Nicolas istemediği bu yolu tercih ettiği için biraz kederliydi ama Yaşlı Köy Şefi gerçekten kozlara sahipti.
Adamları savaşıp Nicolası oyalarken gizlice bölgeyi kapatmak için bir sahte ölümsüz eser kullanıyordu. Bu şakaya alınacak bir mesele değildi ölümsüz eserler sahte olsa bile son derece güçlüydü ve Nicolas kapana kısılırsa ne olacağını tam olarak kestiremedi. Risk almak istemediği için yaşlı köy şefini sinsi bir pusuya düşürdü.
Bu aşamada birisini bu kadar kolay öldürmek için bir dizi koşulu birleştirmesi gerekiyordu. İlk olarak provakasyonu kullandı ardından herkesin dikkatini üstüne çekti ve ilk saldırısında aslında hızının ufak bir kısmını kullandı. Böylece onun yakalana bilir olduğunu düşünmelerini sağladı. Böylece maniplasyon tamamlandı köy koruyucusu Nicolası yakalaya biliyorsa Köy Şefi rahat olabilirdi ve bölgeyi kapatmak için gizlice hareket edebilirdi.
Ama Nicolas hareketlerini en başından beri fark etmişti bu bölgeyi onlar gelmeden önce dikkatlice zaten inceledi havada ki değişimi bile algılaya biliyordu ve gizli bir formasyon kurulduğunu elbette gözden kaçırmadı.
Hızını yanlış tahmin eden yaşlı köy şefi uygun bir mesafeden gardını düşürdü köy koruyucusu yakınlardaydı ayrıca etrafında başka insanlar vardı Nicolas ona kolay kolay ulaşamazdı ama işler öyle olmadı.
Nicolas bir iblis kadar zekiydi bir tuzak kurdu ve bütün dikkatini ve enerjisini formasyona ayıran köy şefini arkasından tek hamlede avladı ve kalbini bedeninden çıkarttı.
Kalabalık şokla doluydu, Nicolas avucunda ki kalbe baktı ve "Ayı kalbi... İyi bir yemek tarifim var." dedi Nicolas kalbi mühürledi ama kan özü zaten bedenine geçmişti.
Yine de bu iyi bir yiyecekti. Köy Şefinin insan görünüşü ise on metre uzunluğunda gri bir ayıya dönüştü. Nicolas tereddüt bile etmeden Gri Savaş Ayısı cesedini depolama yüzüğüne atarken hafif ölümsüz kılıcı çıkartıp kavradı.
"Savaşmayı biliyor musunuz gerçekten ? Neden aptal gibi savaşıyorsunuz ? Acemi bir dans grubunu izliyor gibiyim."
Nicolas konuşurken kalabalık hala köy şefinin ölümünü atlatmaya çalışıyordu. Köy Şefi öldü Gri Savaş Ayısı köyünün işi bitti bu bölgede hassas bir denge vardı ve şimdi Gri Savaş Ayısının Nüwe aleminde ki iki uzmanı öldü geriye sadece köy koruyucusu kaldı.
Yeterli miydi ? Şüphesiz değildi işler çığrından çıkmıştı herkes öfkeyle kaynadı. Ardı ardına avlandılar çocukları öldürüldü, yaşlıları öldürüldü ve şefleri öldürüldü. Arkadaşları da kurban edilenler arasındaydı ve Nicolas bir çizik bile almamıştı.
Köy Koruyucusunun gözlerine kan inmişti öfke, katıksız bir öldürme niyeti bedeninden taştı ve ağzını açıp gökyüzüne doğru kükredi. "SENİ ÖLDÜN!" Diye bağırmasıyla ileriye atıldı. Nicolas hemen gardını aldı Kör Koruyucusu kendisini hiç tutmadı. Bütün gücüyle yumruk attı.
Nicolasın kollarına çarpan yumruk amansız bir güç taşıyordu. Kemiklerinin çatırtısını hissetti kör koruyucusunun fiziksel gücü onunkini aştı. Nicolas bir anda geriye uçuruldu ve taş meşe ağacına çarptı aynı anda bir ağız dolusu kan kustu.
Herkesin morali yükseldi," Onu öldürebiliriz..." Bir umut ışığı görmüşlerdi Nicolas ise yavaşça kalktı ağzında ki kanı sildi sinirli görünüyordu aslında bazı kemikleri kırıldı yaralanmalar hafifti ama köy koruyucusunun fiziksel gücü korkunçtu.
İster istemez Köy Şefini pusuya düşürdüğü için doğru karar verdiğini düşündü eğer köy şefi de böyle güçlüyse ikisiyle savaşırken iyi vakit geçiremezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...