Nicolas üç kızın önünde durdu, adeta bir kaplan gibi avını süzdükten sonra yüzünde çekici bir gülümseme oluştu. Bu gülümseme üç kızın kalbine vuran bir oktan farklı değildi. Aynı anda üçünün yüzü kızardı ve gözlerini kaçırdı fakat ateşe çekilen kelebekler gibi Nicolasa tekrar bakışlarını çevirmeleri uzun sürmedi.
Nicolasın teninden yayılan güçlü koku yakışıklı yüzüyle birleştiğinde karşı konulamaz bir günah gibiydi.
"Bana yemekte eşlik etmek ister misiniz?" Nicolasın sorusu aynı zamanda şoke ediciydi. Üç güzel kız ne zaman tanımadıkları bir erkekle yemeğe gitmeye istekliydi? Tanıdıkları asil ve zengin genç erkekler bile onları böyle fütursuzca yemeğe davet etmeye cesaret edemezdi.
Bir erkekle kadın arasında mesafe olmalıydı, ancak nişanlı olanlar birlikte yemek yiye bilirdi, aksi halde kızların itibarı kötüleşir ve gelecekte evlenemezlerdi fakat Nicolasın ağzından çıkan kelimeler üç kızda tiksinme dürtüsü uyandırmadığı gibi kalplerinde neşeyle çığlık atıyorlardı.
Adeta hayatlarının aşkı onlara evlenme teklif etmişti, şüphesiz düşünme kabiliyetlerini kaybetmişlerdi, aynı rüzgarda savrulan bir uçurtma gibiydiler. Nicolasın rüzgarında savrulmak onlar için yeterliydi, kalan hiç bir şeyin anlamı yoktu.
"Imm... "Sarışın kız masum bir ifadeyle memnuniyetle başını salladı, yüzünde tereddüt yoktu. Kalabalıkta ki bazı insanlar ağızları açık bu sahneyi izliyordu. Bir erkek üç güzel kıza böyle basit bir şekilde yaklaşıp onları ikna etmişti. Bu nasıl bir saçmalıktı?
"Kadınları ikna etmek bu kadar kolay mı?" diye kendi kendisine sordu fakat zaten ikna olmuştu.
Nicolas bu sırada ilk tepki veren sarışın kızı dikkatli bir şekilde süzdü, gözlerinde ki şehvet ve arzu biraz bile gizlenmiş değildi. Sarışın kız, Nicolasın bakışları altında adeta çıplak kaldığını hissetti fakat kendisini rahatsız hissetmek yerine çok mutlu hissediyordu. Adeta kocası tarafından beğenilmenin zevkine varıyordu bu his çok farklıyken.
Daha geç tepki veren çekik gözlü kız oldu. "Memnun olurum..." kız usulca karşılık verdi, gizemli bakışlarının ardında ki vahşi arzu çok güçlüydü. Nicolas ona bakarken evcilleştirilmemiş bir kedi gördü, saldırgan, yaramaz hatta muzip fakat Nicolas sadece gülümsedi ve bakışları deliciydi. Kızın ifadesi çılgınca değişirken gözlerinde delilik parladı.
En gizli arzuları ve gerçek karakteri barajı yıkıp, engelsizce aşan ve çağlayan bir su dalgası gibiydi. Muazzam bir his, karşı konulamaz bir dürtü bedenini ele geçirirken ilk defa birisinin onu yargılamadan olduğu gibi saracağını ve ona sahip olacağını düşündü.
Asil kızların, saf, masum ve her şeye karşı gülen anlayışlı maskesini söküp, çılgın karakterini göstermenin nasıl bir his olacağını tadabileceğine inandı. Bu dürtü karşı konulamaz bir şehvetle süslenince çaresizce bacaklarını birbirine sürttü, karnından yükselen ateşi artık bastırması imkansızdı.
"Adın...Adın ne." bu sırada kahverengi saçlı kırmızı cübbeli kız konuştu. Sesi çok melodikti ve kulakta çınlayan hoş bir tını bırakıyordu fakat sesinde ki gizemli heyecan asıl dikkat çekici olandı. Ağzından dökülen kelimeler aynı zamanda zorla çıkmış gibiydi, biraz engellenmiş ve bastırılmış fakat bu bastırılmanın arkasında patlamaya hazır bir volkan vardı.
Nicolas bile kokusunun bazı kadınlar üstünde böyle derin bir etkisi olacağını bilmiyordu. Adeta kadınların derinlerinde sakladığı günahı ve gizli karakterlerini ortaya çıkartıyordu.
Bir kadın toplumda her zaman masum görünmeli, saf davranmalı, kahkaha atmamalı veya açık giyinmemeli gibi sayısız kuralı yıkmak isteyen, çığlıklar atarak sevişmek, dürtülerini bastırmadan, hiç bir ön yargı ve ahlaki değere takılmadan arzularını yerine getirme dürtülerini serbest bırakmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasía'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...