82.Bölüm: Kasvetli Lea

4.9K 550 26
                                    

Yüksek duvarların üstünde, genç bir kız duvara yaslandı, eli çenesinde sessizce manzara bakıyordu fakat gözlerinde manzara yoktu. Adeta hiçle dalmış gibi düşünceliydi. Mürekkep siyahı saçları rüzgarla dalgalanırken yüzü soğuktan solmuştu.

Gözlerinde ki hüzün ve ruhsuzlaşmış bir beden ile o Lea idi. Sayısız erkeğin kalbini söken ve akıllarını başlarından alan bir peri kızı gibiydi. Üzgün olmak bile ona herkesten daha çok yakışıyordu. 

Kim bilir bir belki iki saattir orada öylece duruyordu, o sırada arkasından uzun boylu bir kız yavaşça yaklaştı. Judy, Lea'nın hizmetkarı ve en yakın sırdaşıydı. Nicolasın Akademiden ayrılmasından sonra, Akademi de daha fazla duramamışlardı.

Lea bir defa daha Fei Klanına gelmiş ve Nicolası beklemeye başlamıştı. Judy, Lea ya kalp kırıklığı ile baktı, onun acısını hissede biliyordu fakat kelimelerin hiç bir anlamı olmadığını da biliyordu.

"Hanımım..." dedi yarı titrek bir sesle, Lea usulca bakışlarını ona çevirdi fakat karşılık vermedi. Judy, Lea'nın eskisi gibi konuşkan olmadığını biliyordu, gülünce güneşi bile kıskandıran o kız gitmiş gibiydi. Ruhsuz bir beden başka geriye hiç bir şey kalmamıştı ve bu kabuk sadece nefes almaktan başka bir işe yaramıyordu.

"Klan Lideri sizi görmek istiyor." dedi Judy başını hafif eğerek mırıldandı. Sesini güçlü çıkartmak istedi, hayat bitmedi demek istedi fakat o bile Lea'nın yanında ruhunun çekildiğini ve hayatın anlamının yok olduğunu hissediyordu.

Lea'nın etrafı sonsuz bir kasvet örtüsü ile sarılmış gibiydi.

"Peki... gidelim" dedi Lea durgun bir sesle, sesi idama giden birisinin umutsuzluğunu taşıyordu. En ufak beklenti ve duygu belirtisi olmadan sadece amaçsızca konuşmuş gibiydi.

Bir süre ikili sessizce yürüdü, Fei Klanının üyelerinin yanından geçip öylece gittiler. Lea herkesin ulaşamayacağı bir yıldız gibiydi, yanlarından geçip giderken kalplerinin yerinden çıkacak gibi atmasına herkes bağımlı olmuştu. 

Bir bakış için ölmeye istekli olan niceleri vardı fakat Lea onlara bir bakış bile vermedi. Nicolasın eşi, Fei Klanının genç hanımı olduğunu bile bile klanlarına ihanet etmek pahasına bekledikleri o bakışı alamamanın yıkımı korkunçtu.

Lea klan liderinin konağına geldiğinde, kapıda ki nöbetçiler başlarını hızlıca çevirip duvara döndü. Onlardan önce bu kapılarda duran nöbetçiler, Lea ya bakma cesaretini gösterecek kadar aptaldı ve hepsi korkunç kaderler ile yüzleşti. Kimse onları öldürmedi fakat onlar kalplerine dolan aşkı besleye bilmek için kendilerini yıkıma sürükledi. 

Nicelerinin yuvası dağıldı, kadınlar kocasız, çocuklar babasız kaldı fakat kimse bir bakış bile alamadı. 

Lea sadece yürüyüp kapıdan geçti ve yoluna devam etti, konağa girdiği anda onu gören herkes dona kalmıştı. Bazıları bakmamak için hemen başını eğdi, bazıları duvara döndü ve bazıları öylece kilitlenip kaldı. 

Bir güzelliğin felaketini yaşamak istemeyenler için durum daha iyiydi fakat bu felakete bilerek atlayanlar için hayat trajikti. 

Judy, Lea'nın arkasından sadece iç çekip yürüye bildi. Eğer Lea ya bakan herkesi öldürmek isteseler, kalpleri saf olmayan herkesin ölmesi gerekiyordu. Lea ya en yakın olanın o olmasına rağmen onun kalbi bile kıskançlıkla doluydu. Gökler Lea ya büyük bir kutsama vermişti fakat ona bakan herkes için ise lanet gibiydi. 

Konağın içinde ki gürültüler gitmiş, konuşmalar kesilmişti. Lea'nın arkasından sürüklenen siyah eteği her zaman ki gibi ateş kelebekleriyle doluydu, gökten inmiş bir tanrıça Fei Klanının koridorlarında dolaşıyordu.

Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin