"Enişte.....Enişte.....Enişte!!"Xia Yuanba çıldırmış gibi koştu ve Cennet'in Cezası Kılıcının altına kendisini attı. Elleriyle Cennet'in Cezası Kılıcının altındaki platforma *bang* sesleri ile başparmağı ve işaret parmağı arasındaki derisi kanla birlikte patlayıp açılıncaya kadar vurdu. Ama Cennet'in Cezası Kılıcının baskısı tüm Cennetsel Kılıç Villası gücünü birleştirse bile en ufak bir sarsıntı yaşamayabilirdi. Xia Yuanba söyle dursun 10 milyon tane Xia Yuanba aynı anda saldırsa bile herhangi bir zarara sebep olamayacaktı.
Herkesin yüzü şokla doluydu. Kimse birkaç tarikatın çekirdek öğrencilerini yenen, 17 yaşında sıralama turnuvasında şampiyon olan, ismi kıtayı sarsan Yun Che'nin böyle göz kamaştırıcı bir aurayı elde ettikten sonra böyle beklenmedik bir şekilde önlerinde can vereceğini asla düşünmemişti.
Ve onun can vermesinin nedeni iblisin ellerinden gelen bir kaza değil gözlerinde "çöp" bile demeye layık olmayan birini kurtarmaya çalışmaktı. Onlar iç çekerken onun bu sadakatini öveceklerini mi yoksa bu aptalca davranışına yas tutacaklarını mı bilmiyorlardı.
"Nasıl bu şekilde bitti...." Qin Wushang aptalca şok oldu. Uzun süre orada durdu ve ne yapacağını bilemezken ileri bakarken gözleri genişledi. Mavi Rüzgar İmparatorluk Şehrine görkem ve gurur getirilmişti ama bu şekilde aniden bir kabus olmuştu. Kafasını kaldırdı ve havadan ağırca soluk aldı. O göğsü patlayacakmış gibi depresifti. Son umuduna tutunarak ağır adımlarla Ling Kun'un yanına gitti ve onun önünde durup cansız gibi konuştu. "Büyük Ling Cennetin Cezası Kılıcını kaldırmanız mümkün mü?.... Belki Yun Che....Belki o...."
Qin Wushang cümlesinin yarısında artık keder nedeniyle konuşamadı. Cennet'in Cezası Kılıcını kaldırsa ne olacaktı? Herkes iblisin tek darbesinden sonra Yun Che'nin korkunç durumunu görmüştü. Böyle ağır bir yara ile Ruhsal Kaynak Aleminin başlangıç seviyelerindekiler söyle dursun Gökyüzü Kaynak Alemindeki güçlü uzmanlar bile şüphesiz ki ölürdü.....onların yaşayabilmeleri için en ufak bir umutları dahi olmazdı.
Qin Wushang'ın sözleri çaresizlik içinde hıçkırarak ağlayan Xia Yuanba'yı irkiltti. Anıden kendini Ling Kun'a attı ve bir *cuk* sesi ile birlikte Yuanba onun önünde sıkıca diz çökerek taze kanlı elleri ile onun bacağını yakaladı. "Büyük Ling....Büyük Ling yalvarıyorum...Yalvarıyorum lütfen merhamet edince Cenentin Cezası Kılıcını kaldırın....Eniştem kolayca ölmez....lütfen....lütfen....Yalvarırım eniştemi kurtarın!!"
Xia Yuanba'nın boğuk ve çaresizlik dolu sesi herkesin kalbini titretti. Ling Kun bu olayın ana nedeni olduğu için yüzü oldukça çirkinleşti. Çünkü o turnuvadan önce ilk 10a giren tarikatların iblisi görmelerine izin verme fikri aklına gelmeseydi bu olay olmayacaktı. Eğer ölen kişi Xia Yuanba olsaydı bu olay çabucak unutulacaktı...Bu Doğru! Kimse bırak zayıflardan bahsetmeyi zayıfları hatırlamayacaktı. Bu durumun asıl gerçekliği buydu.
Ama Yun Che sıralama turnuvasının şampiyonuydu! O tarikatsızdı ve turnuvaya İmparator Ailesini temsil eden tek öğrenci olarak katılmıştı. Onun başarısı güçlü biri olmayı hayal eden sayısız tarikatsız genci heyecanlandırmıştı. Onun bu turnuvayı kazanarak teşvik ettiği curcuna diğer tüm turnuvaları aşmıştı. Cennetsel Kılıç Villasındakilerin hiçbir fikri yoktu ama Mavi Rüzgar İmparatorluğunun sınırlarında Yun Che büyük bir fırtınaya sebep olmuştu. Özellikle Mavi Rüzgar İmparatorluk Şehrinde çoktan kutlama atmosferi hakimdi ve herkes Yun Che'nin dönüşüne hazırlanıyordu. Mavi Rüzgar İmparatoru Cang Wanhe bile onun zafer elde etmiş dönüşünü her gün beklerken mutluluktan pembe parlıyordu.
Yun Che2nin ağır kılıçta mükemmel bir kontrolü vardı Ling Kun bile Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesine onu getirmeyi istemişti.
Ama böyle biri bu şekilde ölmüştü.