Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)

67.Bölüm: Bir Koca Yakalamak (4)

Nicolas beş dakika kadar su içti, su birikintisinde ki su bir miktar azalmıştı. Nicolas tekrar tazelendiğini hissetti, uyandığından beri kan dışında hiç bir şey içmemişti ve kan susuzluğunu gidermiyordu, yine de ona ek bir zaman vermişti. Fakat şimdi kendisini çok daha canlı hissetti.

Ayağa kalktı, avuç içi ve dizleri çamurluydu fakat bu onun için rahatsız edici değildi. Xia Ming ise, Nicolasa aşk dolu gözlerle bakıyordu, bir defa daha uzanıp elini tuttu ve hafif çekti.

"Hadi gidelim... Babam seni görünce çok sevinecek." dedi Xia Ming. Nicolas neden bahsettiği hakkında fikre sahip değildi fakat merakından dolayı Xia Ming'i takip etti.

Dört kız kıskançlıkla onları izliyordu, özellikle Xia Ding, göklerin adaletine lanet ediyordu. Xia Ming gibi aşağılık ve sinsi bir yılanın, Nicolas gibi güçlü, yakışıklı birisini elde etmesi tamamen adaletsizlikti.

Xia Ming ve Nicolas el ele, ormanda bir süre yürüdü, yürüdükçe Nicolas uzaklardan farklı bir koku algıladı, hafif başını kaldırıp havayı dikkatlice kokladı. Uzakta büyük miktarda kötü koku vardı, rahatsız edici olanlar veya aynı Xia Ming gibi hafif kötü kokular.

Yine de Nicolasın onlardan algıladığı güç çok zayıftı, büyük bir kısmı karşılaştığı büyülü yaratıklardan bile zayıftı. Bir süre sonra Nicolas, Xia Ming tarafından büyük bir duvarın önüne kadar çekildi, duvarın altında ufak bir kapı vardı. Ancak bir kişinin geçebileceği boyuttaydı, ne geniş ne de çok dardı.

Bir çeşit gizli geçide benziyordu. Xia Ming, Nicolası kapıya kadar çekti, Nicolas kapı eşiğine baktı, bir an tereddüt etti fakat merakına daha fazla direnemedi ve kapı eşiğinden Xia Ming ile el ele tutuşarak geçti.

Kapının ardında, duvarın bitişiğinde ise büyük konaklar, evler ve avlulardan oluşan bir yaşam alanı vardı. Burası Xia Klanının yerleşim alanıydı ve az önce ki geçitte, Xia Klanının duvardan çıkmak için kullandığı geçitlerden birisiydi.

Nicolas ise hepsinden bi haber durumda yürüdü, yolda bir çok insan gördü, hepsi ona şaşkınlıkla bakıyordu, özellikle erkekler kıskanç gözlerini eline dikmişken, yolda ki genç kızların veya orta yaşlı kadınların yüzleri kızarmıştı.

Nicolas bir kadın olsa, ulusları yıkacak güzelliğe sahip olurdu ve bir erkek olarakta kadınların kalbini titretecek kadar iyi görünüyordu fakat bu iyi görüntü, güçle ve asil bir aura ile çevrelendiğin de kanla, toprakla ve çamurla kaplı olsa bile hala ilgi çekici olmaya devam ediyordu.

Kalabalık onların arkasında toplandı, bir süre sonra üç kız daha fazla dayanamadı ve ayrıldı. Xia Ding, Xia Ming ve Nicolası arkadan takip ederken onun arkasında da meraklı bir kalabalık vardı.

Bu kişilerin hepsi Xia Klanının üyeleriydi, bazıları asıl klandan, bazıları ise uzak akrabalar veya hizmetçilerin aileleriydi fakat her durumda hepsi Xia Klanının insanlarıydı.

Xia Ming'in klanda ki değerini biliyorlardı, bir erkeğin elini tutarak klana getirmesi görülmüş şey değildi. Herkesin gözünde o iffetli, asil ve iyilik dolu bir kızdı. Bir erkeğin elini tutmak bir yana, gözlerine bile bakmayacak kadar saftı. En azından onların inancı buydu.

Bir süre sonra Nicolas, Xia Ming ve kalabalık büyük bir konağın önüne kadar geldi, konak oldukça genişti ve arkasında uzun bir avlu, önünde yüksek bir duvar ve duvarın arkasında hoş bir bahçe vardı.

Xia Ming, Nicolas ve Xia Ding, kapıdan geçti fakat kalabalık bu kapıdan içeriye çağrılmadan giremeyeceğini bilecek kadar zekiydi.

Bir süre sonra, geniş ve uzun lüks koridorda üç kişinin ayak sesleri duyuldu, sağa ve sola serpiştirilmiş nöbetçiler şaşkınlıkla yürüyen üç kişiye, daha doğrusu iki kişinin kenetlenmiş ellerine bakıyordu.