Nerden mi biliyorum? Yaw ben de Anadolu çocuğuyum, çoook köylü çocuğu dövmüşlüğüm var ilkokuldan itibaren, oradan biliyorum. Bu yüzden çocuğa sırf başkalarına ibret osun diye patada kütede giriştim. Ne de olsa ortaokul 3 boyunca taekwando kursuna gitmişim, tekmem çok iyi olmasa da yani kafaya uçan tekme atamasam da takım taklavata bağırtan tekme, yüze göze çığlık attıran dirsek, ağzı burna çatırdatan yumruk atmayı öğrenmiştim. E hünerlerimi göstermesem olmaz tabii! Daldım garibana! 15-20 yumruk arada da 3-5 tekme attım, çocuğun haşatını çıkardım. Bizim köylüler sağlamdır, istediğin kadar üstlerinde tepinebilirsin canları çıkmaz ama dövüşmesini bilmezler. Şeer çocukları hiç bilmez. Köylü hemen etrafına bakınır ve şöyle der: Daş yok mu daş! Rakibine yumruk atmayı bilmediğinden taş veya zoppa ile saldırmaya çalışır. Eee kavga bu! Bilmeyeni döverler!
Neyse işim bitti! Hırsım geçti! Baktım, 20-30 kişi beni izliyor, diğer yatakhaneleren de gelmişler, belli hepsinin çömez olduğu, gözlerini korkuyla faltaşı gibi açmışlar. Dur hele şunlara hatırladıkça titreyecekleri bir anı vereyim dedim. Titre ve kendine gel diye boşuna dememiş ecdad! Di mi ama! Ve teneke dolap kapağını kartonmuş gibi bir kaç yerinden hızla katladım. Tabii bizim köylü güzeli de içinde kaldı. Sonra da güç harcayıp presledim. Böylece çocuk demir (aslında teneke) dolap kapağı yardımıyla paket edilmiş oldu.
(Bu arada beni züperman filan zannetmeyin laa! Teneke kapak laa! Ben her gün çıplak yumrukla o kapaklara 100-200 yumruk atardım, antrenman olsun diye, ortalama her dönem dolap kapağı değiştirirdi müdüriyet! Tabii parası babamdan kesilirdi. Ne de olsa devlet malına zarar vermenin benim zamanımda affı yoktu! Fekat ben de devlet malıydım yani! Malın önde gideni deel lann! Attırmayın tepemin tasını! Yatılı okulda ve askerde devlet malı sayılır öğrenci. Hasta olmak bile yassahtır hemşerim! )
Tabii bu arada zavallı çocuk korkudan çığlıklar atıyor, mahsur kaldım, imdaat kurtarın filan diyor da kim nasıl kurtaracak? Kolay mı? Çocuğu konverye yapmışım! Neyse ben istifimi bozmadan aşağı kata inip kantine gittim, 1.5 ekmek arası hamburger, ponfirit ve 2 de kola söyledim. Dayak atmak hem acıktırıyor hem susatıyor haliylen.
Bu sırada hademeler alelacele demir makasıyla yukarı çıkıyorlardı. Sonra duyduğuma göre ancak demir makasıyla dolabı 5-6 yerinden keserek çocuğu kurtarabilmişler, tabii bu arada oğlancık altına kaçırmış. Geldiğimde oda sidik kokuyordu. Dolap da haşat olmuştu. 2 gün öyle kaldı sonra onu depoya atıp yenisini getirdiler. Çocuksa anında oda değiştirdi. Tabii benim de daha ilk saatten yatılıda namım yürüdü.
Duydunuz mu! Yatılıya manyağın biri gelmiş lan! Milleti konserve yapıyormuş! Kurbanını kurtarmak için 2 saat uğraşmış hademeler hem de demir makasıyla!
Yapma yaw!
Valla billa!
Vay ayı vayy!
Olm sus duyacak şimdi! Karşıda oturuyor!
Guulppp!
Tabii ben böylece daha ilk günden okul idaresi tarafından mimlenmiş oldum. Başbelası öğrenci listesinde top tene girmişim de haberim yokmuş! Abovvv!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
UmorININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...