Cennetleri Yakan Öfke (3)

432 55 0
                                    


"Yani?'' Fen Juecheng kaşlarını çattı, yüz hattı gittikçe vahşileşti: ''Hemen iki akrabasını bırakıp Yun Che'ye bağışlaması için yalvarmalı mıyız? Yanan Cennet Klanımız'ın itibarını böyle mi koruyacağız?''

''Sen!'' Fen Duanhun elini kaldırdı ve neredeyse Fen Juecheng'in yüzüne vurmak üzereydi. Ama onun ağır yaralı olduğu durumu ve nefret dolu yüzünü görünce, o eli en sonunda onu tokatlamadı.

''Tüm klanımızın itibarı, Yun Che tarafından gelin töreninde parçalandı! Mavi Rüzgar İmparatorluğunda şuanda kim bize gülmüyor? Yanan Cennet Klanımız'ın binlerce yıllık itibarı, Yun Che'nin itibarı için bozuldu! Büyük Kıdemli'nin yedi kişilik grubunun hepsinin Yun Che'nin ellerinde öldüğü yayılırsa, bir şaka gibi küçültüleceğiz! Ve bu durumda, eğer faaliyet göstermezsek ve buna dayanmazsak, ben bile, Yanan Cennet Klanı'nın Genç Efendisi olarak, Yanan Cennet Klanı tarafından küçük görüleceğim!'' Fen Juecheng dişini sıktığı gibi sanki kükremiş gibiydi. O, Fen Duanhun'un önünde her zaman itaatkar iken, bugün hiç uyum sağlamamıştı.

''Sadece Yun Che'yi öldürerek kaybettiğimiz itibarı geri kazanabilir, ölmüş olan Kıdemlilerimiz ve geçmiş atalarımızla yüzleşebiliriz! Bunun için, yöntemlerimizin neresi vicdansızca!? Bunun yüzünden babam adının kirleneceğiniz düşünüyorsa, o zaman Yun Che'yi öldürdükten sonra, tüm sorumluluğu benim üstüme atabilir ve Yun Che'nin ailesini kaçırma hareketini kendi başına yapanın ben olduğumu söyleyebilir, Yanan Cennet Klanından başka hiç kimseyle alakası olmadığını söyleyebilirsin.''

Fen Juecheng'in her ve her bir sözü bir öncekinden daha sertti. Onun bunu yapmasında, klanın itibarı dediği şey sadece küçük bir sebepdi; sebebin büyük kısmı, iliklerine kadar olan Yun Che'ye nefreti yüzündendi! Fen Juecheng'in babası olarak, Fen Duanhun Fen Juecheng'in gerçek niyetini biliyordu, fakat her söylediği söz direkt onun hayati yerlerine vurmuştu... Kıdemlilerin Konseyinde, duyduğu çoğu fikir buna benzerdi. Onların büyük çoğunluğu bunu kabul etmeseydi, Klan efendisi olarak o, bunun haberini nasıl bugün almış olurdu.

Herkes kişisel duyguları için yöntemlerinde düşüncesiz ve vicdansız olabilirdi ama o olamazdı. Yanan Cennet Klanı'nın Klan Efendisi olarak, tüm durumu düşünmesi gerekir, tüm avantaj ve dezavantajları tartması gerekirdi... ama durum bu raddeye geldiğine göre, Yun Che'yi buraya yem atarak getirmek ve öldürmek dışında başka bir seçenek düşünemiyordu.

''Unut bunu.'' Fen Duanhun elini indirdi ve çaresiz bir şekilde iç çekti. Fakat, bakışı hala soğuk ve sertti: ''Çocukluğundan bugüne kadar, zorbalığı bırak, diğerleri tarafından asla yanlış olduğun söylenmedi. Fakat Yun Che'nin ellerinde aşağılandın ve intikamını almazsan uzlaşamayacağını biliyordum. Büyük Kıdemliyi ve diğerlerini öldürmesinin intikamı kesinlikle geri ödenmelidir... Bu seferlik kaprisli davranışını affedeceğim ve Yun Che'yi öldürmek için gereken formasyonu kişisel olarak hazırlayacağım... Ama sadece bu seferlik. Eğer bunun gibi sonuçlarını düşünmeden bir kez daha hareket etmeye cürret edersen, Sana karşı merhametli olmayacağım! ''

Klan Efendisi olarak Fen Duanhun'un heybetli baskısı, Fen Juecheng'in karşısında direnebileceği bir şey değildi. Üst vücudu titredi ve anında cevap verdi: ''Yun Che'ye karşı olan nefretim oldukça derin. İkinci Kıdemli ve diğerleri de Büyük Kıdemli'nin intikamı için onu acilen öldürmek istiyor. Bu yüzden.... Bu yüzden bunu babamın arkasından yaptım. Juecheng buna benzer bir şeyin tekrar olmayacağına söz veriyor. Yun Che'yi öldürdükten sonra, kendi isteklerime göre hareket etme hatamın üzerine, Babamın her türlü cezasını ve azarlamasını kabul edeceğim. ''

''Hmph!'' Fen Duanhun sert bir şekilde homurdandı ve kollarının dönmesi ile beraber ayrıldı. Kapıya vardığında, adımları durdu ve aniden sordu: ''Chen :Er'i bunu yapması için nasıl ikna ettin? Onun ahlakı sağlam ve kesinlikle birinin ailesini esir olarak tuttuğumuz bir yöntemi kabul etmez; onu nasıl ikna ettin? ''

Against The God (ATG) (2.kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin