri zarar görmeden uzun süre kalırdı ve çoğunlukla büyülü yaratıklar bu cesetleri çıkartıp yerdi. Bu son derece çirkin ve saygısızlık dolu aşağılık bir durumdu bu sebeple Ölümsüz Uygulayıcıların cesetleri yakılırdı.
Nicolas yerde ki yeşil cübbeye baktı ve kısa bir tereddütten sonra üstünde ki siyah cübbe ile değiştirmemeye karar verdi. Siyah Cübbe şuan onun Kuzgun imparatoru kimliğine uygundu fakat her zaman Kuzgun İmparatoru olamazdı.
Zorlu zamanlar geçtiğinde tekrar gerçek yüzünü dünyaya göstermeliydi. Nicolas geri dönüp yatağı ve ipek örtüyü aldı. Etrafına bir süre bakındıktan sonra ayrılmak için hareketlendi fakat o anda yerde ki yeşil minder gözüne çarptı.
Nicolasın gözleri bir anda parladı. "Bu meditasyon minderi..." dedi. Bütün oda bir enerji toplama formasyonu ile sarılmıştı ve enerji tam olarak meditasyon minderinin altında sona eriyordu. Nicolas Ölümsüz Uygulayıcı olmak için, bu formasyondan sızan enerjiyi kullanmıştı ki formasyonun gücü düşünülünce aslında sızan enerji gerçekte olanın çok ufak bir kısmı olmalıydı.
Nicolas bir an tereddüt ettikten sonra meditasyon minderine oturmamaya karar verdi, şuan için halletmesi gereken işler vardı. Dört büyük klanı kırmıştı, Dong Klanı tepki vermemişti, Si ve Tang Klanları ağır kayıplar yaşamıştı ve Sun Klanı bilmese bile atalarını Nicolas öldürmüştü.
Ayrıca mevcut durumunu sindirmesi ve gücünü kavraması gerekiyordu, artık ihtiyaç duyduğu kaynak miktarı çok daha fazlaydı ve şuanlık meditasyon minderini bekletmenin en doğru şey olduğuna karar verdi. Bir gün kullanmak için gelecekti ve Temel Kurma Aleminde ilerlemek için meridyenlerini açmalıydı. Bunun için çok miktarda enerjiye ihtiyacı vardı.
Nicolas hızlıca ekim odasından çıktıktan sonra ruhsal algısını etrafa yaydı ve aynı anda gözleri bir defa daha parladı. "HAHAHA..." Keyifle kahkaha attı, ruhsal algısı şuan iki mil içinde ki her şeye ulaşmasını sağlıyordu üstelik daha önce kinden farklı olarak element kristallerinin içinden geçiyordu
Nicolas hızlıca element kristallerinin ne kadar genişliğe sahip olduğunu öğrenmek istedi, sonuç şok ediciydi.
Element Kristalleri 1 mile kadar Yüksek Kaliteliydi ve sonrasında ise düşük kaliteliydi. Nicolas basit bir hesap yapıp koridorun dan başlayan bir çember hayal ettiğinde 10 mil yarı çapa sahip, içten dışa doğru giderek kalitesi düşen devasa Element Kristali rezervi olduğunu tahmin etti.
Bu çok büyük bir miktardı öyle ki 4 yıldızlı güçler bu rezervi elde etmek için çıldırırdı ve bu durum Nicolasa bir defa daha bunun bir sır olarak tutulması gerektiğini hatırlattı. Bir Ölümsüz Uygulayıcı olduğunu bile saklamalıydı, Ölümsüz Uygulayıcıların teknikleri çok belirgindi fakat Nicolasın sahip olduğu tek savaş tekniği yıkım okuydu ve şuan bu tekniği kullanacak gerekli ekipmana sahip değildi. Ekim tekniğine gelince, bu kimse tarafından fark edilmemeliydi.
Nicolas enerji merkezinde ki taş sütunun büyük miktarda yıldırımlarla sarılı olduğunu görüyordu fakat bu aynı büyücülerin elementleri gibiydi, arada ki tek fark çok daha güçlü olmasıydı. Nicolas derin bir nefes aldıktan sonra İç Zırhın ağırlığını tek seferde 9 tona çıkarttı ve aynı anda vücuduna büyük bir ağırlık bindi fakat bir önce ki denemesine kıyasla daha rahat hissediyordu.
Kademeli olarak 10 tona ağırlığı tekrar çıkarttığında, öncekine göre biraz daha rahattı fakat hala bu ağırlığın çok fazla olduğunu hissediyordu lakin sınırını denemek için ağırlığı yükseltti ve 10500 kiloya ulaştığında daha fazla ayakta duramadı.
Nicolas ağırlığı hemen ortadan kaldırdı, fiziksel gücünde ki artış sadece 500 kiloydu. Nicolas daha fazla olacağını tahmin etse bile çokta sorun etmedi, şuan Ölümsüz Uygulayıcıydı ve nefes aldığı an bedeni güçlenmeye devam ediyordu. Bu kaçınılmaz bir süreçti ve iç zırh gibi değerli bir hazineye sahipken Nicolas artık fiziksel gücünü artırmak için antrenman yapabilirdi.
"Görünüşe göre, artık fiziksel güç ve içsel güç ayrımı kalktı. Temel Kurma Alemi 1. Seviyesindeyim fakat 43 Meridyenim zaten açılmış durumda. Benim doğuştan elementim yıldırım ve Tıbbi miras sayesinde benim için en uygun gelişim yolunu bulabilirim. Önceliğim bedenimi geliştirmek, bedenim ne kadar enerji alırsa enerji merkezim o kadar hızlı büyür ve meridyenlerimi açmam o kadar kolaylaşır...
Hangi ekim yolu olursa olsun hala her şey bedensel sınırı aşmakla ilgili." Nicolas çaresizce gülümsedi, içsel güç ve fiziksel güç artık ayrı ayrı geliştirilmiyor olsa bile hala en temel gereksinim bedeni güçlendirmekti. Beden güçlendikçe içsel güç Ölümsüzlük yolunda güçlenmeye mahkumdu.
Aziz Ekim yolu ile, Ölümsüz Ekim yolu arasında ki fark ise Aziz Ekim Yolunda, enerjiyi enerji merkezini geliştirmek için kullanıyor olmaktı. Ölümsüz Ekim yolunda ise, enerji önce fiziği güçlendiriyordu böylece enerjiyi alan beden genişliyor ve daha fazla enerji alıyordu.
Ölümsüz ekim yolunda temel bedeni geliştirmekti, engelli meridyenleri açıp temizlemek ve kusursuz bir temel kurmaktı. Aziz Ekim yolunda ise enerji merkezini geliştirip güçlenmek öncelikti.
Aziz Ekim yolunu uygulamak daha kolaydı, gelişmek daha basitti fakat elde edilen güç çok azdı. Ölümsüz Ekim yolunu takip edenlerin elde ettiği güç çok korkunçtu, örneğin Nicolasın fiziksel gücü Aziz Yolunda Yarım Adım Ruh Bölmesiydi ve 10.000 kiloydu fakat Ölümsüz Yolunda Temel Kurma Alemine yeni girmişti ve 10.000 kiloydu.
Lanak Fei Altın Çekirdek Alemindeydi ve sadece bir yumruğu ile Zirve Deva Alemi uzmanlarını ezebilirdi ve rakibi sadece yarım adım ölümsüzlerdi. Fakat gerçekte Altın Çekirdek Alemi sadece Ölümsüz Ekim yolunun dördüncü alemiydi. Bu Aziz Ekim yolunda ise dördüncü Alem olan Büyük Üstat Alemine denk olduğu anlamına geliyordu.
Arada ki güç farkı çok saçmaydı ayrıca ömür süresi çok daha saçmaydı. Nicolas Lanak Fei'nin konuşmalarından onun en az 1.000 yaşında olduğunu tahmin etti, bir Büyük üstat Alemi uzmanının 120 yaşını görmesi bile mucize sayılırdı.
"Evren gerçekten sınırsız ve orada sayısız canavar yaşıyor... Bildiğim Ölümsüzlük ile öğrendiğim Ölümsüzlük arasında ki fark çok fazla." Nicolas çaresizce kendisine itiraf etti. Ölümsüzlük Yolu çok üstündü ve Nicolas bunu bildikten sonra, kötü olanı tercih etmeyi hiç düşünmedi.
Nicolas hızlıca dönüp koridora yürüdü ve bütün gücünü kullanarak koridordan bir anda çıktı, hızlıca Arşın Dağlarında ki durumu gözlemledi ve rahat bir nefes aldı. Herhangi bir değişiklik yoktu ve çoktan maden ocakları çalışmaya başlamıştı. Nicolas kaynak sorununu meditasyon minderi sayesinde halletmiş olsa bile, gelecekte hala kaynaklara ihtiyacı olacaktı ve şimdilik önceliğini Siyah Nilüfer Organizasyonunu geliştirmeye verdi.
Organizasyon onun elleri ve ayaklarıydı, gözleri ve kulaklarıydı. Organizasyon güçlendikçe, Nicolas kaynaklara daha kolay ulaşacaktı.
Nicolas çıktıktan kısa bir süre sonra Di Fan, bir bulanıklılığın içinden çıktı ve eğildi. "Usta...Rapor veriyorum." Nicolas düz bir tonda karşılık verdi, "Söyle." ve Di Fan aceleyle depolama yüzüğünden büyük bir yığın kağıt çıkartıp önüne koydu ve konuştu."Usta Aziz Yıldız Kıtası hakkında istediğiniz bilgiler elimize ulaştı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...