Nicolas Situ Ank'ı öldürmek istemedi, ona bakarken, onu fetih etme arzusu hala kalbini dolduruyordu lakin kısa bir düşünceden sonra bunu yapmamaya karar verdi. Situ Ank şuan tamamen çaresiz olsa bile Nicolas onun hayatta kalmasına karar verdi, ayrıca bazı teşvikler vererek hikayesini desteklemeliydi.
Situ Ank, arzu ettiği her şeyi ona vereceğini duyunca, afalladı. Hemen gözleri parladı fakat hemen sonra ifadesi tekrar değişti. Kuzgun İmparatoru çok güçlüydü ve bu dünyada sadece güçlünün sözleri kanundu, eğer onu istediğini söylerse öfkelene bilirdi.
Çaresizce başını eğip, tereddütte kaldı. Ne isteyebilirdi? Zenginlik? Zaten fazlasına sahipti, ömür boyu harcasa bile hala parası olacaktı. Kaynaklar ise onun için gerekli değildi, tek ihtiyacı olan nitelikli erkeklerdi, ekim tekniği sayesinde birlikte olacak birisi olduğu sürece az veya çok sürekli güçlenmeye devam edecekti.
Nicolas sessizce Situ Ank'ı izledi, kararsız olduğunu görünce Nicolas depolama yüzüğünden bir hap çıkartıp Situ Ank'a attı. "Bu bir gençlik hapıdır... Genç görünüşünü 50 yıl korumanı sağlar. Gelecekte, yaşlanmaya başlayınca bunu kullana bilirsin." dedi. Situ Ank Nicolasın tanıtımı ile afalladı.
Bir anda gözleri parladı, her kadının istediği genç kalabilmekti ve bir Aziz Kral olarak ömrü bin yıldı fakat bunun hepsini genç olarak yaşamayacaktı.
200 Yaşından sonra giderek yaşlanmaya başlayacaktı ve belli bir süre sonra artık ihtiyar bir kadın olacaktı.
"Efendim...Teşekkür ederim." dedi hap şişesini alırken minnetle söyledi, sesinde manyetik bir çekicilik vardı fakat Nicolas görmezden geldi.
"Şimdi, görevin kalan ücretini ödeyip ayrıla bilirsin." dedi Nicolas.
Situ Ank duraksadı, mantıken görev ücreti ödemesi gerekiyordu, en nihayetinde Nicolası Siyah Nilüfer öldürmemişti, Kuzgun İmparator öldürmüştü ayrıca cesedini bile görememiş gizemli klana gönderilmişti. Bu durumda ödeme yapmamalıydı fakat karşısında dehşet verici güce sahip bir uzman vardı.
Eğer o ödemesini söylüyorsa, ödemekten başka şansı var mıydı? Ayrıca elde ettiği hap rahatlıkla 200 bin düşük seviyeli ruh taşı değerindeydi.
Situ Ank tereddüt bile etmeden, kalan ücreti ödedi ve ağzını açtığı anda Nicolas ilgisizce elini sallayıp arkasını döndü. Situ Ank şaşkınlıkla Nicolasa baktı, bu onun gitmesi gerektiği anlamına geliyordu.
Beceriksizce ayağa kalktı, son bir defa Nicolasa arkasından baktı ve hayal kırıklığı ile dönüp ayrıldı.
Situ Ank ayrıldıktan sonra, Nicolas tekrar terasın kenarına oturdu ve maskesini yüzünden çıkartıp yanına koydu.
Nalan Ran dişlerini sıktı,"Usta...Onu öldürmek daha iyi değil mi?" diye sordu. Kalbi Situ Ank'a karşı nefretle doluydu. Nicolas ilgisizce Nalan Ran'a baktı.
"Onu gerçekte öldürmekle, zihninde öldürmek arasında ki fark nedir? O asla gelecekte senin karşına çıkacak nitelikte birisi değil. Sadece öldüğünü farz et." dedi Nicolas. Nalan Ran, duraksadı, Nicolasa parlayan gözlerle baktı. Bu cümle çok basit gibi görünse de derinliklerinde muazzam bir bilgelik vardı.
Açıkça bu cümleyi kuran kişiler, gerçek iktidarın ve gücün farkına varmış olan kişilerdi. Situ Ank ile Nalan Ran farklı dünyalara aitti.
Nalan Ran 24 yaşında Kör Kayalar Kıtasının standartlarını aşmış genç bir dahiydi, Situ Ank ise, erkekleri elde edip çift ekim ile güçlenmeye çalışan birisiydi. Nalan Ran şüphesiz daha hızlı güçlenecekti ve bir gün Situ Ank'ın varlığı bile onun için önemsiz hale gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...