Evet Free-klinik anımı anlatıyordum. ABD'ye ilk gittiğimde kaldığım Kore Yurdunda yemek aylık ücrete dahildi. Müslüman olduğumu zaten başvuruyu yaptığım anda ödemiştim. Ayrıca her Koreli de ister ABD'de doğmuş olsun ister Japonya da Türklerin Müslüman olduğunu bilir. Canlarını kurtardık boru değil. Fakat şerefsiz kapitalist patron ben dahil yurtta 4 Türk ve 1 Arap olduğu halde bize sadece domuzlu yemekler çıkartmaktaymış. Arkadaş, hayatımda hiç bilerek ve isteyerek domuz yemedim ki ne bileyim tadını. Yurda ayak bastığım gün öğlen ve kaşam yemeğinde domuz etini yağlı yumurtada kızarmışlar vermişler. Ben onu ahtapot (kalamar-midye) kızartması zannettim. Bayat kalamar da yumurtalı yağda kızartıldığında lastik gibi olur. Ben de domuzlu kızartmayı (şeritler halinde olduğu için) kalamar kızartması zannedip yemiştim. Tadı berbat olduğu için 2-3 parça yedikten sonra bıraktım ama sonuçta yemiştim işte. Hem de Ramazan'da. Tabii çok kızdım yurt sahibine küfür filan ettim ama işte o domuz ve sonra o yurttan ve ikinci gittiğim japon yurdundan ayrılıp de ev aradığım dönemde yolda yürürken yediğim şiddetli yağmur yüzünden lisede yatılı okulda okurken kapıldığım paratifo (tifo benzeri bakteriyel hastalık) bende yine aktif olmuştu. İnsan vücudunda on binlerce değişik bakteri türü milyonlarca olarak yaşar. Özellikle bağırsaklarımız pislik (bakteri) yuvasıdır. Ot yiyen canlılar otu öğütmek için taş (taşlık denen organda gerçekten de küçük taşlar vardır) kullanırlar yani mekanik olarak taş değirmende öğütür gibi otu ya da darıyı öğütür. Ama etçil hayvanlar ya midelerindeki çok güçlü asitle ve/veya vücutlarındaki milyarlarca eti çürüten bakteri sayesinde eti parçalar. Bu yüzden dinimiz biz insanlara et yiyen hiç bir hayvanı helal saymaz. Balıkların yapısı farklıdır. Ama karadaki ve hatta havadaki her tür etçil canlı bakteri-virüs yuvasıdır. Kedi köpek insanla beraber 5 bin yıldır yaşadığı yani evcil olduğu için insan vücudu kedi köpeklerde bulunan virüslere bağışıktır. Mesela ABD'de koronavirüs salgını başlar başlamaz, milyonlarca ABD'li hayvan barınaklarına koşup kedi köpekleri sahiplendi. Ben duyunca şaşırdım. Çünkü ABd'liler hadi şehirlerdekiler belki de kırsaldakiler o kadar hayvansever değiller. Gerçi bizden daha hayvanseverler o gerçek ama yine de 30 gün içinde sahiplenmeyen tüm hayvanlar itlaf edilir. Bizde de belediyeler bakmaları yasa ile belirlenmişken kalplerine zorla klorak enjekte edip öldürüyorlar. İşte ben ABD'liler ulan bunlar o kadar hayvansever değiller ne ayak? diye düşünürken biri açıkladı: Kedi köpekte de koronavirüs var, evlere alıyorlar ki kendilerine koronavirüs bulaşsın da Çin koronavirüsüne karşı vücut bağışıklığı olsun diye düşündüler. Hay Allah'ım bu Amerikalılara bir gram akıl ver. Hiçbir kedi-köpekte COVİD 19 virüsü yok. Bu yarasadan pangoline geçen virüs. Kedi köpekteki coronavirüs kedi köpek nezlesi-gribi yapıyor. En kötüsü yavru köpeklerde görülen ve sadece köpeklerde ölümcül olan Gençlik hastalığına (köpekler 6 aylıkken erişkin yani genç olur) yol açar ve onları öldürür. Köpekler için çok ölümcüldür ama insanlarda hiç bir hastalık yapmaz. Tabii o köpeği çiğ çiğ yemezsen. Gerçi yesen de de pek bir şey olmaz insana zararsız köpek gençlik korona virüsü. Çiğ yersen köpeği virüsten değil o köpekte bulunan bakteriden ölürsün. Ama bizdeki yani insan grip virüsü de bir korona virüs ve insanlar için ölümcül. İnsan gribi kedi köpeği de öldürebilir. At ve inek gribi de hem atları hem inekleri hem de onlarla temas eden insanları öldürebilir.
Virüs başka bir şey bakteri başka bir şey. İkisi de çok ölümcül, virüs bakteride bile çoğalabilir. Bakteri en küçük tek hücreli canlı, virüs canlı bile değil, bir RNA parçası. Bakteri de hem RNA hem DNA var. Virüs kendi RNA'sını bakterinin RNA'sını kopyalar ve o bakteriyi de tıpkı insanı hasta ettiği gibi hasta eder. Virüs ne yapar, içine girdiği her tür hücreyi ister kedi hücresi ister insan ya da bakteri hücresi olsun, ister beyin ister kemik ister kan hücresi olsun o hücrenin yapı taşı olan RNA'yı değiştirerek kendini kopyalar. Yani bakteri bir çeşit hayvandır, vücuttan içeri girer diğer insan hücrelerini yer ve bölünür (çoğalır). Virüs ise vücuda girdiğinde insan hücresinin içine girer ve o hücrenin RNA'sını değiştirip o tek hücreden pek çok virüs çıkmasına sebep olur. Yani virüs, insan veya hayvan veya bakterinin kendi hücrelerini ele geçirip tekrar kodlar ve çoğalır. Bu yüzden tedavisi yok. Düşman zaten insan hücresi! Hasta insan hücresini nasıl öldüreceksin? Ne kullansan normal sağlıklı hücreleri de öldüreceksin! İşte o yüzden virüsle savaşmak çok zor.
Kedi köpekteki insana zararsız kedi gribi coronavirüsünü kendine bulaştırsan ne olacak bulaştırmasan ne olacak? Covid 19 virüsü kediyi köpeği öldürmüyor hasta ediyor ama öldürmüyor, fakat insanı öldürüyor. Pangolin ve yarasayı da öldürmüyor. Kediyi öldüren kedi coronasının insana kötü etkisi yok, kedi coronavirüsü ile covid 19 virüsüne karşı savaşmak, tanka karşı sapanla savaşmak gibi. Sapanla tank avlansaydı şimdiye kadar Filistinli çocuklar İsrail'i bin kez yenmişlerdi.
Ha kedi köpek beslemenin Covid 19'a karşı hiç mi etkisi yok. Bilmem! Ama kedi köpek besleyen kadın ölmüş, kedi de kadından geçen covid 19la hastalanmış ama atlatmış. Yani kedi köpek vücudu, insanı öldüren virüsle savaşabiliyor ama bize faydası yok. Ha benim gibi evinde 30 senedir kedi besleyen birini korur mu, bilmem! Ama kedi köpek beslemek insanları bazı virüslere karşı bağışık ettiği veterinerler ve doktorlar tarafından bilinen bir gerçek. Ama covid 19'a karşı değil. Ha evde yarasa veya pangolin beslesem 30 yıl boyunca faydası olur muydu? Bilmem, şu pis Çinliler denesin! Onlar yarasa ve pangolini yemekte, yemeyip besleseler belki de Covid 19 çıkmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
HumorININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...