Gökyüzünde ki korkunç görüntüye ve muazzam baskıya rağmen Nicolas boyun eğmeyi reddeden bir tavırla dik durdu. Vahşi kenarda şokla Nicolası izliyordu, gökyüzünden gelen baskı onu etkilememişti.
Onun gibi bir savaş delisi için, bu tarz bir güç önemli değildi fakat Nicolas... Nicolas daha 17 yaşındaydı ve onun gibi bin yıldan uzun süredir savaş içinde büyümemişti. Buna rağmen, gücünü misliyle aşan bir baskıya direniyordu.
Vahşinin bilmediği şey, Nicolasın büyücü olarak direnci bu güce karşı koymak için yeterli olmaktan çok uzak olduğuydu fakat fiziksel olarak gücü, sıçramalar ile artıyordu. Hali hazırda Aziz Kral Alemi Başlangıcında birisinin atacağı herhangi bir yumruk, Nicolasa çizik bile atamazdı ve ancak Orta aşamada ki birisi Nicolasa zarar verecek kadar güçlü olurdu. Lakin Nicolas, Kırmızı ve Mor Yıldırımlarla sarılmışken Aziz Kral Zirvesinde ki birisi bile ona vursa anlamsızdı.
Dokuz Kalpa Yıldırım İblis Bedeni Ekim Tekniği şaka değildi. Sagu İmparatorluğu Kütüphanesi bir yana, Nicolasın anılarını aldığı büyük simyacının bile böyle olağan üstü bir ekim tekniği yoktu. Bu teknik tam bir gizem bir o kadar da mucizeviydi. Nicolasa verdiği fiziksel güç akıl almazdı ve bu sadece faydalarından birisiydi.
Ayrıca birden fazla enerjiyi dengeli bir şekilde kontrol edebilmesi ve olağan üstü miktarda enerjiyi özümseye bilmesi sadece 1. seviyenin faydalarıydı. Nicolas hala ekim tekniği 2. seviyeye geçtiğinde nasıl olağan üstü bir ödül alacağını bilmiyordu.
Baskı yüksek olsa da ve tehlike de hissetse de, karşı koyabileceğine mutlak bir şekilde inandı ve o esnada gökyüzü adeta patladı.
Mor bulutlardan yayılan ses patlaması bulutları bile geriye itti ve aynı anda devasa bir delik açıldı, deliğin içinden bir canavar gibi kırmızı yıldırım muazzam bir hızla aşağıya düştü. Bir insandan daha kalındı ve tamamen bordo rengindeydi, öylesine güçlüydü ki hava bile yıldırım tarafından çarpıtılıyordu.
Nicolas derin bir nefes aldı," Hiss..." ve aynı anda yumruklarını sıktı. Çoktan mor ve kırmızı yıldırım, ilahi yıldırıma doğru atılmış ve ona bir yol açmıştı. Eğer yıldırım formunda olmasa, bu güç ile mor ve kırmızı yıldırım param parça olurdu.
Kalın bir su yolu oluştu ve yıldırım Nicolasın bedenine bir anda girdi. Nicolasın bedeni anında bir balon gibi şişti, Nicolas hemen çekirdeğine odaklandı ve daha da hızlı dönmesi için onu destekledi. Fakat bedenine dolan güç öylesine muazzamdı ki, yönlendirmeden bile çoktan en ufak hücresine kadar girmişti ve Nicolasın bedeni acıyla kavruluyordu.
Çekirdek delicesine bir hızla enerjiyi emmeye başladı ve bir anda doluluğu %11 oldu, enerji miktarı biraz azalsa bile zaman yoktu. Yeterli zaman olsa Nicolas bütün enerjiyi özümseye bileceğini hissetti.
Dişlerini sıkıp elini salladı ve elinde süngerimsi beyaz bir hap ortaya çıktı, yumuşak hatta biraz eliptik ti, formunu korumakta zorlanıyor gibiydi. Vahşi hapı gördüğü anda gözleri büyüdü. Şaşkınlığı Nicolasın şuana kadar gösterdiği bütün olağan üstülüklerin üstündeydi. Nicolasın elinde ki eliptik hapı tanıyordu ve hayatında sadece bir defa görmüştü.
Uzun yıllar önce, Tarikat müritleri ile birlikte 2 yıldızlı Altın Aslan Akademisine gittiklerinde, büyük simya binasının merkezinde bir tarikat hazinesi olarak sergilenen haptı bu. Açıklamasını Jiang Mu yapmıştı ve bugün bile hatırlıyordu.
"Özümeyen Çekirdek Hapı!" Bu hap bir mucize yaratma gücüne sahipti, bir kişi özümseye bileceğinden fazla enerjiyi bedenine aldığında veya doğada muazzam bir enerji kaynağı bulduğunda, hapı enerji kaynağına atmak yeterliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...