Gecenin karanlığında yol kenarında bir at arabası durdu ve kapısı yavaşça açıldı, Nicolas ağır adımlarla at arabasından indi. Wu Shang Nicolasa baktı," Hayat önünde dostum, ondan kaçma, umarım bir daha görüşürüz." dedi Wu Shang.
Nicolas gülümsedi ve depolama yüzüğünden bir depolama yüzüğü çıkartıp Wu Shang'a uzattı. "Beni hatırla kardeşim." dedikten sonra Wu Shang puslu gözlerle depolama yüzüğüne baktı, Nicolas sessizce arkasını döndü ve uzaklaştı.
Wu Shang bir süre Nicolasın arkasından baktı, sonra kapıyı kapattı ve at arabası hareket etti. Nicolas bir süre sessizce yürüdü. Wu Shang Kulan İmparatorluğunda bulunan basit bir Taoist Tapınağının öğrencisiydi. Gücü sadece Dünya Aziz Orta Aşamasında olan sıradan birisiydi. Ustası tarafından sokakta bulunmuş, sonra tapınağa kabul edilmiş ve ustası tarafından çırak olarak alınmıştı. Ustasını bir baba gibi seviyordu, onun hayat görüşünü tamamen almıştı fakat Nicolas bir daha karşılaşmalarının mümkün olacağına inandı.
Olmasa bile Nicolas hayatı boyunca bu günü hatırlayacaktı, bu gün onun için bir devrim gibiydi. Bir yetiştiricinin yolunu daha önce düşünmüştü fakat vardığı nihai karar her zaman daha fazla çaba, daha fazla azim ve yoluna çıkan her şeyi yok etmekti fakat bugün anlamıştı ki, yoluna çıkan her şeyden keyif alması gerekiyordu.
Hayata bakış açısının daha rahat olması lazımdı ve eğer güçlenmek istiyorsa bunu delirmiş gibi değil, öz güvenle rahat hareket ederek yapmalıydı. Nicolas bu günün onun içinde ki eksik parçaları tamamladığını düşündü, yetiştirici olarak yaşaması gereken hayatın bu olduğuna karar vermişti.
Kader Nicolasın inandığı bir şey değildi ve her gün onunla yarışıyordu fakat bu yarışın ne anlamı vardı? Zaman akıp geçiyordu, her saniye biraz daha yaşlanıyor ve her saniye sayısız fırsat kaçıp gidiyordu.
Nicolas Xia Ming ile geceler geçirmişti fakat dönüp baktığında bunların hepsi hayvani bir dürtü gibiydi, asla bundan keyif alamamıştı ve şimdi bunun sebebini anlıyordu. Çünkü bunu keyif almak için değil, bedensel ihtiyacını karşılamak için yapmıştı. Aynı yemek yemek veya su içmek gibi, ne yemek yerken keyif almaya çalıştı ne de boğazından kayıp giden suyun değerini bildi.
Bunlar sadece onun için araçtı, hayat sadece daha fazla güçlenmek için vardı fakat şimdi Nicolasın hayat görüşü çok hızlı bir şekilde değişti, bu bir özenti değil, aksine özüne geri dönüştü.
Nicolas anılarını kaybetmeden önce böyle birisiydi, iyi yemekten keyif aldı, iyi şaraptan ve iyi çaydan keyif aldı. Lea ile birlikte geçirdiği her geceden keyif aldı, onunla dolaşmaktan veya kendi başına gezmekten keyif aldı.
Hayatının her anından keyif aldı ama şimdi bu eksikliği anılarını kaybettikten sonra bir defa daha doldurdu.
Nicolas derin bir nefes alıp, gökyüzüne baktı, karanlık gecede parlayan kar taneleri yüzünde bir gülümsemeye sebep oldu, karla kaplı toprak yola baktı ve uzakta kar taneleri arasında kaybolan at arabasını görünce bir iç çekti ve mırıldandı. "Teşekkür ederim."
Kibirli birisi değildi ve kibirli birisi olmadığı için büyük bir fırsat, değişim şansı elde etmişti. Onun yerinde kibirli birisi olsa, sırf akıl verdiği için bile Wu Shang'ı öldürürdü ama Nicolas ondan daha zayıf olan bu genç Taoistin hayat görüşünden feyz almıştı.
Nicolas ömrünün kalanını Kuzgun İmparator olarak geçirmeye karar vermişti, soğuk ve her an öldürmeye hazır hedefine yürüyen bir yetiştirici olmayı düşünüyordu. Bunun doğru olduğuna bütün kalbinden inandı fakat düşününce aslında Nicolas Fei oydu, onun ölmesi neden gerekiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Viễn tưởng'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...