Okulun ilk bir ayında her gün otobüsle Akhisar'dan İzmir'e gelmiştim. Sonra yatılıya geçtim. Zaten ilk ay sınıfta ilk 3 kabadayının arasına girmiştim bile. İlk günden de yatılıda mini mini birlerin en belalısı konumuna yükselince kaderim de değişti. İlk hafta sonunu evde geçirdikten sonra Pazar günü otobüse binmeden önce annem bana 5 gün boyunca yiyeyim de aç kalmayayım diye (kıtlık vardı olm anlarsınız birazdan) börekler, pastalar, ekmek arası köfteler neler neler yapmıştı.
Ohh kebaptım la, artık akşamları aç kalmayacaktım. Bizim okul İzmir'in en meşhur okulu olduğundan, mesela Milli Eğitim Bakanı İzmir'de okulları mı gezecek bizim okula getirirdi İl Milli Eğitim Müdürü. Yeni vali mi atandı, bizim okulu ziyaret ederdi, yeni il veya ilçe milli eğitim müdürü mü atandı yalla İAL'yi görelim. Sanırsın Kabe'yi tavaf ediyorlar. Neymiş efendim çok zeki ve çalışkanmışız. Ulan okul dökülüyordu ve Ben girdiğimde okulun 102. yılıydı. Bina 1. derece tarihi eserdi, okul olarak değil hastane olarak tasarlandığından mesela benim kaldığım O yatakhanesi meğer morgmuş. Buzzz gibiydi layy. İzmir'in o sıcağında bile serin olurdu varın düşünün artık!
Neyse işte bu yüzden öğle yemeklerimiz çok güzel çıkardı, müdür müdür yardımcıları ve bazı öğretmenler ile idari personel ve illa ki bir kaç resmi misafir öğlen yemeğine gelirdi.
Her Çarşamba tavuk kızartması çıkardı ve yatılı bayram yapardı. Şimdi dudak büküyonuz di mi? Ne varmış lan tavuk kızartmasında diyonuz di mi?
Olm yıl 1989 lannn, memlekette tavuk mu vardı da biz evlerimizde tavuk yiyiyorduk. Ben tavuğu çocukken yani liseye gidene kadar toplam 10 kere yemişimdir lan. Tavuk yoktu memlekette, hazır tavuk hiç yoktu. Tavuk yemek istiyorsan gidecen köylü pazarına, bi dene canlı tavuk alıcan, eve getiricen, canlı canlı Besmeleylen boğazını kesecen, kanı aktıktan sonra sıcak suya tüylü tüylü atıcan ki üstündeki bitler pireler ölsün sonra çıkartıp tek teeekk tüylerini yolacan, sonra yaklaşık 3.5 saat kaynatacan ki yumuşasın (özgür gezen harbi tavuklardı onlar, her biri 5-6 kilo çekerdi, şimdiki gibi çakma tavuk deellerdi yani) sonra da ister kızartacan ister fırınlayacan. La 5 saatlik eziyet çekecen tavuk yemek için. O sürede koyun keserdik dayıııı.
Şimdi anladınız mı niye tavuk kızartması yemek çok önemliydi. Yoktu lan memlekette! İzmir'de özel liselerde bile ayda-3 ayda bir çıkardı. Bir tek biz torpilli liseyiz diye o da haftada bir tavuk kırzartması yerdik. O yüzden efsaneydi ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
HumorININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...