Zaten lisede lakabım Prof'du. Her lafa atlayan gözlüklü çok bilmişlere öyle denirdi bizim zamanımızda. Artık proflar da bozulduğundan belki de o lakap da bitmiştir liselerde. Üniversitede ise ilk dönem hiç bir vizeye girmediğim için, final ve bütleri de hastanede yatarak geçirdiğim için otomatikman 5 seneye uzatmam dolayısıyla arkadaşlar Prof olan lakabımı Asistan'a tenzil-i rütbe eylediler. Tabii çok bozuldum. Asistanlar eşşek gibi çalışıyordu. Benim gibi lazzy boy'a, Nerf demek adama koyuyuordu tabii.
Sonra PC World'de işe başladıktan ben diyeyim 3 gün sen de 5 gün sonra meşhur Marmara Depremi oldu. O depremde ilk gümbürtüyü gardrop kapısının gümbürdemesiyle hissetmiştim. Yeni başladığım iş yüzünden aşırı yorgun olmama rağmen yataktan zıplamıştım, ikinci gümbürtü gelince bizimkilerin odasına koştum, Deprem oluyooo kalkın dedim, anam babam beni odadan kovdu, Git zıbar eşşoğlusu, iki sarsıntı var diye panik yapma dediler, ama ben kapıyı yumruklayınca nihayet kalktılar, çıksanıza yaw dedikçe Olm, panik yapma biz hayatımızda çok deprem gördük, geçer dediler. Fakat 4. sallantıda duvarlar gidip gelince onlar da panik yaptılar. Ben balkonda (küçük balkonu kapatıp biradere oda yapmıştık) yatan biraderi ve sadece 1 gün önce vefat eden dedem yüzünden bizim evde yatan anneannemi ve teyzemi uyandırmaya gittim. Babamla annem bişi olmaz laaa havasındayken Kaçın Kurası olan Annanem hemen panik yaptı hadi çıkın koşun dedi, işte o zaman bizimkiler olayını ciddiyetini anladılar. Tabii bu arada 1 dakika geçmişti bile. Apartman çürük olsaydı çoktan mefta olmuştuk. Fakat o sırada ben ve biraderim kör gibiydik. İkimizin de 6.5-7 süper miyop olan gözleri hiç bir şeyi görmüyordu.
Size şöyle anlatayım gözlüğümü çıkarttığımda çevreyi nasıl gördüğümü: Hiç bir eşya veya mekanın şekli yok. Ne yuvarlak ne oval ne kare ne üçgen hiç bir şey net değil, her şey bulanık, daha çok küçük çocukların yaptığı suluboya resimler gibi, bütün renkler birbirine karışmış, karman çorman. Görebildiğim şeyler sadece renkler!
Ve o panikte ben de kardeşim de gözlüklerimizi bulamamıştık. Resmen kördük! Ben genelde gözlüğümü yastık altına koyarım yatılı okul alışkanlığı olarak, fakat o gün masaya koyacağım tutmuştu ve depremin şiddeti yüzünden masada duran gözlük yere düşmüş ve kayıptı, aynı durum biraderin için de geçerliydi. Evimiz giriş dairesi ve dış kapıya en yakın daire olmasına rağmen dışarı çıkışımız hem bizimkilerin sallanması hem de bizim gözlükleri aramamız yüzünden 3 hayati dakikaya malolmuştu. Üstelik gözlükleri de bulamamıştık. Daire kapısı ile dış kapı arasında 6 basamaklı bir merdiven vardı ve bizler don gömlek (Ağustos sıcağı olduğu için şortla yatıyorduk) dışarı fırladık, şimdi şöyle düşünün evin 22-23 yaşında iki delikanlısı var ve 70 yaşındaki nenelerini taşımaları lazım değil mi? Nerdeee? Gözlüksüz kör gibiyiz, teyzem anneannemi, babam beni, annem kardeşimi tutup merdivenden indirdi.
İşte o gece babam göz ameliyatı olmamıza karar verdi, Kasım ayında, deprem fırtınası azaldığında ama yine de daha bitmediği bir gün ameliyat olduk. Tabii böylece benim lakap Profesör de uçup gitti Gözlük yoksa profluk da yok leynn bas gittt! 1999-2008 arası ne prof ne asistandım. Fakat AEK'in Özgür'ü Ökküş şeklinde telaffuzu yüzünden Profesör tekrar gündeme geldi. Aradan 9 sene geçti, Los Angeles camiasında Prof olarak tanınmaktayım. Gerçi bazı Türkler benim kavgacılığım yüzünden benim olmadığım ortamlarda benden Manyak Prof şeklinde bahsediyorlarmış, kim olduklarını tespit etseydim elimden bir manyaklık bile çıkabilirdi o dönem! Maşallah yakın bir zamanda yaşanacak bir seri tuhaf olay yüzünden Manyak lakabını hakketrieceklerdi.
Hepsi o İspanyolların başının altından çıkmıştı galiba. Kimler mi? Azzz sonraaa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
ComédieININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...