78.Bölüm: Kaygısız (1.)

4.7K 514 35
                                    

Nicolas kendinden emin bir şekilde konağa girdi, ne ona bakanları umursadı, ne de arkasında bıraktığı cesetleri. Kapıyı bu konak ona aitmiş gibi itti ve havayı kokladı. Tıbbi macun ve kan kokusu burnuna doldu fakat kaşları hiç kımıldamadı.

Kaygısız adımlarla kokuyu takip etti, bir süre sonra kapısında bir hizmetçinin durduğu odaya geldi. Hizmetçi kız 16 veya 17 yaşlarında minyon tipli hoş birisiydi. Nicolası görünce birden eli ayağı boşaldı, şaşkınlıkla Nicolasa baktı ve aynı anda başını eğdi. Yüzü kıp kırmızı olmuştu, meşhur Nicolası gördüğünü hemen anlamıştı. 

Klanda ki bütün kadınlar Nicolasın nasıl göründüğünü biliyordu, uzun kahverengi saçlar, yeşil gözler ve yakışıklı bir yüz. Uzun boylu ve her zaman yeşil bir cübbe giyiyordu. Xia Klanının kadınlarının dilinden düşürmediği yakışıklıyı görünce, kalbinin hızlı çarpmasına engel olamadı, son bir aydır her yerde Nicolas konuşuluyordu. Öyle ki, hizmetçi kızın annesi bile onunla Nicolas hakkında konuşmuş, defalarca söylentilerin doğru olup olmadığını sorgulamıştı.

Bu sebeple Annesi ve Babası onlarca defa kavga etmiş olsalar bile,annesi Nicolası merak etmekten vazgeçmedi. Bugün, kız ilk defa Nicolası görüyordu ve ilk defa söylentilerin abartılı değil, eksik olduğunu fark etti.

Nicolasın yanında durmak, onu duymaktan tamamen farklıydı. Asil, yakışıklı ve heybetliydi. O kadar kaygısız ve kendisinden emin görünüyordu ki, onun yanında durmak bile hizmetçi kıza güven duygusu veriyordu. 

Nicolas ise kızın karmaşık duygularına dikkat etmedi lakin bedeninden yayılan çekici kokuyu hemen fark etmişti. Bu koku Xia Ming den uzun zamandır aldığı kışkırtıcı kokuydu. 

Bu dünya da yetiştiriciler bir yana, ölümlülerin bile birden fazla eş ve sınırsız cariye alması sorun değildi, almayanlar genellikle hakir görülürdü. Ne kadar fazla eş ve cariye varsa, erkek o kadar güçlü kabul edilirdi, normal olan tam olarak buydu. Nicolas bunu öğrenmişti ve bu ona göre mantıksız değildi, şuan ki bilgisiyle en mutlak olan şey güçtü ve güçlü olan her şeyi talep etme hakkına sahipti. Şuan uzanıp, hizmetçi kızı yatağına götürse Nicolas kimsenin ona bir şey söyleyeceğini düşünmedi. 

Fakat Nicolas gücüyle zor kullanan birisi olmak istemedi, başkasının vücuduna onun rızası olmadan dokunmayı aklından hiç geçirmemişti. 

Nicolas hizmetli kıza sadece bir bakış atmış olsa bile, hizmetçi kızın yüzünün kızarıklığı büyüdü ve kulaklarına kadar ulaştı, ellerini gergin bir şekilde birleştirip oynamaya başladı. Kekeleyerek, heyecanla "Genç Lord... Hanım... Hanım efendiyi görmeye mi... mi geldi?"

"Hmm..." Nicolas basit bir şekilde mırıldanıp başını salladı fakat hizmetçinin heyecanı daha da büyüdü. Daha fazla burada durursa, kendisini kaybedeceğinden korktu, her ne kadar bunu istese de Nicolasın ona bakmayacağını düşünüyordu. Aslında Nicolas için hiç sorun değildi, kadınları sınıflarına göre ayırmadı sadece ona hitap etmeleri yeterliydi.

Hizmetçi, köle,prenses veya İmparatoriçe olmasını umursamadı, evli veya bekar olmalarını bile önemsemedi. Şuan ki bilgisiyle bunların hiç birisi zaten önemli değildi bu sebeple hizmetçi kız bir adım atsaydı, Nicolas onu götürecek uygun bir yer bulmakta sorun yaşamazdı.

Üç hayatı iki bedende yaşamıştı, ilkinde kadınları rahatsız eden hedonist bir genç efendiydi, bir zavallı olarak öldü. İkincisinde ise asil ve güçlü bir dahiydi Lea ile evlendi ve şimdi bu dünyanın kurallarını benimseyen bir yetiştiriciydi. Kaygısız bir hayat yaşıyordu, gücü olduğu sürece her şeye sahip olabilirdi. Kadınlar ona gelmek istediği sürece tek yapması gereken onları kabul etmekti ve bundan rahatsızlık duymuyordu.

Elbette anılarına sahip olsaydı şuan burada bile olmazdı. Hayat Nicolas için her zaman garip yollar çizmeyi seviyor gibiydi.

Hizmetçi kız biraz sersem ve savsak bir şekilde dönüp odaya kaçarcasına girdi. Odaya girmesiyle, yatakta yüz üstü yatan Xia Ming ile göz göze geldi, narin beyaz cildinde uzun kırbaç yaraları vardı. Yaraların üstüne tıbbi macun sürülmüştü ve oda rahatsız edici tıbbi kokuyla doluydu. Tıbbi macun doktorlar tarafından üretilen işlenmemiş simya ürünü olarak görüle bilirdi.

Şifalı bitkilerin kaynatılması veya dövülmesiyle elde edilirdi, etkinliği çok zayıftı ve haplarla kıyaslanamazdı fakat hala etkiliydi. Gerçek bir simyacıya göre bu şifalı bitkilerin israfı ve zaman kaybından başka bir şey değildi. Aziz Yıldız Kıtasın da çok sık kullanılan bir yöntemdi, bu kıta da farklı değildi.

Bir Simyacı bulmak kolay değildi ve simyacıdan bir hap almak daha zordu. Ayrıca piyasa da satılan hapların, tütsülerin ve iksirlerin çoğu düşük seviyeliydi ve onlar için bile büyük miktarda altın harcamak gerekiyordu. 

Xia Ming'in yaralarını tamamen iyileştirmek için Xia Klanının Kan Yenileme Hapı, Yarol Deniz İksiri ve Garn otu İksirine ihtiyacı vardı. Kan Yenileme Hapı'nın Xia Ming'e etki etmesi için en az orta seviyeli olmalıydı ki, buda en az 10.000 altın anlamına geliyordu. Piyasada bulunması zor, özel taleple üretilen bir haptı. Yarol Deniz İksiri, yaraları tedavi eden özel bir iksirdi ve piyasa fiyatı 40.000 altındı. Garn Otu İksiri ise, yara izlerini yok eden Yüksek seviyeli bir iksirdi ve piyasa da bulunamazdı. Ancak 3 Yıldızlı bir simyacı tarafından yapıla bilirdi ve bu kişi bütün bileşenleri müşteriden istediği gibi, işlem ücreti olarak 100.000 altın ve kullanılmayan şifalı bitkileri isterdi. 

Xia Feng kızı için bu harcamaları yapmaya istekliydi fakat Xia Klanı artık ona destek olmuyordu, bu miktarı kendi cebinden harcarsa kendi gücünü azaltmış ve klan liderliği pozisyonunu çok daha kısa sürede mücadele etmeden terk edecekti. Bu sebeple en iyi tıbbi macunu yaptırıp, Xia Ming'in yaralarına uygulattı. Bu işlem bile ona 2.000 altına mal olmuştu. 

Hizmetçi Xia Ming'i görünce ona acıdı, her ne kadar Xia Ming sinsi birisi olsa da ona karşı her zaman iyiydi. Bir nevi suç ortağı sayılırlardı ve Xia Ming'in kaderi, onunda kaderi anlamına geliyordu.

Hemen koşup, Xia Ming'in beline kadar uzanan örtüyü aşağı indirdi ve kalçalarının bir bölümünün açığa çıkmasını sağladı. Dolgun kalçaları açığa çıkınca, biraz daha çekici hale gelmişti. Her ne kadar Nicolası başkasına vermek istemese de aptal değildi, kendisi ile Xia Ming'i kıyaslayamadı, Xia Ming düşmüş bile olsa hala klan liderinin kızıydı. 

Günün sonunda hala zayıf deve, güçlü attan büyüktü ve hizmetçi bu sebeple Xia Ming'i daha çekici hale getirmek için elinden geleni yaptı. Nicolas, Xia Ming'i istediği sürece her şey yolunda olacaktı ve gelecekte ona bazı fırsatlar doğa bilirdi.

Xia Ming bilinçsiz bir şekilde yatıyordu, uyuyor olsa bile acı yüzünden her zaman yarı uyanıktı. Belinde ki örtünün aşağı indiğini hissedince hemen gözlerini açtı. "Ne yapıyorsun?" dedi öfkeli bir sesle. Nicolasın yanında kullandığı tonla kıyaslandığında, acımasızlık, öfke ve öldürme arzusuyla doluydu sesi. 

"Hanımım... Genç Lord geldi.." dedi hizmetçi hızlıca fakat bu sefer başını eğmedi utanmaya bile cesaret edemedi. Xia Ming'in, daha önce Nicolasa bakanlara ne yaptığını çok iyi biliyordu.

Xia Ming ise, Nicolasın geldiğini duyunca gözleri parladı, hemen hareketlendi ve kalkmak istedi lakin sırtında ki keskin acı onu tekrar yatağa yatırdı, bitkin ve yorgundu. Hareket bile edecek durumu yoktu. Nicolasın yanına gelmesini bir haftadır bekliyordu, her gün defalarca gelip gelmediğini soruyordu fakat her cevap hayal kırıklığı yaratmıştı.

Şimdi beklediği gün nihayet gelmişti en güzel halinde olmak istedi, aşık bir kadın gibi düşündü fakat hemen sonra aklında bir plan şekillendi. "Yaralarımı ört!" diye emretti. Hizmetçi kız şaşırdı lakin itiraz etmeye cesaret edemedi.

Hemen örtüyü Xia Ming'in sırtını kapatmak için kullandı, Xia Ming'in yüzü acıyla ekşidi fakat dudaklarını ısırmaktan başka yapabileceği bir şey yoktu.

"Şimdi içeri davet et." diye emretti Xia Ming... Geçmişte olsa yaralarını ortaya çıkartır ve acınacak birisi haline gelirdi fakat Nicolasın karşısında güçlü durmaya, haksızlığa uğramış birisi görünmeyi istedi. Bu sebeple yaralarını gizledi, böylece o göstermeyecek, Nicolas açıp kendisi bakacaktı.

Sonra neler olduğunu sorunca, Xia Ming kendi planına göre hareket edecekti. Bu plan son dakikada aklında şekillenmişti ve iyi olduğuna emindi.

Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin