Nicolas yavaşça yataktan kalktı, yüzünde soğuk bir ifade vardı. Arkasında ki yatakta yatan üç çıplak kızı görmezden geldi. Üç kızın vücudu terle kaplı ve kızarıklarla doluydu. Hepsi derin bir uykudaydı, Nicolas enerjisini kullanarak kıyafetlerini temizledikten sonra elini salladı ve üç hap dolu şişe masaya uçtu.
Üç şişenin içinde yirmiden fazla hap vardı ve her hap kaliteli atılım haplarıydı. Nicolas bu sefer son derece cömert davranmıştı, sebebi basitti. Bu sefer tatmin olmaya yaklaşmıştı ve bunun bir ödülü olması gerektiğini düşündü. Elbette üç genç kızın en değerli şeyini almasınında payı vardı.
Nicolas kıyafetlerini giydikten sonra odadan çıktı, kapının hemen yanında Di Fan ifadesiz bir yüzle bekliyordu. Adeta taşlaşmış bir heykel gibiydi, "Genç Efendi." dedi saygılı bir şekilde eğilerek selam verdi.
"Gelecekte yanıma gelmek isterlerse, onların bana ulaşmasına izin ver." Nicolas düz bir sesle karşılık verdi. "Emredersiniz Genç Efendi." Di Fan hala saygılıydı fakat yüz ifadesinde herhangi bir değişim yoktu.
Bu emri bekliyor gibiydi, başlangıçta Nicolasın çok azgın şehvetli birisi olduğunu düşündü fakat Nicolası tanıdıkça böyle olmadığını anlamıştı. Elbette hayattan keyif almak istiyordu fakat Di Fan, Nicolasın karakterini görebiliyordu.
Her ne yapıyorsa yapsın, nihai amacı daha güçlü olmaya yönelikti, bu sebeple artık önemsemeyi bırakıp emirleri takip etmeye karar vermişti.
İkisi odadan uzaklaştı ve merdivenlerden indi. Kısa süre sonra gösterişli bir restorana gelmişlerdi, yapı içinde pek çok hizmet bir arada veriliyordu. Nicolas ve Di Fan, restorana indiğinde. Nicolas ve Di Fan alışkanlık üzere hızlıca etrafa bir göz attı.
Restoranda fazla insan yoktu ve çoğu bir köşeye çekilmiş kendilerince konuşuyordu. Restoranın uzak bir kısmında ise bir kaç özel oda vardı. Nicolas tereddüt bile etmeden özel odalara yürürken, bir görevli hızlıca yanlarına geldi ve eğilip selam verdi.
"Efendim size nasıl yardımcı olabilirim?" Nicolas hiç karşılık vermedi, Di Fan hemen kontrolü ele aldı. "Genç efendim için bir oda açın. Ödeme sorun değil, en iyi yemeklerinizi getirin!" dedi. Di Fan elini salladı ve bir altın garsonun eline uçtu.
Garson derin bir nefes aldı, ne kadar cömert müşteriler diye düşündükten sonra daha aşkla hizmet etmeye başladı.
"Elbette Lordlarım, lütfen beni özel odanıza kadar takip edin." dedikten sonra öncülüğü alıp yol gösterdi.
Kısa süre sonra, Restorantın uzak köşesinde ki özel odalardan birisinin önüne gelmişlerdi, odaların hepsi aynı boylarda olduğu için bir farkları yoktu. "Lütfen Lordlarım, derhal sizin için hazırlıkları tamamlayacağım." dedi ve eliyle içeriye buyur etti. Di Fan hemen kapıyı itti ve içeriye bir göz attı.
Odanın içi sadeydi bir masa etrafına dizilmiş koltuklar, hoş bir aydınlatma dışında özel oda nispeten boş sayılırdı fakat zengin dekorasyonu özel odayı gerçekten özel gösteriyordu.
Di Fan onayladıktan sonra Nicolas içeriye girdi, elbette bunların hepsi oyunun bir parçasıydı. Kim Nicolas veya Di Fan'a zarar verecek kadar güçlü olabilirdi ki? Fakat gücü açığa çıkartmak fazla kullanışlı değildi, temkinli hareket etmek en iyisiydi. Bazı seyirciler için daha dikkat çekici bir seyir oluşturuyordu.
Di Fan ve Nicolas odaya girdi, kapı arkalarından kapandıktan sonra garson aceleyle uzaklaştı.
Nicolas rastgele bir koltuğa oturdu ve depolama yüzüğünden bir şarap ve kadeh çıkarttı. Di Fan aceleyle şarabı, kadehe doldurmak için hareket etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasía'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...
