Ling'er

416 58 0
                                    

Kulağına gelen bu isim anında kalbinin karışmasına neden oldu. Zihninde kontrol edilemez bir şekilde bir kızın yüzü ve figürü ortaya çıktı.

Su Ling'er onun en büyük acısı olan kız, en çok sempati duyduğu kız ve aynı zamanda kalbinde derinden kazınan hayatındaki en büyük pişmanlığıydı. Onun gözleri Yun Che ile sessizce ilgilenirken, ona gözcülük ederken, onun için tüm cabaları harcarken ve onu beklerken daima kasvetliydi...Ancak Yun Che harcadığı tüm cabalara rağmen ölene kadar asla onun dönüşü için beklemeyi başaramamıştı.

Yun Che onun kan davasına sahip olduğunu bilse de onun geçmişini asla öğrenememişti. Onun kollarında öldüğü zaman bile kimin ellerinden öldüğünü söylemeyi istememişti. Bunun nedeni zaten kendi intikamında kaybolmuş Yun Che'ye başka bir intikam tabakası vermek istememesiydi. Ancak daha önemli nedeni yine de kendisiydi...Eğer Yun Che onunla daha çok ilgilenseydi ve geçmişini öğrenmek için ısrar etseydi onun düşmanlarını kesinlikle daha önceden öğrenirdi.

O bambu koru, o basit, küçük ve ham bambu ev, o her zaman çok berrak olan küçük dere, orada sadece onu bekleyen ve onun için gözcülük yapan kız.....bunların hepsi onun ve Su Ling'er'in hatıralarını oluşturuyordu. O Yun Che için gerçekten hiç pişmanlık duymadan tamamen kalbinden gelerek her şeyini vermişti. Yine de Yun Che onun için hiçbir şey yapmamıştı, tek bir söz bile yerine getirmemişti. Yun Che onu son kez kucakladığında ağlayıp yüksek sesle feryat edecek kadar kalbi kırılmıştı. Her ne kadar nefret dolu bir şekilde kafasını bir kayaya sürekli vurup ezse de ona yaptıklarını geri ödemek için en küçük bir şans elde edememişti.

Ne zaman Su Ling'er ile olan hatıraları su üstüne çıksa kalbinden gelen acı tarafından buğuluyordu.

Bakışlarını çevirdi ve 3 siyah giysili adamın eline düşmek üzere olan yere düşmüş küçük kıza doğru baktı.

O da Su Ling'er olarak çağırılıyordu ve bu kaybettiği o kızla tam olarak aynı isimdi....Yun Che ayağa kalktı. Onunla aynı isme sahip olan bu küçük kızın karşısında oturup ilgilenmemek kaderinde yazılmamıştı. Çünkü "Su Ling'er" ismi onun en hassas ve en zayıf noktasıydı. Eğer onun yaptıklarını en ufak derecede geri ödeyebilseydi hayatının yarısını feda etmesi gerekse bile en ufak bir tereddüt yaşamazdı.

Siyah giysili adam küçük kızın kıyafetlerinden tutup onu havaya kaldırdıktan sonra uğursuz bir gülümseme ile konuştu. "Buraya kadar kaçabildiğini düşünce bu gerçekten inatçı küçük bir velet. Hehe şimdi onun kızı ellerimizde. O yaşlı adam Su Huangshan'ın hala inatçı olup olmayacağını gerçekten görmek istiyorum!"

"Siz.....Siz kötü insanlarsınız! Babam kesinlikle beni kurtaracak ve hepinizi dövecek!" Her ne kadar küçük kızın gözleri korku dolu olsa da ağlamıyordu. Gözyaşlarının inatla akmasını engelliyordu ve mücadele ederken siyah giysili adamın ellerinde bağırıyordu.

"Hahahaha!" Siyah giysili adam çılgınca güldü. "O zaman bu gerçekten en iyi sonuç olur. Ben gerçekten onun burada olmasını istiyorum. Ben gerçekten o yaşlı adam Su Huangshan'ın...."

Siyah giysili adamın sözleri bitmeden aniden arkasından şiddetli bir rüzgar vurdu.

Bu 3 adamın kaynak gücü olsa olsa Ruhsal Kaynak Aleminin orta seviyelerindeydi Yun Che için onlar zar zor bir tehdit sayılırdı. Ama küçük kızın güvenliğini korumak için Yun Che onlara sessizce yaklaşmak ve yeterli mesafeye ulaştığında bir anda gücünü açığa çıkarmayı tercih etmişti. Avını yakalamak için aniden dalan bir kartal gibi Su Ling'er'i tutan savunmasız siyah giysili adama aniden vurdu ve aynı zamanda onun elinden Su Ling'er'i kaparak kendi kollarında onu taşıdı.

Against The God (ATG) (2.kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin