Lea yavaşça ayağa kalktı evrende yarattığı etkiden tamamen habersiz öfkeyle doluydu. Ayağını sert bir şekilde yere vurdu ve Robert'e baktı. "Kalk!" diye emretti. Robert'in titremesi bir anda dindi ve gözlerinin rengi yerine geldi.
Korku bütün bedenini ele geçirmişti, başka bir hayatı yaşamıştı gördüğü hayat korkutucu değildi fakat bedenine ve ruhuna binen yük akıl almazdı. Öylesine korkmuştu ki Lea ya bakarken bir Şeytana bakıyormuş gibiydi.
Hemen başını eğdi" Hanımım..." Mutlak bir sadakatle söyledi, Nicolas artık umurunda bile değildi. Lea şuandan itibaren tek efendisiydi
"Beni kocama götür!" Lea emretti. "Emredersiniz Hanımım." Robert tereddüt bile etmeden karar verdi. Lea bir an duraksadıktan sonra bir yeşim tılsımı çıkartıp içine enerjisini aktardı ve bazı bilgiler kaydettikten sonra masanın üstüne bıraktı ve Robert ile birlikte ince havada kayboldu.
Bir kaç dakika sonra ortaya çıktıklarında çoktan kıtanın yarısını geçmiş, eski bir dağ köyünün ortasında belirmişlerdi. Robert önceliğinde ışınlanma platformuna girmeleri fazla uzun sürmedi.
Her şey çok hızlı gerçekleşti, Lea Nicolas gibi değildi. Nicolas harekete geçmek istediğinde genellikle bekler ve durumu izler ondan sonra planını kusursuzlaştırır ve harekete geçerdi. Buna rağmen hala eğlenmeyi ve zaman öldürmeyi ihmal etmezdi, bu onun hayattan zevk alma biçimiydi fakat Lea farklıydı. Lea çocukluğunu bir suikastçı olarak geçirdi, acımasız ve sadece öldürmeye yönelikti. Plan yaparsa tereddüt bile etmeden uygular harekete geçerse asla geri adım atmazdı.
Nicolası bulmaya karar verdiği andan itibaren tek aklında olan Nicolası bulmaktı. Bu yolda önüne çıkan her şey onu amacına ulaşmaktan engelleyen pürüzlerdi ve hepsi yok edilmeliydi. Nicolas ile arasında ki bu bariz fark aslında onu Nicolastan daha tehlikeli yapıyordu.
Nicolasın baskın gücü korkunç olsa bile hedefi hala daha güçlenmekti bu süreçte biraz zaman kaybedip bazı gizemleri keşfetmek faydalıydı fakat Lea'nın böyle bir amacı yoktu. Kan akıtmak istiyorsa, kan akacaktı, yıkım istiyorsa bir yıkım yaşanmalıydı. Bu sırada yolun güzelliği, rüzgarın serinliği veya ışığın sıcaklığı umurunda bile değildi.
Kuşların cıvıltısını veya toprağın kokusunu umursamıyordu. Erkek ve Kadınların düşünce yapıları farklıydı, birisi hedefine kitlenen kaplan bir diğeri ise avını takip edip oynayan kurt gibiydi.
Robert ise artık sonunu düşünme kabiliyetine sahip değildi. Tek bir şey vardı, Lea'nın bütün emirlerine uymak zorunda olduğu gerçeği bir daha o garip dünyaya girmek istemiyordu, tekrar böyle bir hayat yaşamak istemiyordu. İlk defa sonra ki hayatın aslında ne kadar korkutucu olduğunu öğrenmişti.
Yıkım Evinin ufak ışınlanma odasında yetkililer şaşkındı. Robert kısa süre önce Siyah Nilüfer tarafından gönderilmişti ve şimdi çok daha güçlüydü fakat asıl ürkütücü olan hemen yanında ki genç kızdı. Yüzü bir peçe ile örtülü olmasına rağmen onlara verdiği kalp titreten cinstendi.
O peçenin ardında en güzel kadının olduğuna eminlerdi, Lea aceleyle çıktığı için kıyafetlerini değiştirmemişti. Siyah bir şort, göğsünü örten siyah spor sütyene benzeyen kumaş parçası vardı. Bunun dışında belinde dizilmiş otuz kadar fırlatma iğnesi ve bir mızrak gibi yere saplanan pençeye benziyen topuklu ayakkabıları vardı.
Buna rağmen kulaklarında boynunda ve başında yeşim mücevherlerle süslenmiş değerli takılar vardı. Yüzü örtülü olsa bile bedeni rahatlıkla görüle bilirdi.
Bu sahneyi görenler için o nefes kesici bir heykel gibiydi. Teni öylesine güzel ve kusursuzdu ki yutkunup adeta sarhoşmuş gibi hissettiler .
"Kör Kayalar Kıtasına!" Robert hemen depolama yüzüğünden 2.000 düşük ruh taşı çıkartıp teslim etti ve ışınlanma platformuna yürüdü. Yetkililer biraz şaşkın fakat aptallaşmıştı,"Bu işler senin istediğin gibi olmuyor Robert... Yıkım Evimiz senden emir almıyor." dedi yetkili sertti, bir şekilde Roberti sindirip kaçırırsa Lea ile eğlene bilirlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasía'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...