Bölüm 51

20 4 0
                                    

Bu hıyarcığın münasebetsiz yerine bir tekme attım, acıdan böğürdü, cacık olmuştur artık. İki büklüm yere çöktü, eliyle apış arasını tutup bağırıyor. O sırada Meksikaca (yani İspanyolca) bilmediğimden ne dediğini anlamadım ama tahmin ettim. Yardım çağrısıydı. Mahalledeki diğer belalıları çağırıyordu it! 

Tanımadığım semtte tanımadığım insanlarla kavga etmeyi istemem! Ceddimizin her daim çok doğru olduğunu düşündüğüm kulağa küpe iki atasözü o an aklıma geldi: Yiğitliğin 10'da 9'u kaçmaktır (çooook  doğru laf dedem), Kaçanın anası ağlamaz! 

Şimdi diyeceksiniz k yahu adamları dövdün ne diye kaçıyorsun? Ya da hani kabadayıydın ne diye tüyüyorsun? Yahu kabadayıyız dedik salağız demedik! Elde alet edevat, blde takım taklavat yokken ne diye bilmediğim yerde sayısını bilmediğim adamlarla kavga edeyim? Hayret bişiiii! Tabii kin kaçtım! Hem de Vınnnn Turizm Limited hayırlı yolcuklar diler anonsunu bile beklemeden!

Zaten bit ilacı alacaktım dayı! Yani çok da kaçmış sayılmam! Yürümeye başladıktan 10 dakika sonra hiç de münasip olmayan yerimden gark gurk sesleri gelmeye başladı, sinir stresten gaz yapmıştı benim koca göbek! Herkesinki yusuf yusuf der benim ki gark gurk zart zurt der! Hay bin kunduz!

O an aklıma geldi, biyolojim bile beynimden daha akıllıydı yaw! Eee balatayı yakmışız tabii! Beynin düşünmesi zaman alıyor! İçimde bir kaygı bulutu büyüdü de büyüdü!  La olm, adamları dövdün kendi mahallerinde de, iyi halt yedin ya çeteyi toplayıp gelirlerse? Sende ne emanet var ne alet edevat! Napçan lan! Zorttt! Keçi zortlatma yani!

Neyse ki Amerika'dayız abiii! Emanet satışı serbest (turiste değil laa, gaza gelmeyin hemen!) ama alet satışı herkese free! Bu aklıma gelince biraz rahatladım!

Ha bu arada halen yürümekteydim! Bitmiyor ki yol! En yakın market 3-5 km uzakta! 45 derece sıcakta kafamda bitlerle yürüyorummm!  Çok mizerıbl bi durum yani!

Pehhh!

KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin