"Bu mesele hakiki gerçektir. Fen Duanhun'un söylediği şey Xiao Moshan'ın bana söylediği şeyle neredeyse aynı. Üç yıl önce Yun Che'nin ismi Yun Che değil Xiao Che idi. O sadece evinden atıldıktan sonra ismini değiştirdi. O, En Küçük Efendinin...""Yeter!" Xİao Juetian tüm bedeninin sallandığı derecede sinirliydi. Gözleri neredeyse ateş saçacaktı. Sadece bir an önce, Yun Che'nin olayı hakkında hala son derece şok olmuş haldeydi ve Yanan Cenent Klanının birazda olsa sefil durumundan şeytanca zevk alıyordu. Ama sadece göz açıp kapayıncaya kadar böyle beklenmedik bir şey duymuştu. Eğer bu gerçekse ve Yun Che gerçekten o zamanki kişiyse, o zaman o vakit olan şey hiç şüphesiz diş gıcırdatan bir nefret olacaktı. Bu dargınlık en azından sadece aile üyelerini kaçırmaktan çok daha üstündü.
Yanan Cennet Klanı klanlarının imhasını içeren bir intikamla sadece onun iki aile üyesini kaçırdığı için tanışmıştı ve eğer tüm bunlar doğruysa...
Yun Che'nin Fen Yijue'yi ağır yaraladığı ve Fen Ziya'yı öldürdüğü haberler bir kez daha Xiao Juetian'ın beyninde yankılandı ve tarikatın lideri olan onun bile kontrol edilemez bir şekilde titremesine neden oldu. Fen Ziya İmparator Kaynak içinde biraz zayıf olsa da Fen Yijue, öte yandan Xiao Tarikatının Büyük Tarikat Lideri Xiao Wuqing ile tamamen denk bir güce sahipti! Şu anda Yun Che, o zamanki dargınlığın intikamını alacak yeteneğe tamamiyle sahipti ve onun yaratılışıyla birlikte kapılarına gelmesi neredeyse kesindi!
"Hemen... Xiao Moshan'ı buraya çağırın!" Fen Juetian dişlerini gıcırdatırken konuştu, ifadesi karardı.
"Emredersiniz, Tarikat Lideri." Siyah elbiseli yaşlı kişi fazladan bir kelime bile söylemeye cüret edemedi ve hızlıca ayrıldı.
Çok geçmeden Xiao Mooshan aceleci adımlarla içeri girdi. Tarikat Liderinin onun gibi bir Doğu Köşkünün kahyasını çağırması onu huzursuz ve kafası karışık yapmıştı. Ana Köşke girdiği an Xiao Juetian'nın ifadesinin yağmur bulutları kadar kasvetli olduğunu gördü. Kalbi anında güm güm attı ve kafası eğik bir şekilde dikkatlice konuştu. "Xiao Moshan Tarikat Liderine saygılarını sunar. Tarikat Liderinin beni neden çağırdığını sorabili..."
"Xiao... Mo...Shan...!!"
Xiao Juetian'ın ağzından çıkan bu üç söz açıkça aşırı öfke titremesi taşıyordu ve Xiao Moshan'ın tüm bedeninden anında soğuk terler dökülmesini sağladı. Tarikatın içinde her zaman dürüst ve iyi huylu olmuştu ve itaatsız bir şey asla yapmamıştı. O basitçe Tarikat Liderini bu kadar öfkelendirecek bir şey yaptığını düşünemiyordu. Xİap Juetian'ın bulutlu sesle konuştuğunu duydu. "Üç yıl önce Büyük Xİao Zhen'in ölmeden önceki emaneti nedeniyle doğuda bulunan ve Yüzen Bulut Şehri olarak adlandırılan yere giderken Kuangyun'a eşlik ettiğini hala hatırlıyor musun?!"
Xiao Moshan kafasını kaldırdı ve afallamış bir şekilde başıyla onayladı. "Evet, Moshan doğal olarak hatırlıyor. Moshan tüm bu yıllar boyunca tarikattan sadece üç kere çıktı ve bunlardan birisi En Küçük Efendiye Yüzen Bulut Şehrine giderken eşlik etmek içindi."
Xiao Moshan'ın kalbinin içi çok daha afallamış durumdaydı. Çünkü bu mesele gerçekten bahsetmeye değmeyecek kadar önemsizdi. Eğer birisi bahsetmeye değer olan bir şey olduğunu söylerse, bu istemsiz bir şekilde Donmuş Bulut Asgard'dan biri ile karşılaşmaları olurdu... Ve hatta o, Donmuş Bulut'un Yedi Perisinden Donmuş Camın Perisi, Chu Yueli idi. O, Tarikat Liderinin üç yıl geçtikten sonra bu önemsiz meseleden neden bahsettiğini anlayamıyordu.
Xiao Juetian sabir bir şekilde ona baktı ve ciddi bir şekilde konuştu. "Sen ve Kuangyun Yüzen Bulut Şehrine gittikten sonra tam olarak ne olduğunu hiçbir detayı atlamadan anlatmanı istiyorum! Senin hafızan ve kaynak gücünle birlikte sadece üç senede bir şeyleri unutmaman gerek! Başından sona her şeyi söyle! Eğer bir şeyi saklamaya veya atlamaya cüret edersen hemen şuracıkta başını koparırım!"