Büyükanne Jiumu gibi biri için böyle bir şey daha basit olamazdı ve bu mesele için ondan şüphe duymak onun tıbbi bilgisi ve haysiyetine yapılmış büyük bir hakaretti. O daha fazla konuşarak canını sıkmadı ve bastonundan destek alarak dışarı çıkarken arkasında şaşkına dönmüş Chu Yueli ve Ling Yuefeng'i bıraktı.
"İmkansız. Kesinlikle imkansız. Nasıl ablam.....Ah? Abla.....sen....uyanıksın!"
Chu Yueli panik içinde yatağın üstünde biraz önce çoktan gözlerini açmış olan Chu Yuechan'ı aniden gördü. Aceleyle yatağın yanına koştu ve sordu. "Abla iyi misin? Bir yerin acıyor mu....Demin Büyükanne Jiumu senin.....hamile olduğunu söyledi...."
Chu Yueli'nin sözlerinin karşısında Chu Yuechan'ın ürkmüş bir bakışı vardı ve tamamen tepkisizdi. Büyükanne Jiumu onun nabzına baktığında o çoktan uyanmıştı ve konuşulan her şeyi duymuştu. Şaşkınlık içinde elini yavaşça uzattı ve usulca alt karnına koydu.
Bu eylem neredeyse her kadının hamile olduklarını öğrendiklerinde bilinçsizce yapacakları bir şeydi.
Onun balkışları ve hareketi hamileliğini inkar edilemeyecek bir şekilde açıkça sözsüz olarak onaylıyordu. Chu Yueli'nin başında sanki yıldırım çarpmış gibi bir uğuldama sesi yankılandı. Ling Yuefeng doğrudan geriye doğru sendeledi. Sanki güneşli bir günde yıldırım çarpış gibi tüm bedeni sallandı.
"Abla....sen...." Chu Yueli'nin tamamen nefesi kesilmişti. Chu Yuechan'ın alt karnındaki elini görünce neredeyse kalbi göğsünden fırlıyordu.
"Bana bir şey sorma!" Chu Yuechan kıyaslanamayacak kadar soğuk sesiyle birlikte derinden nefes aldı. "Hemen buradan ayrılıp Donmuş Bulut Asgard'a dönüyoruz."
"Tamam.....Tamam!" Son derece kafası karışmış Chu Yueli sadece başıyla onayladı.
"Donmuş Güzelliğin Perisi....sen.....karnında ki çocuk kime ait......taşıdığın çocuk kimin!" Ling Yuefeng nefes nefese aynı soruyu tekrarlarken kalbi açıkça tepetaklak olmuştu. Büyükanne Jiumu'nun tıbbi alandaki deneyimlerine göre onun böyle bir şeyde hata yapabilmesinin olasılığı yoktu. Bunun yanı sıra Chu Yuechan'ın tepkisinden sonra onun gerçekten hamile olup olmadığını sormasına artık gerek yoktu. Şuan çıldırma noktasında umutsuzca bilmek istediği şey o çocuğun kime ait olduğuydu! Tam olarak kim Chu Yuechan'ı aslında....
O yıllar boyunca kendi figürünü alçaltırken, haysiyetini kaybederken ve Chu Yuechan'ı yıllarca takip etse de onun yüzünü bir kere bile göremezken onu acı acı sevmişti. Sonunda Villa'ya geri dönmüş ve etkileyici bir arka plana sahip olan Xuanyuan Yufeng ile evlenmişti. Ancak kalbinde Chu Yuechan'ın figürünü asla unutmamıştı.
Kalbinde Chu Yuechan son derece güzel ama imkansız bir rüya haline gelmişti.
Bu imkansız rüya son derece güzeldi çünkü o kimse için asla gerçek olmayacaktı. Bu şekilde Chu Yuechan hakkındaki rüya sonsuza kadar mükemmel bir şekilde kalbinin derinliklerinde var olacaktı.
Ama bugün o rüya tamamen parçalanmıştı.
O gençken genç neslin bir numaralı dâhisiydi ve onunla karşılaştırılabilecek birisi yoktu. Bugün o Mavi Rüzgar İmparatorluğunun bir numaralı tarikatının lideriydi ve Mavi Rüzgar İmparatorluğunun bir numarası olmaya layıktı! Sayısız kaynak uygulayıcısının gözünde o ulaşılamaz bir yükseklikteydi ve tanrısal bir varlıktı. Onu gören imparator bile olsa ona karşı saygılı olacaktı! Tüm hayatı boyunca caba harcadığı ve tüm duygularını içine döktüğü şey ezici bir yenilgiyle sona eren Chu Yuechan'ı takip etmeyi sürdürme girişimiydi. O orijinalde bu sonuç için sonsuz miktarda pişmanlık hissederdi ama çok üzülmezdi çünkü Donmuş Bulut Asgard öğrencileri asla evlenmezdi. Onu takip edemese bile o Mavi Rüzgar İmparatorluğundaki kimse tarafından da takip edilemezdi...Ama bugün onun hamile olduğunu kendi kulaklarıyla duymuş ve kendi gözleriyle görmüştü!!