75.Bölüm: Adi Suçlamalar (1)

4.4K 511 45
                                    

Nicolas yedi gün sonra bir çok dil öğrenmişti ve aralarında Aziz Yıldız Kıtasın da kullanılan dilde vardı. Öğrendiği diller sayesinde, bir kaç kitabı okuyup, genel olarak Aziz Yıldız Kıtası hakkında bazı bilgiler edinmiş olsa bile, Nicolas hala hepsinin yüzeysel olduğunu düşünüyordu.

En çok ilgisini çeken ise Simya ve Dövüş Sanatları teorileriydi. Özellikle Simya kitaplarını okuduğunda, karışık hissetmesine rağmen her şeyi hatırlaya biliyordu. Asıl garip olan ise, birden fazla kitabın içeriğinde ki, aynı konuları zihninde bütünleştirip, yanlış olanları eleye biliyor olmasıydı. Nicolas için bu son derece ilginç bir deneyim fakat bir o kadar da iyiydi. 

Güneş en üst noktaya ulaştığında, Nicolas başını kitaptan kaldırıp etrafa baktı. "Ming'er bugün de gelmedi..." dedi. Kitabı depolama yüzüğüne koydu ve ayağa kalktı. Beyaz Kaplan bir defa daha Nicolasın kucağından yere düştü  fakat artık alışmıştı. Sadece biraz silkinip Nicolasa baktı.

"Gidip baksam iyi olacak... Bana hep nazik davrandı." dedi Nicolas. Sabit bir hızda yürüyüp evden çıktı, Xia Ming'in evi Nicolasın evinden yüz metre uzaktaydı. Oraya ulaşması hiç sıkıntı değildi fakat Nicolasa yolda bakan bir çok kişi vardı. Bazı üniformalı veya zırhlı muhafızlar özellikle Nicolasa bakarken saygısız bir şekilde kaşlarını çatıyordu.

Nicolas ise hiç birini önemsemedi, onun için bu kişilerin varlığı ile yokluğu arasında bir fark yoktu. Xia Ming bile haftalarca ona her şeyini vermiş olsa bile, ancak yedi gün sonra bakmak için dışarı çıkmaya zahmet etmişti. 

Bu kalpsizliğin den değil, aksine bu şekilde öğrendiği içindi. Büyülü Yaratıkların davranışları buydu, Nicolas kitaplardan da kişinin öncelliklerinin her şeyden önemli olması gerektiğini öğrenmişti. Aristokrasi derslerinde bile, nezaket bile sadece göstermelikti. Nicolas bütün bu noktaları birleştirdiğinde yedi gün sonra ziyarete gitmesi bile aslında iyilik olarak görüle bilirdi. Nihayetinde Xia Ming den bir çıkarı yoktu, onu hiç bir şey için zorlamamıştı ve ona hiç bir şey vaad etmemişti. Xia Ming'in ona gösterdiği nezaketin karşılığı olarak bir adım atıyordu.

Onun yerinde bir aristokrat olsa sadece Xia Ming den çıkarı varsa onu ziyarete giderdi, diğer türlü herhangi bir adım atması için iyi kalpli birisi olmalıydı.

Nicolas kısa süre sonra büyük tek katlı bir konağın önüne geldi, genişliği 70 metreden fazla olan bu konak, Nicolasın konağından daha iyi görünüyordu. Nicolas ise sadece konağın girişine doğru yürüdü, aynı anda iki muhafız öne çıktı. "Burası yasak bölge..." Nicolas durmadan yoluna devam etti. Adeta kimse onunla konuşmamış gibiydi.

Mutlak gücün getirdiği kibir tam olarak buydu, Nicolas dünyanın kurallarına göre öğrenmişti ve ona göre yaşıyordu. Bir kaç basit muhafızın ona hitap etmeye hakkı bile yoktu. Kaldı ki, onların emirlerine uyması düşünülemezdi. Nicolas onların varlığını bile fark etmemiş gibiydi.

Sadece yürüdü ve muhafızları önemsemedi lakin muhafızlar öfkeyle Nicolasa baktı. Onlara göre Nicolas sokaktan getirilmiş bir jigaloydu, yakışıklıydı fakat bundan fazlası değildi. Xia Ming onun yüzünden cezalandırılmıştı ve şimdi konağa girmeye cesaret ediyordu. 

Muhafızlara göre Nicolas sadece ölüm arıyordu ve ikisi öfkeyle Nicolasa mızraklarını doğrulttu. "Seni piç! Hanımımız sana kibar davrandı ve buraya getirdi fakat sen bir köpek olarak sahibinin evinde uslu durmayı bile bilmiyorsun! Senin şimdi bacaklarını keseceğim."

Nicolas hafif başını kaldırdı ve muhafıza baktı. Muhafız çoktan mızrağını Nicolasın bacaklarına itmişti. Nicolasın ifadesi bile değişmedi, güzünü bile kırpmadan mızrağa elini uzatıp yakaladı ve çekti. Muhafız bir anda ellerinden kayan mızrağın avucunu parçaladığını hissetti ve acı bedenine yayıldı.

Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin