Büyük devletleri büyük yapan şey ticarettir ve ticarette korumacılık. Biz Türkler ne yazık ki bunu ne Çin sınırında yaşarken ne Osmanlı devrinde becermedik. Kanuni'nin Fransız ve Venedik'e verdiği ticari imtiyaz denen kapütülasyonlar ilk 30 sene Türkiye'nin yararına işledi ama sonra Osmanlı'nın Batılılırca sömürülmesine yol açtı. Bu kapütülasyonlar öyle bir hale geldi ki Avrupa bunu Çin, Japonya, Hindistan gibi ülkelere de uyguladı. Çin İmparatorluğu Osmanlı gibi sömürge haline geldi. Hindistan Türk İmparatorluğu İngilzler tarafından resmen ortadan kaldırılmadan çok önce Batının sömürgesi olmuştu. Japonlar da ilk başta kapitülasyonlarla sömürge oldular ama sonra sömürge olmamak için sömürmek gerektiğini anladılar ve kendi devrimlerini yaptılar. Ne yazık ki Osmanlı ne zaman devrim yapmaya kalksa Avrupalılar ortak şekilde gırtlağına çöktüler. Bizim kaybedeceğimizi bile bile 1. Dünya Savaşına girme sebebimiz aslında Kapitülasyonlardır. Adli-Mali-Askeri kapitülasyonlar Türkiye'yi Türk ve Müslümanlar için cehennem haline getirmişti. Yani şu sıralar tekrar moda olan İttihatçılar bizi savaşa soktu, JönTürkler yüzünden canım Osmanlıyı kaybettik lafı sadece hainliktir. Osmanlı savaşa girse de girmese de savaşı kazanan ülkeyi paylaşacaktı. Biz bari kazanan tarafta olalım dedik, üstelik Almanya'dan önce İngiltere'ye yanaştık ama İngilizler Ruslarla çoktan bizi paylaşmak için anlaşmıştı. Bunu öğrenince mecburen Almanların yanında savaşa girdik ve ilk gün tüm milletlere verdiğimiz kapitülasyonları kaldırdık deyince ilk önce Almanlar bizi protesto etti iyi mi? Savaşı Almanlar kazansaydı yine Türkiye yıkılacaktı, Filistin'e Almanlar göç etmeye başlamıştı vs.
Bunu niye anlattım: ABD baktı ki dünyadaki ülkeler de çip üretiyor hemen onları yıkmaya karar verdi. Benim 1995 yılındaki ilk PC'min işlemcisi Cyrix marka idi Cyrix ve AMD bir Texas markası idi. Texas, ABD'nin en milliyetçi ve yobaz eyaleti olduğu kadar tüm silah şirketlerinin de üssüdür. ABD kendi işlemcilerini destekledi ve özellikle Taywan ve Singapur firmalarına baskı yaptı. Böylece aslında kendi bilgisayar ana işlemcisi üretme kapasitesinde olan bu firmalar ana işlemci yerine ekran kartı, ses kartı, modem kartı gibi yan parçaların işlemcisini üretmeye yöneltildi. Bunu askeri baskı yaparak becermedi ABD, en zengin firmalarını gönderdi, ya da onlar ABD'ye geldi ve büyük firmalar tarafından desteklenerek onları sözleşme ile bağlayarak bağımlı hale getirdiler.
ABD, NSA gibi Yazılım-Donanım-Haberleşme ve Radar sistemlerini kontrol eden CIA'in de üstünde bir süper istihbarat örgütü kurdu. NSA'in görevi siber casusluk-karşı casusluk-polisiyedir. Echeleon isimli süper bilgisayar yardımıyla tüm dünyadaki telefon konuşmalarını, radyo frekanslarını, yayınları ve tabii ki Internet'i izler.
ABD'de üretilen her mikroçip'in içinde NSA'in yazdığı minik bir program&kod vardır. Böylece ABD, tüm dünyadaki bilgisayarlara erişir. Yani şu an kullanılan her bilgisayar daha üretim hattında iken içine Truva atı yerleştirilmiştir. Bu yüzden bizim gibi kendi mikroçipini üretemeyen ülkelerin orduları zaten otomatik olarak dinlenmektedir. Aslında 1990larda bu tehlike farkedildi ve Aselsan ile Havelsan kuruldu. 1995-2005 arası tüm subaylar Aselsan'ın ürettiği Kriptolu Cep telefonunu kullanıyordu. ABD bunları dinleyemiyordu ve FETÖ devreye girdi. Önce Aselsan mühendisleri öldürüldü sonra Aselsan o cep telefonunu üretmekten vazgeçti, sonra dönemin başbakanın odasına dinleme aletleri yerleştirildi, ardından askerler sahte delillerle tutuklandı. Ne zaman FEtö, hükümete hukuk darbesi yapmaya kalktı ve başbakanın gizli telefon kayıtları ortaya döküldü, hükümet emir verdi ve Aslesan tekrar o kriptolu cep telefonlarını üretti. İyi de biz zaten 1990larda retmiştik, bu hükümetin emriyle kapatılmıştı o bölüm. İşte kandılrıldık vs. Biz 2000 yılında Tübitak eliyle ilk bilgisayar çipimizi ürettik, tam seri üretime geçecektik ki bir anda Bill Gates ülkemize teşrif etti ve başbakanla görüşme yaptı ve 100 milyon dolar bağışlıyorum Türk eğitim sistemine dedi. Medya yaygaraya katıldı vayy microsoft başkanı bizim başbakanın ayağına geldi ,bütün okullara pc -laptop verilecek dendi, bi halt olmadı, biz süer dandik ürünleri parayla- ihale ile alıp öğrencilere dağıttık ama bu arada Tübitak'ın milli çipi de çöpe gitti. Halbuki o gün Bill'e kibarca yürü git denseydi şu an belki milli laptopta yazıyor veya hiç olmazsa ordumuz milli bilgisayarlar kullanıyor olurdu
İşte o gün Best Buy'da şunu gördüm, içeride binlerce ürün vardı ama hepsi sadece 5 markaya aitti. HP, Dell, Packard Bell, IBM ve Apple. Ne Sony ne Toshiba ne herhangi bir Uzakdoğu markasına ait bir tane bile Laptop yoktu. Sony video kamera vardı ama laptop yoktu, TV vardı ama desktop yoktu. Çünkü yasaktı. Çünkü ABD, kendi PC markalarını korumak için Uzakdoğu markalarına öyle bir vergi koymuştu ki! Ülkede bir tane bile mesela Samsung marka cep telf bulamazsın, şu sıralar değişmiş olabilir ama ne Japon ne Kore firmalarının bilgisayar ve cep telefonu satmasına izin yoktu.
İşte bu yüzden ben Best Buy, TR'de batar dedim. Çünkü hiç bir Türk, eşşek yüküyle para verip ABD malı almaz, aynı hatta daha iyi özelliğe sahip Uzakdoğu malını en az Dörtte bir ,üçte bir fiyata alır. Bizde bilişim marketi zamanında özgürlükçü olarak yapılandı çünkü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
HumorININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...