"Yun Che" ismi söylendiğinde Cang Yue'nin tepki hızı Yun Che'ninkinden daha hızlıydı. Hızlıca Yun Che'nin elini yakalayıp gergin ve heyecanlı bir şekilde konuştu. "Küçük Kardeş Yun senin sıran."
"Enişte iyi şanslar! Gidip tüm rakiplerini döv ve bizimle alay edenlere kimin patron olduğunu göster!" Xia Yuanba yumruklarını sıkarken konuştu.
"Yakında geri dönerim." Yun Che çok düşünmeden gelişigüzel bir cevap verdi ve yerinden kalkıp arenaya yöneldi.
15.arena bir anda odak noktası oldu.
"Çabuk bak! Mavi Rüzgar İmparatorluk Ailesindeki çocuk çıkıyor!"
"Tsk tks bu Fu Yanjie onun ilk rakibi olduğundan gerçekten çok şanslı. Neden ben de bu kadar şanslı değilim?"
"Sanırım bu Fu Yanjie 2.seviye Ruhsal Kaynak Alemindeydi. Onun 3 harekette maçı kazanacağını bekliyorum....Hahahahah! Neden ben de 15. Grupta değilim ki? Öyle olsaydım 11 maçı kaybetsem bile memnun bir şekilde bu çöpü ezebilirdim."
Çevrede anında kahkahalar yankılandı.
Yun Che kulağını dolduran seslere cevap vermeden karşısındaki rakibine baktı. Onun geniş omuzları yuvarlak bir beli ve salam bir bedeni vardı. Elinde 8 ayak uzunluğunda büyük bir pala tutuyordu. Ancak Yun Che bunların hiç birine dikkat etmiyordu. Onun dikkat ettiği şey rakibinin ağzının kenarında hafifçe oluşan küçümseyici bir gülümseme ve gözlerinde parlayan zalimlikti.
"Heh..." Yun Che'nin ağzının köşeleri kıvrılarak son derece hafif bir küçümseme içerikli gülümseme oluştururken kaşlarını indirdi.
"Maç başlasın!"
Hakemin sesi söndükten sonra Fu Yanjie'nin elindeki pala vahşice savruldu ve beraberinde uğultulu bir rüzgar getirdi. Küçümseyerek Yun Che'ye baktı ve alçak bir sesle konuştu. "Yun Che benimle karşılaştığın için şansına küs ve benim için itaatkar bir şekilde yere yat!"
Fu Yanjie, bu alaycı konuşmanın ortasında Yun Che'nin silahını çıkarmasını beklemedi ve hareketli bir tempoda ilerledi. Elindeki pala yada bedeni büyük olsa da hızı hiç yavaş değildi. Kısa bir haykırışla beraber büyük palasını kaynak enerjisi kullanarak Yun Che'nin sol koluna doğru savurdu.
Yanan Cennet Klanının koltuklarında Fen Juebi yürekten gülerek konuştu. "Büyük kardeşim sadece bekle ve gösteriyi izle. Bu kişi özellikle bilgilendirildi. O en kısa sürede onun kollarından birini koparacak ve yanında da yüzünden bir dilim verecek."
"Çok iyi." Fen Juecheng soğukça gülümserken ağzı seğirdi.
Pala son derece kötücül bir şekilde hiç kendini geri tutmadan ona doğru geliyordu. Yun Che kenara doğru çekilip saldırıyı atlattı ama hemen sonra Fu Yanjie palasını yukarı doğru süpürdü....Ve bu süpürme yönü tam olarak Yun Che'nin yüzüne doğruydu.
Yun Che'nn bakışları odaklandı. Ardından son derece öfkelendi....Ben kolumu kırmanı affedebilirim hatta hayatımın yarısını almana bile tahammül edebilirim ama bu orospu çocuğu aslında benim yüzümü dağıtmak istiyor!!! Bu hiçbir şekilde hoş görülmez yada affedilmez! Yaşlı bir amca buna dayansa ve karısı tahammül etse bile ben buna yine de tahammül etmem!!!
Yun Che'nin gözlerinde aniden bir saldırganlık ışığı parladı. Bedenini aşağı doğru kaydırarak saldırıdan sıyrıldı ve geriye çekilmek yerine bir şimşek gibi ilerledi ve dirseği ile Fu Yanjie'nin karın bölgesine vurdu.
"Vay anasını! Bu adam ölmek istiyor!"
"Bu çocuk deli mi? Fu Yanjie'nin gözünü açmasına bile gerek yok. Sadece palasını aşağı doğru sallayarak bile onun hayatını alabilir. Sonuçta o gerçekten bir genç. Sadece kaynak gücü değil savaş deneyimi de beş para etmez ve eksik.