Cennet Havzasından Önceki Gece

464 56 0
                                    

"İyi misin?" Chu Yuechan sesinin daha az soğuk olmasına uğraşırken konuştu. Ancak sarılındığı için kalp atışları kontrolden çıkmıştı bu yüzden de kendini sakinleştirmek için Donmuş Bulut Sanatını kullanması gerekti.

Son 5 ay içinde o sürekli onun tarafından kucaklanmıştı. Onun dokunuşuna daha aşina olmasına imkan yoktu. O süre zarfında bazen bu kucaklama hissinden bilinçsizce zevk almıştı. Ancak içindeki bir ses ona kucaklanmaktan başka şansının olmadığını söylemişti çünkü felçliydi ve onun korumasına muhtaçtı. Ama şimdi farklıydı....O zaten onunla yatarak ölümcül bir hata yapmıştı ve daha fazla hata yapmaya devam etmemeliydi...

Yun Che tüm vücut ağırlığını Chu Yuechan'ın üzerine bastırdı ve yarı ölü bir şekilde çok zayıf gözüküyordu. Çok zayıf bir sesle konuştu. "Ben...ben iyiyim. Küçük Peri.....Beni.. bırakma...."

"..." Chu Yuechan cevap vermedi. Yun Che'nin böyle zayıf bir sesle konuşması ona kalbinin iğnelerle delinmesine eşdeğer bir acı vermişti. Yun Che'yi kenara itmeye dayanamadı. O sadece Yun Che tarafından sessizce kucaklandı... O aslında metin olup Yun Che'yi kenara itmeyi düşünse de sonunda bunu yapmaya dayanamadı.



Saat çok geç oldu. Burada sadece biz varız ve etrafta bizi rahatsız edecek kimse yok. Ayrıca o ağır yaralı....Ben buna bu seferlik razı olacağım ama bu son olacak....Bu Chu Yuechan'ın kendini avutmak ve inandırmak için sürekli tekrarladığı şeydi.

Bu sadece Chu Yuechan'ın kaynak enerjisini Yun Che'nin bedenine gönderip onun şuan ki durumunu kontrol ettiği ana kadardı.

Bang!

Yun Che o an Chu Yuechan tarafından itildi ve sırtını duvara çarptığında acı içinde yüzünü buruşturup bağırdı. "Ah! Acıyor...acıyor..."

"Sen gerçekte beni bu şekilde kandırmaya cüret ettin!" Chu Yuechan soğukça söyledi. Yüzü her zamanki gibi soğuktu ama gözleri somurtkan ruh halini gösteriyordu. Her ne kadar yüzeyde kızgın olsa da onun yaralarının daha iyi olduğunu görünce kalbinde rahatlamış hissetmişti. Ama böyle bir rahatlama hissi onun zihninin kargaşaya girmesine neden oldu. Böyle hissetmemesi gerekiyordu.

Yun Che elleri ile sırtını ovuşturdu ve acınası bir şekilde konuştu. "Küçük Peri senin bu şekilde gideceğini düşündüm. Küçük Peri ben senin son birkaç gündür her zaman...."

"Konuşmaya devam etmeye iznin yok!"

Chu Yuechan soğuk bir ses tonuyla Yun Che'nin sözünü keserken göğsü titredi. Döndü ve duygudan yoksun bir sesle konuştu. "Bizim aramızda olmuş olan şeyler bir hataydı. Ben neredeyse bunu unutmuştum. Umarım sende aynısını yaparsın. Eğer bunu unutamazsan sadece bir rüyaymış gibi davran. Lütfen gerçeğe dönüştürmeye çalışma."

Yun Che "..."

"Seninle benim aramda olan şeyler dışardakiler tarafından bilinemez. Bunun yüzünden zorluklarla karşılaşmak istemiyorsan lütfen elde ettiğin Donmuş Bulut Asgardın 6. aşamasını ortaya çıkarma...Sen Qingyue'nin kocasısın. Eğer onun ve DOnmuş Bulut Asgardın dünyada alay konusu olmasını ve ahlaklarının sorgulanmasını istemiyorsan lütfen beni unut."

Chu Yuechan gözlerini kapadı ve bedeninin etrafındak ibuz ruhları çıldırmış ir şekilde süzüldü. "Cennetsel Kılıç Villasından ayrıldığımızda bir daha karşılaşmayacağız."

Chu Yuechan bunu söyledikten sonra Yun Che'nin görüşünden yok oldu ve Yun Che sessizce henüz kaybolmamış buz ruhlarına baktı.

"İç çekme." Yun Che bir süre sonra yatağa döndü ve uzun bir iç çekti. Ellerini burnuna koydu ve onun buz nilüferine benzeyen kokusunu belli belirsiz bir şekilde kokladı.

Against The God (ATG) (2.kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin