Gök gürlemesi sesleri tüm Yanan Cennet Klanını sardı ve hatta ince bir toz katmanı yükselmeye başladı. Yanan Cennet Klanının her bir öğrencisi kafalarını kaldırdı... Şaşkınlıklarıyla, kar beyazı büyük görkemli bir kuşun Yanan Cennet Klanının üzerinde uçarken, bedeninin buz gibi soğuk bir güç saldığını gördüler. Onun üstünde, bedeninden herkesin omurgasını titretecek kadar yoğun bir korkutucu öldürme niyeti aurası yayılan siyah elbiseli son derece umursamaz genç bir erkek vardı. Ellerindeki garip bir biçimde büyük kılıcı son derece kızgın kötü bir ejder gibi kükrüyordu ve ona bakanların derin bir boğucu his hissettiriyordu.
"Yun... Yun Che!!"
"Onun altındaki... Donmuş Bulut Asgard'ın Kar Ankası!"
Yanan Cennet Klanının içinde anında şaşkınlık dalgaları yankılandı.
Yun Che uzun süre boyunca halktan üstün büyük bir üne sahipti. Dört Büyük Tarikatın içinde bile, o son derece sersemletici bir karakterdi. Özellikle Fen Juecheng'in düğününü bozduktan ve Gökyüzü Kaynak Alemindeki sekiz kişiyi yaraladıktan sonra ismi, Yanan Cennet Klanında en çok bahsedilen şey olmuştu. Ulu Büyüğün, Yun Che'yi öldürmek için sekiz kişilik bir grup götürdüğü ve bunların yedisinin öldüğü hakkındaki söylentiler klan tarafından duyulduğunda o, temelde herkesin zihninde şeytani bir karakter haline gelmişti.
Onların çoğu Yun Che'yi daha nce görmemişti ama bir kötülük ejderhasına benzeyen şekle sahip ağır kılıcı şu ana kadar onun statüsünü sembolleyen bir şey olmuştu. Klanın, Yun Che'nin ailesini yakaladığının söylentileri klanın içinden yeni yayılmıştı ve birçok kişi yine de ne olduğu biliyordu. Yun Che çoktan anan Cennet Klanının üzerindeki gökyüzüne gelmişti. Yun Che ile karşılaşmayanlar veya her zaman şüphe duyanlar veya gücüne karşı tamamen inançsızlık içinde olanlar, Yun Che'den gelen öldürme niyeti ve aurayı hissettiklerinde tedirgin bir şekilde ifadelerini değiştirmeden edememişlerdi.
Yun Che, görüşünün içindeki her bir köşeye bakarken gözleri bir şahininki gibiydi... Üç bin kilometrelik yolculuğunda bir saniye bile bir şey yememiş, dinlenmemiş ya da durmamıştı. Altındaki Kar Anka'sı gücünün kapasitesini ve hayat gücünü aşmıştı. Xiao Lie ve Xiao Linhxi buraya getirildiğinde çok uzak olsa onların buraya gelmesiyle, Yun Che'nin gelmesi arasında sadece bir saatlik fark vardı!
Üç bin kilometre aceleyle gittikten sonra öfkesi biraz bile kaybolmamıştı. Ayrıca öfkeyle ve kızgınlıkla buraya geldikten sonra biraz bile tükenmemişti. Göğsü, kanı, ruhu... öldürme güdüsü ile doluydu!
Yanan Cennet Klanının Büyük Toplantı Salonundan iki kişi gökyüzüne çıktı... Bunların birisi Yanan Cennet Klanının Lideri Fen Duachun, diğeri ise Yanan Cennet Klanının ikinci büyüğü Fen Moji idi. Onlar ortaya çıktığında çevredeki tüm Yanan Cennet Klanı öğrencileri ibadete başladı. "Klan Lideri... İkinci Büyük!"
Onların Fen Duanhun ve Fen Moji'ye hitapları Yun Che'nin gözlerini ciddileştirirken, bakışları öldürücü bir şekilde onların bedenlerine kilitlendi.
Bu Fen Duanhun ve Fen Moji'nin ilk kez Yun Che'yi görüşleriydi. Yun Che'nin gözlerini gördüklerinde kalplerine aynı anda korku girdi ve onun bedeninden yayılan güç, endişelerini dizginlemelerini engelledi... O açıkça sadece Altıncı Seviye Yeryüzü Kaynak Alemindeydi ama yine de yaydığı aura onları bastırıp kaskatı kestirmişti. Ancak burası Yanan Cennet Klanının bölgesiydi, burası Yanan Cennet Klanının bin yıldır bulunduğu yerdi. Burada kimseden korkmamaları gerekiyordu! Karşılarındaki kişi Cennetsel Kılıç Villasının Villa Efendisi bile olsa... sadece şok olurlardı ama korkmazlardı!