Yanan Cennet Klanının tüm sıradan öğrencileri geri çekilirken dağıldı çünkü eğer ileri çıkarlarsa sadece hayatlarını kenara atacaklarını biliyorlardı. O anda Yun Che'yi kuşatan tüm kişiler Yeryüzü Kaynak Aleminin orta seviyelerindeki insanlardı. Ancak onların toplu saldırıları temelde hayatlarını kenara atmaktan farkı değildi. Yun Che'nin ağır kılıcının altında bir çürümüş odun yığını gibi grup halinde yok edildiler. Onların başardıkları şey en fazla Yun Che'nin ilerleyen adımlarını birazcık geciktirmekti.Yun Che ağır kılıcını savurmaya başlayalı yedi buçuk dakika bile geçmemişti ama yine de Yanan Cennet Klanının zemininde bedenler çoktan kümelenmişlerdi. Sıradan kaynak uygulayıcılarının gözünde kutsal bir yer gibi olan saygın, onurlu ve görkemli bir şekilde kavurucu Yanan Cennet Klanı Yun Che tarafından bu kadar kısa bir sürede tamamen darmaduman edilmişti. Tüm bölgeden korku, sefil çığlıklar, bitmek bilmeyen inlemeler ve, ölüm perilerinden ve kötü ruhlardan geliyormuş gibi gözüken ulumalar geliyordu.
O anda soğuk bir bağırış çok uzakta olmayan bir yerden geldi: "Herkes, geri çekilsin!!"
Emri veren kişi İkinci Büyük Fen Moji'ydi. Onun emrinin altında Yun Che'nin çevresindeki Yanan Cennet Klanı üyeleri sanki cennetten bir ses duymuşlar gibi hissetmişlerdi... Yun Che'nin korkutucu gücü ve acımasız yöntemleri, uzun süre önce çoktan onların ödlerini koparmıştı. Onlar kendilerini, Yun Che'ye taarruz etmeye zorluyorlardı ve emrin duyulmasından hemen sonra herkes, ayrılan bir gelgit gibi panik içinde geri çekildi.
Yun Che hareketsiz bir şekilde olduğu yerde kaldı. Çevresinde otuz metreden daha geniş alana uzanan parçalanmış beden alanı vardı. Ayağının altındaki kan bir nehir gibi akıyordu, dehşetli bir manzara ortaya çıkarıyordu. Eğer bunu kendi gözleriyle görmemiş olsalardı kimse Dört Büyük Tarikattan biri olan Yanan Cennet Klanının daha yirmi yaşında bile olmayan genç bir erkek tarafından kana bulanmış bir mezbaha haline getirileceğine inanmazdı.
Yun Che ne onları takip etti ne de ilerlemeye devam etti. Çevresindeki insan figürleri hızlı bir şekilde birbiri ardına hareket etti ve hepsi durduğunda, çoktan onun merkezinde bulunduğu garip bir savaş formasyonu oluşturmuşlardı.
Onu çevreleyen otuz kişi vardı ve bu insanların arasında en genci bile çoktan kırk yaşını biraz geçmişti. En yakınındaki dokuz kişi, dokuz farklı bölgede eşit bir şekilde dururken kalan yirmi bir kişi, onların arkasında eşit olmayan bir şekilde dağılmışlardı. Onların altmış metre gerisinde, ağır bir konsantrasyon dolu yüzleriyle birlikte başka bir yirmi kişi daha bulunsa da onlar yaklaşmıyordu. O insanların hepsi Yanan Cennet Bıçağı taşıyordu... ve bu Yanan Cennet Bıçaklarındaki alevlerin hepsi mor renkliydi!!
Bir başka deyişle, bu insanların kaynak güçleri... en azından Gökyüzü Kaynak Alemindeydi!!
"Dikkatli ol, bu aynı kaynak sanatını çalışmış insanlar tarafından oluşturulan bir güç transfer kaynak oluşumu!" Jasmine'nin sesi aniden Yun Che'nin zihninde yankılandı. Sesi biraz ciddi bir ton barındırıyordu. "Bu kaynak oluşumu, oluşumun içindeki tüm herkesin güçlerini, şu dokuzunun bedenlerine yoğunlaştırmasını sağlıyor. Sadece bu da değil, güç transfer edilen dokuz kişi sabit değil, ve sana saldıran ya da senin tarafından saldırıya uğrayan kişi yer değiştirebilir. Bu kaynak oluşumu tam kapasiteyi sadece otuz kişide yapabilir, bundan ne eksik olabilir ne de fazla. Onlardan birini öldürsen bile arkandakiler hemen oluşumu yenilemek için girecekler... bu, seni bastırıp öldürene ya da sen yorulana kadar devam edecek!"
Yun Che: "..."
"Bu tarikatın Gökyüzü Kaynak Alemindeki kişileri burada olmalı. Hmph, sadece seni öldürmek için Gökyüzü Kaynak Alemindeki tüm kişileri seferber etmekten çekinmemişler. Senin, bu tarikatın tarihindeki en büyük düşman olduğunu düşünüyorum" Jasmine kayıtsızca konuştu.