170.Bölüm: Ruh Canavarı Ekim Yolu (4.)

4.2K 500 13
                                    

İki sarı cübbeli uzman gökyüzünde durdu. İkisinin kaşları da çatıktı," Neredeler ? Enerji bir anda kayboldu ?" Uzun boylu ve yapılı adam sert bir şekilde sordu.

Kim bugün Kulan İmparatorluğunda bir anda dehşet verici kanlı bir gücün ortaya çıkacağını düşünürdü ? İki uzman enerjiyi hissettiği anda, taş kesilmişti fakat hemen sonra kanlı enerji akışı kesilmiş ve dehşet verici auralar hızla şehirden uzaklaşmıştı.

"Kaptan bu kişinin İblis olduğunu düşünmüyorum, bence takip etmemeliyiz." Uzun boylu adamın yanında ki yirmi yaşlarının başında ki genç adam net bir tonda söyledi. Sözleri biraz korkakça gelse bile ifadesi çok asildi. 

Kaptanın yüzü tereddütteydi fakat hemen sonra kararını vermiş gibi kafasını salladı," Işık Şövalyeleri olarak bir misyonumuz var. Ne olursa olsun o kanlı aura çok güçlüydü, bir İblis olmasa bile çok fazla can almış birisine ait olmalı. Bunu en azından onaylamak zorundayız belki bu kişi bir tehdittir." dedi. 

Işık Şövalyeleri veya Kutsal Işık Şövalyeleri Birliği bütün dünyaya yayılmış büyük bir güçtü. Kör Kayalar Kıtasın da, Işık Şövalyelerinin statüsü çok yüksekti ve en basit tabirle rakipleri olmadığı söylene bilirdi. Dünyanın dört bir yanında ki uzmanları toplayan güçlü bir organizasyondu, bir klan veya herhangi bir kuruluş için genç neslini Işık Şövalyelerine göndermek büyük prestij ve güçtü. 

Işık Şövalyelerinin Kör Kayalar Kıtasın da ki gücü çok baskındı fakat her gün rast gelinecek kişiler değillerdi. Onlar halk tarafından son derece sevilen bir organizasyondu. Dini bir grup olmamalarına rağmen bir tarikat bilincine sahiplerdi ve herkesin kendilerini desteklemek zorunda olduğunu düşünüyorlardı.

Bir kişi, Işık Şövalyelerini engelliyorsa, en basit tabirle Şeytanla iş birliği yapıyordu ve bu suçlamayı taşımak isteyen hiç kimse yoktu. 

"Kaptan, biz sadece Kılıç Dağı Antik Bölgesine girmek için buradayız..." Genç Adam, kanlı aurayı takip etmek istemedi. Her ne kadar Işık Şövalyelerinin bir üyesi olsa da, Işık şövalyesi unvanını almak o kadar kolay değildi. Işık Şövalyesi olmak için belirli sınavları geçmek gerekiyordu ve Genç Adam umut vaad eden genç bir çıraktı. 

"Beni hayal kırıklığına uğratıyorsun!" Kaptan daha fazla genç adamın korkaklığını görmezden gelemedi. Genç adam utançla başını eğdi ama pişman değildi. Kör Kayalar Kıtasında doğmamıştı, burada mevcut gücü ile çok muhteşem bir var oluştu fakat bir nebzede olsa dünyayı görmüş birisiydi.

Bazı uzmanlar Işık Şövalyelerinin bile kışkırtmayı göze alamayacağı ölçüde güçlüydü, Kör Kayalar Kıtası karıncalarla dolu olabilir ama dünyada pek çok korkunç uzman vardı. Bu sebeple araştırma yapmak istemiyordu, ölmeyecek kadar gençti, hala yaşamak istiyordu.

Bu sırada kaptan çevreyi incelemeye devam etti ve ufukta kırmızı bir nokta gördü. Gökyüzü o noktada tamamen kırmızıya boyanmıştı üstelik hava hala karlıydı.

"Orada olmalı..." dedikten sonra genç adamın tepki vermesini beklemeden hızla hareket etti.

Onlardan farklı bir yönde, başka bir grup uzman kırmızı bölgeye doğru gidiyordu.

Birbirinden bağımsız olarak, onlarca uzman aynı noktaya hareket etmişti, bu kişiler arasında en zayıfı zaten Aziz Tanrı Alemindeydi, en güçlüsü ise Kaptan gibi bir kaç Ruh Bölme Alemi Orta aşamasında ki kıtanın yerlisi olmayan uzmanlardı.

Hepsi iyi bir savaş görmek istiyordu, hayatları konusunda pek endişeli değillerdi. 

Di Fan ise farklı bir noktadan Nicolasın bulunduğu alana yaklaşıyordu. İçinde biraz kırgındı, yine rakip olamayacağı düşmanlar ortaya çıkmıştı fakat kaçmasının sebebi Nicolasın korkunç gücüydü o kanlı auranın içinde nefes bile alamamıştı. 

Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin