Borç Toplama

399 49 0
                                    


Başlangıç Kaynak Alemi, Yun Che için üç yıl önce, sadece kıskanarak bakabileceği anlaşılmaz bir alemdi. Ancak şu anda onun gözlerinde bu, bir çocuğun oyunundan farksızdı. Ondan nefret eden Xiao Yang'ın karşısında Yun Che soğukça gülümsedi. Üst bedenini hareket ettirmeden sağ ayağını dışarı doğru tekmeledi.

Önemsiz Xiao Yang, nasıl olurda Yun Che'nin şu an gösterdiği hıza tepki verecek yeteneğe sahip olabilirdi? Kendi elinin Yun Che'nin boynunu tuttuğunu ve onu küçük bir tavuk gibi yakaladığını görecekken, aniden bel bölgesine... devasa bir dağ acımasızca vurmuş gibi hissetmişti.

Boom!!

"Guaah!!"

Xiao Yang, kauçuk bir top gibi uçarken çığlık attı ve havada düzinelerce kez takla attı. Yere indiğinde tüm yüzünü kan kaplamıştı. Nefesi kesilmişti, ve hala yaşayıp yaşamadığı bilinmiyordu.

"Yang... Yang'er!" Xiao Bo, şoktan dolayı soldu ve sıçrarken yüksek sesle kükredi. Xiao Yang'ın nabzını kontrol ettikten sonra yüzü anında domuz karaciğeri gibi kırmızıya döndü. Xİao Yang'ın yaralanması hayatını tehlike edecek düzeyde değildi, ancak kaynak damarları tamamen parçalanmıştı! Efsanevi Büyük Değiştirici Altın Hap'a sahip olsa bile onları düzeltmesi yine de imkansızdı.... Bu da, bundan sonra Xiao Yang'ın tamamen bir çöp haline geleceği anlamına geliyordu.

"Sen... Sen..." Xiao Bo sallanarak ayağa kalktı. Kızgınlık ve şokun ortasında yaşlı yüzü çoktan kan kırmızısı olmuştu. "Xiao Che, seni piç çocuk... Xiao Yang'a ne yaptın?! Ben... Ben seni kendi ellerimle öldüreceğim, seni piç çocuk!"


Xiao Bo patlayıcı kızgınlığın içinde yükseldi. Düşünme yetisini kaybetmiş aç bir kurt gibi Yun Che'ye doğru zıpladı. Aşırı öfke ile savurduğu kolu gücünün yüzde yüzü ile doluydu. Xiao Bo'nun saldırısının karşısında Yun Che korkudan aptala dönmüş, ya da basitçe kaçınmak için yeteneği yokmuş gibi gözükürken herhangi bir hareket yapmadı ve Yun Che'nin göğsü, Xiao Bo'nun ağır darbesi tarafından acımasızca vuruldu.

Xİao Klanındaki herkes başlangıçta bu darbeyle birlikte Yun Che'nin göğsünün doğrudan patlayarak açılacağını ve en azından ölüme yakın bir hale geleceğini, ya da daha kötüsü anında hayatını kaybedeceğini düşünmüştü. Ancak, Xiao Bo'nun yumruğu, Yun Che'nin göğsüne indiğinde, sanki Xiao Bo'nun tüm gücünü içine aktardığı yumruğu bir bedene çarpmamış gibi tek bir darbe sesi bile olmamıştı, bunun yerine olabilecek en yumuşak pamuğa çarpmış gibi görünüyordu. Bırakın Yun Che'yi uçurmayı, bedeninin ne hareket ettirebilmişti ne de biraz olsun titretebilmişti.

Ne şakaydı ama! Chu Yueli gibi birisinin aşırı kızgınlık dolu avuç darbesi bile savunmasız Yun Che'yi birkaç adım geriye itebilmişti. Kaynak gücü sadece Sekizinci Seviye Ruhsal Kaynak Aleminde olan Xiao Bo'nun gücü, Yun Che için göğsüne bir sinek çarpmasından farksızdı.

Yumruğu sıkıca ve sağlam bir şekilde Yun Che'nin göğsüne çarpmasıyla birlikte Xiao Bo daha soğuk bir gülümse ortaya çıkaramadan, tamamen kendinden geçmişti. Yun Che'nin göğsünün içine emilmiş gibi gözüken kendi sağ yumruğuna bakarken gözleri son derece genişledi... ve gözlerine dökülen, Yun Che'nin şu an yaptığı soğuk gülüş bir şeytanınki gibiydi.


Küçümseyici soğuk gülüşün ortasında Yun Che'nin göğsü hafifçe dışarı doğru hopladı.


"Guaah--"

Kıyaslanamayacak derecede sefil bir çığlık anında tüm Xiao Klanında yankılandı. Xiao Bo geriye doğru uçarken koyu kırmızı taze kan tükürdü, tüm sağ eli tamamen parçalanarak çürümüş et yığınına döndü, sağ kolundan birkaç tane kan sütunu aktı.... Tüm sağ kolu, korkutucu gücün altında dışarıdan içeriye, deriden kemiklere parçalanmıştı. Yerde yatarken çoktan hislerini kaybetmiş sağ kolunu salladı. Kıyaslanamaz bir acı nedeniyle, tiz sesiyle ağıt yakan bir ölüm perisi gibi yüksek sesle haykırdı.

Against The God (ATG) (2.kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin