Adsız Bölüm 139

9 4 0
                                    

Hollywood nasıl kuruldu, Amerika film endüstrisi sayesinde propaganda gücüyle nasıl önce Sovyetleri ve Sosyalizmi sonra da İslam'ı ve diğer milletleri düşmanlaştırdı, alt etti, yenilgileri (Vietnam Hezimeti) zafere dönüştürdü  bilmek gerek.

Gezici sirklerden bahsettim, bu sirkler gündüz ve akşam vakti halkı özellikle de çocukları eğlendirirken geceyarısından sonra da büyük çocukları!!! eğlendiriyordu. Hindistan'dan Roma'ya dek İlkçağ'dan günümüze dek bu sirk geleneği devam etti. Sirklerde çalışanların için ahlak o kadar önemli değildi, ya göçebe (Çingene) idiler ya da evden kaçmak isteyen çocuklar, kızlar, kadınlardı. Ailesinden şiddet gören, tecavüze uğrayan, sevmediği biriyle evlendirilmek isteyen ya da sadece macera arayan tipler köylerine bir sirk geldi mi, sirkteki ilginç ya da yakışıklı birine kanıp onlarla kaçıyordu. Tabii ki adam önce kızı kendi kullanıyor sonra da onu pazarlıyordu. Çünkü sirkte çalışan her eleman sirkin patronuna (reis, ataman, boss, patron ya da neyse artık) borçluydu ve her gün için belli bir haraç-komisyon ödemek zorundaydı. Fuhuş da her zaman en kolay para kazanma yolu olmuştur. En eski üç meslek, büyücülük (şamanlık-doktorluk-din adamlığı) casusluk (hainlik) ve fahişeliktir. En azından felsefe böyle der.

İşte önceleri fotoğraf makinesi ki kocaman bir şeydi, bu sirklerde çok ilgi çekmiş, sirke gelenler kendi fotoğraflarını yüksek ücret ödeyerek çektirmişlerdir. Akabinde de film makinesinin gelmesiyle ilk filmler izlenmiştir. İlk filmler konulu yani senaryoya sahip filmler değildi. Mesela Lümien Kardeşlerin ilk filmi Lümien ampul fabrikasından çıkan işçileri gösteriyordu. Benim izlediğim 1907'ye ait ilk belgesel film kategorisinin ismi ise Slaught of the Beasts idi. Canavarların Boğazlanması.Öldürülenler canavar değil zavallı atlar, inekler ve koyunlardı. Paris yakınlarındaki bir sokak mezbahasında sokak ortasında bir adam güzel bir siyah atı önüne çekiyor ve uysal at şaşkın şekilde bakarken kafasına, tam alnının ortasına koca bir çivi dayayıp çekiçle vuruyordu, hayvan gık bile demeden yere yıkılıyordu. Fransa, günümüzde bile at eti yer, geçen sene Sığır eti diye sattıkları ürünlerde yüksek oranda at eti çıktı diye Avrupa, Fransız et ürünlerinin ithalatını durdurmuştu, halk da kıyameti kopartmıştı. At eti bizim dinimizde helal olmasına rağmen peygamberimiz Arabistan'da çok az bulunan atların eti için kesilmesini savaşacak-cihat edecek orduyu zayıflatacağını düşünerek men etmiş, efendimizin yolundan giden Orta Asyalı Türk İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri de biraz aşırıya kaçarak hani neredeyse at eti yemeyi yasaklamıştır. Orta Asya Türk kültüründe at- katır ve yaban eşeği (kulan) eti yemek serbestken biz Türkler, kendi milletimizden olan Ebu Hanife'ye biat ederek at eti yemeyi bırakmışızdır. Yine de günümüzde Kazaklar (18. yy ve 19. yy'de Müslüman oldu çoğu) ve Kırgızlar (onlar daha da geç Müüslüman oldu) at eti yemektedir. At eti, at sucuğu şeklinde yapılır, bol sarmısak ve tuza yatırılan sucuk, saatlerce kaynatılır ve çorba (mantı çorbası gibi) şeklinde masaya getirilir. Bir kez Kazak arkadaşım pişirmişti, evdeki 4 Türk kusmuş (ben dahil) ama Özbek ve Afgan Özbeği zevkle yemiş, Afgan Türkmeni ise bizim gibi yememişti. Oğuz boyu yani Doğu Türkistanlılar (Uygurlar), İtil (Volga) Bulgarları (günümüzde Kazan Tatarları ve Başkurtlar) ilk Müslüman Türk boylarıdır ve akabinde Oğuzlar (Müslüman olunca Türkmen ismini aldılar) at eti yemeyi bin sene önce bıraktığından bize iğrenç gelmektedir. Halbuki diğer Türkler çok geç Müslüman olduğundan veya Müslüman olsalar da göçebeliğe devam ettiklerinden yarı Müslüman bir hayat sürdüklerinden at eti yemeye devam etmişlerdir. Orta Asya şehirlerinde at eti açıkta satılmasa da evlerde ve tabii ki köylerde halen yaygındır. Çünkü herkes halen at beslemektedir. Otomobil sayısı çok azdır ve ne para ne benzin vardır.

KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin