Xia Ming heyecanlıydı, üç saatten biraz fazla olmuştu ve enerji merkezinin giderek şiştiğini hissediyordu. Neredeyse atılımın eşiğine gelmişti, sırtında ki kırbaç yaraları çoktan gitmiş, geriye iz bile kalmamıştı. Bununla yetmezmiş gibi, cildi eskisine göre daha parlak ve yumuşaktı.
Hasarlı damarları onarılmış, meridyenleri daha gelişmiş ve dayanıklı hale gelmişti. Nicolas ise hala hapın tıbbi etkisini kullanarak dokularında ki safsızlıkları çıkartmaya çalışıyor, diğer yandan hapın açığa çıkarttığı enerjiyi bedeninde dolaştırıp stabilize hale getirirken enerji merkezine gönderiyordu.
Bu Xia Ming için hayal edilemezdi, Nicolasın onun bedeninde ki enerjiyi bu kadar iyi kontrol edebiliyor olması, Nicolasın enerji üzerinde ki kontrolünün hayal sınırlarının ötesinde olduğunun bir kanıtıydı. Xia Ming keyifle şişen enerji merkezinde ki enerjiyi yönlendirdikten sonra bir atılım için bütün gücünü topladı.
"Henüz değil..." Nicolas hızlıca uyardı, Xia Ming duraksadı, sebebini anlamasa bile Nicolasa itaat edip enerjiyi toplamaya devam etti.
"Damarların yeni iyileşti, meridyenlerin hala stabil durumda değil bu sebeple şimdi atılım yapmaya çalışırsan başarılı olsan bile damarlarına aşırı yük bindirirsin. Önce bedeninin atılıma hazır hale gelmesini bekle." dedi Nicolas hızlıca açıkladı.
Bütün bunları nereden bildiğini bile bilmiyordu fakat her şey sanki zihninde gibiydi, tek yapması gereken konuşmaktı ve kelimeler ağzından akıp gidecekti. Sadece temas ederek veya bakarak öğrenmek gibiydi. Nicolas bu bilginin doğru olduğuna adı kadar emindi, kaynağını bilmese bile.
Xia Ming ise itaatkar bir şekilde bekledi. Zaman akıp geçti ve beş saat sonra Xia Ming'in enerji merkezi tamamen dolmuştu. Nicolas hala dokularında ki safsızlıkları çözmek için tıbbi etkiyi kullanıyordu ve yer tutmuş safsızlıkların çoğunu sökmüş bir atılımla bedenden atıla bilir hale getirmişti.
Xia Ming çoktan lotus pozisyonuna geçtiği için süreç daha sorunsuzdu, sırtında ki macun kalıntıları yatağa dökülmüş, pürüzsüz sırtı açığa çıkmıştı.
Dakikalar geçerken Nicolas bir anda emretti,"Şimdi!" ve aynı anda Xia Ming topladığı enerjiyi enerji merkezinde ki sütuna saldırmak için kullandı.
Bir anda sütuna şiddetle sarsıldı ve bir sünger gibi enerjiyi emerken boyu iki kat büyüdü ve şekilsiz kenarları pürüzsüz hale geldi. Geçmişte üstünde olan çatlaklar hızla düzelirken çok daha istikrarlı bir sütun ortaya çıktı.
*BOOM*
Odanın için patlama sesiyle dolduğu anda Xia Ming'in bedeninden siyah yapışkan safsızlıklar dışarı atıldı, kötü bir koku odayı tamamen sardı.
Xia Ming hala atılım yaptığına inanamıyordu fakat asıl onu şoke eden bedeninin bir anda temizlenmiş olmasıydı. Bu fiziksel temizlik onun ekiminin gelecekte çok daha pürüzsüz ilerleyeceğini gösteriyordu.
Kaç yetiştirici bir atılım yapabilmek için yıllarını köle olarak geçiriyordu? Kaç yetiştirici kadın, kendilerine bir atılım imkanı sağlayacak birisine kızlığını veriyordu veya onların cariyeleri haline geliyordu? Saymak imkansızdı fakat Xia Ming sadece bir atılım yapmamıştı ayrıca dokularında ki safsızlıkta atılmıştı. Bu o kadar muazzam bir ödüldü ki, kelimelerle tarif edilemezdi.
Xia Klanı zengin bir klandı fakat o bile sadece küçük yaşta bir defa beden arıtma sürecinden geçmişti, sonrasında ufak miktarda arındırmalar geçirmiş olsa bile, hiç birisi şuan ki ile kıyaslanamazdı.
Bütün cildini kaplayan siyah yapışkan tabaka altında, öncekine göre çok daha güzel genç bir kız vardı, yüzü bir yeşim taşı gibi parlak ve pürüzsüz, cildi pamuk gibi yumuşak ve hoş hale gelmişti. Bakışları bile daha parlak hale gelmişti, bu değişim atılımdan bile önemliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...