Nicolas kitaplardan meydan okumanın gerekliliklerini öğrenmişti, ilk olarak organizasyon dışından kişiler lideri bulmalıydı ve onlara çok değerli bir haraçla meydan okuma hakkını almaları lazımdı. Bu ilk şarttı, Nicolasın durumunda ise o görevin hedefiydi ve meydan okumak istiyorsa, görev değerinin en az 10 katı değerli bir haraç sunmalıydı.
Mükemmel Seviye Dünya Ruhu ise değer bakımından 1 yıldızlı herhangi bir gücü satın alabilecek kadar değerliydi. Eğer Nicolas için 10 Milyon Düşük Seviyeli Ruh Taşı ödenmişse, bu zaten çoktan 150 katı değere sahip olan Dünya Ruhunu ortaya çıkarttığı anlamına geliyordu.
Elbette Nicolas değerini abartmıştı fakat asıl amacı bu haracın sahibi olduğunu göstermekti. Organizasyona sadece bunu verirse zaten onlara bir servet vermiş gibi olurdu, bu durumda onları kıtanın en büyük gücü yapmak şaka değildi.
Kadın ise soğuk bir ter attı, Nicolası öldürmeye gelmişlerdi fakat sanki her şey Nicolas tarafından onların ortaya çıkması için tezgahlanmış gibiydi. Elbette bu sadece acımasız bir tahmindi fakat kim Nicolasın zaten bir Suikastçı organizasyonunu ele geçirmek istediğini tahmin edebilirdi ki?
Nicolasın meydan okuması ve haracı ortaya çıktığı anda altı kişi yedi adım geri çekilip dizlerinin üstünde çöktüler. Onlar Organizasyon tarafından yetiştirilmişlerdi ve organizasyonun değiştirilemeyen bir kaç kuralı vardı. Bu kurallardan birisi ise meydan okuma hakkıydı, bir kişi haracı ödeyip, yeterlilikleri yerine getirdiği sürece onları ele geçirme hakkına sahipti.
Liderlerinin meydan okumayı kabul etmemesi durumunda, liderleri organizasyonun haini olacaktı ve bizzat organizasyon tarafından kuralları onurlandırmak için öldürülecekti. Geçmişte güçten sarhoş olmuş olan pek çok lider Organizasyonun başında kalmak istemişti fakat hepsinin sonu ibretlikti.
Kadın ise, liderliği yine önce ki üstada meydan okuyarak almıştı, önceki lider bir görevde çok ağır yaralanmıştı ve görevi bırakmak istemişti fakat meydan okuma olmadan bırakamamıştı. O zaman en uygun aday oydu ve meydan okuyup liderliği ele geçirmişti. Eski Lider ise huzurlu bir hayat yaşaması için kırsal bir yere yaşamaya gitmişti.
Kadın şimdi Nicolasın ona bakışlarının onu yemeye çalışan bir kaplan gibi olduğunu hissetti fakat korkmadı, sadece kadersiz olduğunu düşündü. Siyah Nilüfer Organizasyonunun bir önce ki lideri, Aziz Tanrı Aleminin Başlangıcındaydı, çok güçlüydü fakat çok erken görevden ayrılmıştı, bu görevi daha beş senedir yapıyordu ve gücü açıkça yetersizdi.
Siyah Nilüfer Organizasyonu en iyi 5 organizasyonun sonuncu sırasına ikincilikten hızlıca düşmüştü. Şimdi ise liderliğine meydan okunuyordu, Siyah Nilüfer Organizasyonunun tarihinde en kara lekeymiş gibi hissetti.
Geçmişte de Organizasyona dışarıdan meydan okuyanlar olmuştu fakat önceki liderlerin hepsi en azından Yarım Adım Aziz Tanrı veya zaten Aziz Tanrı Alemindeydi, en zayıf lider oydu ve ilk defa Organizasyon bir yabancının eline düşecekti. Fakat kurallar açıktı, kurucular bu kuralları yazarken zaten buna izin vermişti.
Kadın sadece beş adım geri çekildikten sonra, Nicolas gülümsedi.
"Pekala... Madem sorun yok o zaman şimdi pes et...Böylece beni zahmetten kurtarmış olursun." dedi Nicolas. Kadının gözleri hızla seyirdi, yumruklarını öfkeyle sıktı.
"Benim basit bir hedef olduğumu mu sanıyorsun?" dedi öfkeli bir tonda.
"Lider olmaya uygun değilsin... Sen fazla öfkelisin, duygularını kontrol edemiyorsun ve bilinçsizce konuşuyorsun. Bir Organizasyon Lideri olmak için gereken üç özellikten sadece ikisine sahipsin ama en önemli olan sende yok." dedi Nicolas. Dürüstçe cevapladı, kadının liderliğinin eksik olduğu açıktı. Bu göreve hazır olmadan gelmek zorunda olduğunu anlamak için zeki olmaya bile gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...