Dehşet verici siyah bir aura Lea'nın bedeninden engelsiz bir şekilde taştı. Robert bir anda sudan çıkmış balık gibi yere yığılırken çırpındı. Gözlerinin rengi gitmiş, tamamen beyaza dönmüştü. Zihninde bam başka dünyada, bam başka bir hayata adım atmıştı.
Bu Samsara Döngüsüydü, Reankarnasyon dan sonra yaşanılan her hayat Reankarnasyon ile birlikte Samsaranın parçasıdır.
Lea'nın Göksel Samsara Bedeni, Sai Klanının sayısız yıldır aktarılan mirasıdır. Sai Klanı evrende ki güç merkezlerinden birisidir zira Samsara Bedeni en özel fizikler arasındadır. Samsara Fiziğine sahip olanlar dokuz reankarnasyon döngüsü yaşar ve gücünü ölüm ve yaşam döngüsünden alır.
Bu güne kadar bilinen en güçlü Göksel Samsara Bedeni sahibi sadece 6 döngü yaşamış ve bedeni daha fazlasını dengeleyememiştir. Samsara döngüsüne girmek, Göksel Samara Bedeni sahiplerinin kaderidir. Bunun anlamı mutlaka bir şekilde ölecekleridir, bu Ölüm ve Yaşam Daosunun belirlediği engin ve aşılamaz bir kuraldır. Ölüm ve Yaşam Daosunu kontrol edenler bile bu mutlak kanunu değiştirme gücüne sahip değildir zira bu var oluşsal bir lütuftur.
Her döngü tamamlandığında sadece Göksel Samsara Bedeni sahiplerine özel yeni bir ekim yolu belirir, evrende sadece bir kaç yüz kişi bu ekim yolunu takip eder. Samsara Ekim yolu, aynı zamanda düşmanlarına saldırmak için onların geçmiş ve gelecek hayatlarının gücünü kullanır.
Bu döngü içinde kalanlar, döngüde öldüklerinde gerçekte de ölür fakat döngüden kurtulanlar Samsara Gözü adı verilen özel bir güç elde eder. Bu şeytani sanatların bile kıskançlıkla arzuladığı bir güçtür lakin tarih boyunca sadece bir kişi bu özel güce sahip olmuştur.
Lea, Nicolasın evlilik turnuvasına katılacağını öğrendiğinde kendisini aldatılmış gibi hissetmişti, farkında bile olmadan derinlerinde yatan gücü uyandırırken kan hattını kısıtlayan mührü param parça etti.
Evrenin uzak köşesinde, büyük bir gezegenin tamamına yayılmış olan Sai Klanının devasa merkez konağında ki kuytu bir odada otuz yaşlarında görünen bir kadın sessizce meditasyon yaparken bir anda gözlerini açtı. Gözleri şokla doluydu, "Göksel Samsara Bedeni... Bir kişi daha mı var ? Kim... Kim olabilir ?"
Hemen Sai Klanını toplantıya çağırdı, bu kişiyi derhal klana geri getirmesi gerekiyordu. Başka bir yerde, çok uzak bir gezegende devasa bir ağaç vardı. Ağaç o kadar uzun ve genişti ki adeta evrenin merkezinde yer alıyordu. Ağacın üstünde ki ufak bir çatlağın içinde büyük bir ülke gibi devasa bir eğitim kampı inşa edilmişti.
Büyüklüğü hayal sınırlarının ötesindeydi, evrenin en yetenekli dahileri burada en iyi Ustadan eğitim görüyordu. Burası bir zamanlar Evreni titreten uzmanların doğduğu topraklardı. Kanla sulanan bu topraklarda, uzun bir kulenin üstünde oturan orta yaşlı bir adam vardı. Elinde bir bira bardağı tutuyor, bir yandan da kaşları çatık etrafına bakıyordu.
Bakışlarında ise sonsuz bir kibir ve üstünlük duygusu vardı. Öylesine egemen görünüyordu ki, üstünde ki deri kıyafetlerin gösterişten uzak olması bile önemli değildi. Bira bardağını ağzına götürüp bir ağız dolusu içerken bir anda ifadesi değişti ve ağzında ki birayı püskürttü. "HANGİ KÖPEK BENİ RAHATSIZ EDİYOR?" Diye öfkeyle bağırdı.
Günlük 18 saatlik bira keyfini nasıl bölmeye cesaret edebilirlerdi ? Bu evrende kim onunla uğraşa bilirdi ? Kimse onunla zihinsel bağlantı kurmaya cesaret edemezdi! Çok öfkelenmişti, hiddetle ayağa kalktı ve hemen gözlerini kapatıp ince bağlantıyı aradı ve kısa süre içinde buldu.
Sadece zihinsel enerjisini kullanarak ruhsal algısıyla bağladı ve anında bağlantının kaynağını keşfettiği anda gözleri şokla açıldı. "Bu benim kan çizgim... Benim torunum mu var?" Şok olmuştu, hemen düşünmeye başladı fakat ne kadar düşünürse düşünsün emin olamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...