KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ

Lozan'da Kan Banyosu Part 105

Bizim liseyle Fuarın Lozan kapısını ayıran trafiği bölen göbeği koşarak geçtik. Arabalar sert fren yapıyor ardından küfür mahiyetinde kornaya basıyorlardı. Ama kim takar! Kavgaya gidiyorduk! Gaza gelmiştik! 

Kapıya bir geldik ki öndeki ufak meydan olmuş size Conkbayırı, Anafartalar Muharebe Meydanı! 150- 200 öğrenci birbirine girmiş vaziyette! Okulun çıkış saati olduğundan (sabahçı 3ler ve 2lerin dersleri bitmişti, eve dönmek için okulun önündeki otobüs durağında bekliyorken kavgayı görüp katılmışlardı. Bizim zamanımızda öyle okul servisi filan yoktu. Ben bizim lise çağımızda hiç servis minibüsü diye bir şey ne duydum ne gördüm. Zaten ortaokul ve ilkokulu İç Anadolu'nun küçük şehirlerinde okuduğumdan okula tabanway denen ulaşım aracıyla giderdik. Fazla hızlı gitmezdi ama ücretsizdi. Yakıt, hava kirliliği, aidat, trafik derdi yoktu tabanwayı kullananların. 

Bir tek kar ve yağmur çamur eziyetti ama zaten kar yağdı mı çok sevinirdik. Yarı belimize kadar yağan kara bata çıka okula giderdik. Kar tatili mi dediniz? Ne kar tatili yahu! 198lerde daha öyle bir şey icad edilmemişti! Kışın tek tatil Şubat tatiliydi yahu!

Neyseee Ya Allah Bismillah deyip en yakındaki dingile daldım. Bizim okulun ünifoması lacivert ceket gri pantolon olduğundan rakip lise öğrencileri ise sanıyorum pötikareli gri ceket olduğundan saflar birbirinden rahatça ayırt ediliyordu. 

Sol yumruğumu ilk kez büyük bir karambolde o gün kullandım. İri yarı çam yarması bir düşman, üçlerden uzun boylu birini yere yatırmış, suratına art arda yumruk ekleştiriyordu. Çocuğun ağız burun dağılmıştı, kan fışkırıyordu çocuk artık vurma etme diye yalvarmaya başlamasına rağmen puşt düşman kavgada teslim olan bizim okuladan çocuğu dövmeye devam ediyordu. Tabii bu tepemi attırdı. Dayak atmanın da usulü adabı vardır. Linç edeceksen biz de biliriz dayı linç etmesini! Ben de bilirim insafsızca vurmayı!

Herifin direk kulak arkasına sol yumruğu geçirdim. Balyoz yemiş gibi oldu şerefsiz! Hiç beklemiyordu bu darbeyi! Bir anda yere yıkıldı! O hışımla kafasının üstüne zıpladım. Bildiğin zıpladım! O zamanlar belki 65 kilo filandım ama zıplamanın etkisiyle herhalde 100 kilo gelmişimdir. Herifin suratını, burnunu ezdim, iğrenç bir çatırtı sesi duyuldu, galiba burun kemiğini feci şekilde kırmıştım. Ama durmadım,, bir kaç tane takım taklavata şöyle destekli indirdim. Burnunun acısıyla mı uğraşsın takımların acısıyla mı bilemeyen köfte yerde debelenmeye başladı! Ağlayıp böğürüp duruyordu. bir iki tekme de dişlerine atıp bir kaçını oracıkta kırdım. Herhalde ömrü boyunca o dayağı unutmamıştır her kimse!

Akabinde yeni bir kurban aradım. Üç kişi bizden birini araya almış sırayla vuruyorlardı. Bizimki o sırada yere düştü ve 3'ü de onu tekmelemeye başladı Kalabalığa saldırmanın en sağlam yolu gülle gibi üstlerine atlamaktadır. Haytt diye bir nara koyup üçünün birden üstüne atladım. Hiç biri beni farketmediğinden ne de olsa yerde yatan adamı tekmelemek zevkli iştir,  boş bulundular ve dördümüz birlikte yere düştük. Yerde biriyle boğuşmaya başladım. Hemen adilik yaptım ve takımlarını sıktım. Dingil bu tür bir kavgayı hiç bilmediğinden öyle bir böğürdü ki sanki bütün kavga bir anlığına kesildi. Herkes bir an için galiba bize baktı. Çok da umurumdaydı. Baş parmağımı en hassas noktaya gömüp sıkıştırdım, erkek milletinin en hassas yeridir orası! Öyle bir acıtır ki sittin sene , bütün ömrünce bir daha orası durduk yerde sızlayacaktır. Bilmiyorum çocuğu oldu mu? Gerçi tüp bebek tedavisi var! Bana ne! 

Bu arada o yıllar parmak halteri çalışır ve parmak güreşi yapardım. O yüzden bir yeri sıktım mı kırarım, ezerim, haşat ederim. Halen bile havalar ısındı mı parmak halteri çalışıyorum. Ne zaman lazım olacağı belli olmaz.

Arama motoruna el halteri el yayı yazarsanız parmak ve bileklernizi güçlendirebileceğiniz ürünleri görebilirsiniz. Ayrıca pazıyı güçlendirir. Ufak aletlerdir her yerde okulda, evde, yolda kullanabilirsiniz. Bizim zamanımızda çok modaydı. Şimdi yeni türleri de çıkmış, denemenizde fayda var.